2021-12-13 10:31:29
İlgi, Oyun, Çet ve…
İlgi ne demek?
Ona zaman ayırıp bizzat ilgilenmen demek. Ama odaklanarak… Yoksa elinde telefon veya kumanda:
- Eeee, anlat bakalım… Günün nasıl geçti?
Cümlesi ilgiden çok ilgisizliktir. Bunu belki bir erkek bazen kaçırır ama bir kadın veya kız asla kaçırmaz.
Sahi, şu kızımıza ve eşimize (ve tabi annemize) veremediğimiz ama kendisine cömertçe ilgi ve dikkat verdiğimiz kumanda veya telefon, günümüz tabiriyle sanal dünya neyin nesidir?
Lafın dolaştırmadan direkt söyleyelim mi? Hadi söyleyelim:
Kurgu!
Daha da öz Türkçe ile söyleyelim:
Yalan!
Birisi masa başına oturur ve bir senaryo veya hikâye uydurur, başkası da onu perdeye aktarır. Oyuncuların tamamı sanat icrası adı altında ve biraz para karşılığında rol keserler. Berhan Şimşek gibi takvalı bir gencin filminin çekimi arasında kafa çeker.
Ekmek arası döner, takva arası içki gibi bir şey bu…
Ya da telefonda çet yaptığın ve tüm dikkatini verdiğin ama tanımadığın kız, belki de bir erkek… Kadınsa bile, sana gösterdiği yüz ve yazdığı ifadeler –emin ol- baştan sona yalan! Zaten o kadar iyi ve güzel kız neden sanal âlemde aransın ki? Hatta senin şu Polyanna gözünden baksak bile, onu da elde ettiğinde demek ki onu da ihmal ederek sanalda yeni bir kız arkadaşı avına çıkacaksın. Ve bunun sonu asla gelmeyecek.
Bir de oyun bağımlıları var tabi… Saatlerce huşu(!) içinde oyunlarına odaklanıp gerçek dünyaya kör ve sağır olanlar, daha doğrusu kalbini, zihnini, gözünü ve kulağını oyuna verdiği için dışa kapatanlar, acaba o oyundan vakit zayi etmek dışında ne elde ediyorlar?
Pardon, bir de sağlıklarını kaybetme dışında diyelim…
Aslında bu ikisine yakınlarını ve çevrelerini, hatta hayatlarındaki en güzel fırsatları kaybetmeleri dışında desek daha doğru… Belki daha başka şeyler de eklenebilir tabi…
O oyunun sonunda ne var?
Ne yani bu oyun hiç bitmiyor mu?
Yani şayet bitmiş olsaydı, o zaman ne olacaktı?
Bilmiyor musun?
Hadi bildin diyelim… Mesela oyunun sonunda Ferrari verdiklerini düşünelim… O oyunu kurgulayan yani yazılımını yapan sence o oyunu bitirir mi? Sen sonuna yaklaştıkça o oyuna yeni bölümler ekler ve 10 sene sonra sen hâlâ –tabi ölmemişsen- oyunun sonuna iyice yaklaştım diyor olursun.
Oyunun da bir kurgu olduğunu sen de ben de gayet iyi biliyoruz. Kurgu demek elbette yalan demek… Çünkü masa başında tıpkı roman, hikâye, senaryo gibi oyunu da kurgucusu kafasından, midesinden veya iki bacağının arasından uyduruyor.
Şimdi tüm bu yalanlar için kızını veya eşini ihmal etmeye değer mi?
İş işten geçtiyse de soruyu şöyle güncelleyelim:
- Değdi mi? Kızını ve eşini kaybettiğine. Ve kendini kaybettiğine.
İlgi göstermediğiniz bir kızınızı iyi yetiştiremezsiniz. İlgi göstermediğiniz eşinizi de mutlu edemezsiniz.
Ancak eksik kalan parçanın ilgi olduğunu kadın da çoğu zaman bilmez. Bunu da kendi kendine öğrenemez. Bunu ona öğretecek olan da erkektir. Çünkü erkek bir baba olarak da bir eş olarak da elinin altındakilerden birinci derecede sorumludur.
Peki, erkek evlenmeden önce uğruna ölmeyi göze aldığı eşine evlendikten sonra neden ilgi göstermez? Çünkü o aşkı ve sevgiyi sadece evleninceye kadar sanır. Ondan sonra koca ve karı ilişkisi başlamıştır.
Bunun Türkçesi de şudur: kadın kocasına hizmet edecek, cinsel ihtiyacını karşılayacak, erkek de eşinin maddi ihtiyaçlarını giderecek.
Bugün İslam dünyasındaki kafa yapısı maalesef budur. Bu yüzden ileri gitmek bir tarafa, sürekli geri gidiyoruz. Özellikle de aile konusunda… Zaten aile çökünce her şey çöküyor.
Rahmet ve Merhamet bölümünden bir fragman...
34 viewsRecep Uğuz, 07:31