Get Mystery Box with random crypto!

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Şamın Səsi olarak bizler, | Cihad Uleması

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

Şamın Səsi olarak bizler, her zaman elimizden geldikçe cedel ve ihtilaftan kaçınmaya çalıştık. Çünkü bugün Müslümanların ekserisinin içine düştüğü hata, ihtilafların arasında boğulup asıl meseleye odaklanmayı bırakmalarıdır. Bütün mücadelemizi, enerjimizi ve mesaimizi kendi içimizde dönen fer'i meselelerdeki ihtilaflarda harcarsak eğer, asıl düşmana ayıracak ne vaktimiz kalır ne de takatimiz. Ki zaten bugün Müslümanların hali de tam olarak budur; Çok kalabalık ama çerçöp, Çok güçlü ama bu gücü sadece kendisine karşı kullanan...

Bunu izah ettikten sonra, Mücahidlerin ırzını ve dinlerini müdafa babından bir meseleye açıklık getirmek istiyoruz. Başarı Allah'tandır.

Kardeşler, gün geçmiyor ki, birileri çıkıp Suriye cihadı hakkında analizler kasıyor olmasın. Her geçen gün yeni bir Twitter fenomeni çıkıp, Mücahidlere afilli cümlelerle sövüp, hakkı(!) beyan adı altında kinini kusuyor. Öncelikle bilinmelidir ki, bu tür murcifun kimseler ve şüpheleri hiçbir Cihad sahasından eksik olmadı. Bunlar geçmişte de vardı, günümüzde de varlar ve gelecekte de varlıklarını sürdürecekler. Ama şu kesindir ki, bu kimseler hiçbir zaman başarıya erişemediler. Her zaman uyuz bir tavırla sağa sola sataşıp durdular. Uyuz diyorum çünkü bunların sözleri bulaşıcı bir hastalık gibidir. Bu hastalığa yakalananlar hep aynı semptomları gösterirler.

Garip olan şu ki, eskileri ve yenileri arasında cihad ibadetini yerine getirmekten kaçan ve şüpheler uydurup duran bu hasta kimselerin, evlerinde oturmalarına gerekçe olarak sundukları mazeretleri; korkaklık veya ölüm korkusu olmuyor. Veya bu kimseler, tehlikelerden çekindiklerinden, dünyaya olan hırslarından kaynaklandığını da söylemiyorlar, yine aynı şekilde evlat, aile ve vatandan ayrı düşmenin zorluğu gibi mazeretleri de dile getirmiyorlar. Bunun yerine bu hastalıklı sözlerine giydirdikleri nasihat elbisesi(!), sorumluluğu düşürücü bir acizlik, Mücahidlerin canlarına olan düşkünlük(!) veya işlerin kötü bir şekilde sonlanmasından korkma (sanki umurlarındaymış gibi) kılıflarıyla ortaya çıkıyorlar. Bunun nedeni, korkaklığın bir kişinin nitelenebileceği en kötü niteliklerden olması ve yapı itibariyle tabiatların bundan nefret etmesidir. Yani bir adamın "ben cihada çıkmıyorum, çünkü korkak biriyim" diyecek hali yok. Bunun yerine "Cihad sahasında fitne var" demek daha cazip geliyor. Ya da “Muhakkak ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim, size nasihat ediyorum” diye başlayarak kinini kusması daha makul ve daha kabul edilir geliyor.

Devam etmeden önce, bu tür kimselerin sözlerine maruz kalan mücahit kardeşlerime ve mücahitlerle olmasalar da kalpleri, duaları ve mallarıyla onları destekleyen kardeşlerimize şu gerçeği hatırlatalım:

Allah Azze ve Celle cihadı ve Mücahidleri savunmayı da cihaddan geri kalanların, ağırlaştıranların, engelleyenlerin ve bu ibadeti yerine getirmemek için türlü deliller getiren kimselerin tutundukları dayanakları da reddetmeyi bizzat kendisi üstlenmiştir!

Allahu Teâlâ bu eylemi yerine getiren mücahitleri; onların savaşlarını, sabırlarını ve hatta onların harcamalarını hor görenlere karşı da mücahidlerin savunucusudur. Cihad ibadeti, şiddetli ve amansız bir savaş olduğu gibi yalnızca cephe hattında kâfir düşmanlara karşı silahlı bir mücadelesi olan savaş türü değildir. Bu Cihad, aynı zamanda cihad yolunda şüpheler yayan, onu engellemek ve men etmek için engeller koyan, ondan kurtulmak ve rahatlamak için en basit kuruntulara sarılan kimselerin yaydığı şüphelere karşı da verilen bir savaştır. Bundan dolayı, bu uyuzların sözlerinden dolayı kalbiniz darlanmasın, ümitsizliğe kapılmayın. Sizler fisebilillah savaşınıza yoğunlaşın, kapıdaki düşmana karşı hazırlık yapın, oturanların yaydığı kuruntular sizi yolunuzdan alıkoymasın. Hiç şüphesiz ki siz, apaçık bir hayır üzeresiniz.