Get Mystery Box with random crypto!

HER AN ALLAH İLE BİRLİKTE OLMA ŞUURUYLA YAŞAMAK “Hocam her an | Davası İslam Olanlar

HER AN ALLAH İLE BİRLİKTE OLMA ŞUURUYLA YAŞAMAK

“Hocam her an Allah’ın bizimle birlikte olduğu şuuruna nasıl ulaşabiliriz?

Günlük hayatın koşuşturmacasına girdiğimizde bir anda Allah düşüncesi aklımızdan çıkabiliyor."

Bu soru öyle önemli bir soru ki… *İnsan için en büyük felaket Allah’ı unutmasıyla başlar. Zira insan Allah’ı unuttuğunda “Allah yokmuş gibi”* düşünmeye, yaşamaya, hareket etmeye başlar. Allah’ı unutan kimse O’nun koyduğu kuralları, O’nun çizdiği kırmızı çizgileri de unutur. O, artık şeytanın güdümüne girmeye, nefsine boyun eğmeye hazır bir konumdadır.

Allah ile birlikte olduğunun şuurunda olmak kişinin ayık olmasına, Allah’ı unutmak ise sarhoş olmaya benzer. Sarhoş olan bir kimse artık hiçbir davranışını doğru dürüst yapamaz. Onun bakışı, konuşması, yürümesi, insanlarla ilişkisi anormal bir hal alır.

Rabbimiz bize Kur’an’da kendisini bir an bile hatırdan çıkarmamamız gerektiğini defaatle hatırlatır. Bir âyette her an bizimle birlikte bulunduğunu şöyle belirtir:

*“Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görür.”* (Hadid, 4)

*“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.”* (Kaf, 16)


Topluluk içindeyken de Rabbimiz her an bizimle birlikte olduğunu hatırlatır:

*“Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.”* (Mücadele, 7)

Bir kimse Allah’ı unutunca Allah da o kişiye kendi kendisini unutturur.

O kişi artık dünyada ne için var olduğunu unutur. Fiillerini, hal ve hareketlerini bir amaç uğrunda yapmayı boşlar. Kendi nefsi hesabına yaşamaya başlar. Bu şekildeki yaşayış onu yoldan çıkarır. Rabbimiz bu konuda da şöyle buyurur:

*“Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.”* (Haşr, 19)

Öyleyse şu önemli soruyu soralım:

Her an Allah ile birlikte olduğumuz şuurunu (âlimlerimiz buna murakebe adını verirler) nasıl edineceğiz

*Nasıl olup da günlük hayatın koşuşturmacası içerisinde, milyonluk metropollerde, gündelik telaşlar içinde her an murakabe şuuruyla yaşayacağız*

Böyle bir hayatın nasıl mümkün olacağının pratik örneğini Allah Resûlü (s.a.v.) sergilemiştir. Allah Resûlü’nün hayatını örnek almak, “murakabe” boyutunda bir hayat yaşamanın olmazsa olmaz şartıdır. Nitekim Rabbimiz sadece bu konuda değil her konuda onu bize örnek göstererek şöyle buyurmuştur:

*“Andolsun ki, Allah’ın elçisi sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çokça ananlar (hatırından çıkarmayan, mukarabe şuuruyla yaşamak isteyenler) için güzel bir örnektir.”* (Ahzab, 21)

*Peki Allah Resûlü (s.a.v.) nasıl olup da her anını murakabe şuuruyla yaşadı*

Bunun basit bir cevabı var: O, hayatındaki her yaptığı fiili bir dua ile birleştirdi. Sabah uykudan uyandığı andan başlayarak, tuvalete giderken, çıkarken, abdest alırken, abdestini bitirdiği anda, evden çıkarken, eve girerken, insanlarla sohbet ederken, sohbeti bitirdiğinda kalkıp giderken, hasta olduğunda, iyileştiğinde, yağmur yağdığında, rüzgar estiğinde, bir sıkıntıyla karşılaştığında, üzüldüğünde, sevindiğinde daima bir takım dualar etmiştir.

Onu en yakından tanıyan kişi Hz. Âişe, ondan söz ederken ne diyordu:
*“Allah Resûlü (s.a.v.) her anında Allah’ı anardı.”* (Buhârî, “Ezan”, 19; Müslim, “Hayız”, 117)

Hayatını sürekli Allah ile birlikte geçirmek isteyenler için bundan başka bir yol yoktur.

Soner Duman