2022-03-06 15:15:47
İstikamet hayatın her alanında bize lazımdır. Adeta hayatın dengeli olması istikamete bağlıdır. O açıdan detaya inildiği zaman istikameti pekçok alana yaymak mümkündür. Bunlardan en önemlileri ise şunlardır:
İmanda istikamet
Uslubta istikamet
Hayalde istikamet
İstikametin en önemli yanını imanda istikamet oluşturmaktadır. Mümin her alanda olduğu gibi iman ve islamda da istikamet üzere olmalı, dünyanın geçici zevkleri onu yolundan ve davasından alıkoymamalı, dinî adına yaptığı fedakarlıklar karşısında başına gelen çile ve sıkıntılar onu iman yolundan dur etmemelidir.
Bunun yanında imana dair meseleler hadiselerin tahammül kaldırmaz atmosferi altında sıradan hale gelebilir, Allah’ı bilmek, marifetullah aşkı kişinin gönül dünyasında azalabilir. O açıdan iman bir söz vermektir. Dönüşü olmayan bir yola girmektir. Başlangıçta heyacanlarla girilen yolda, insanın yol yorgunluğu yaşaması an meselesidir. İnandım demek tek başına yetmemektedir, mühim olan inanılan yola adanabilmektir. Şartlar ve sonuçlar ne olursa olsun imanda istikameti koruyabilmek esastır. İman etmek kadar, imanı ölüm fermanına kadar muhafaza edebilmek çok önemlidir. İnsanın başına gelen en büyük musibette dinine ve imanına gelen musibettir. O halde sıkıntı ve darlıklar yaşayan bir kimsenin bu süreçteki imtihanı kazanıp kazanmadığının en belirgin ölçüsü, imanındaki derinleşmedir. Şayet musibetler kişiyi Allah’a yaklaştırıyorsa o kimse sürecin galibidir.
Üslupta istikamet.
Üslubumuz namusumuzdur ifadesi, aslında üslupta müstakim olmanın en güzel ölçüsünü bizlere vermektedir.
Meselenin aslında iki yanı vardır:
İlki konuşmaya medar olan konuların zaman, şartlar ve muhataba uygun bir şekilde icra edilmesidir. Zira yerinde ve bağlamında dile getirilmeyen mesele, uslubtaki istikameti bozar.
İkincisi ise şartlar ne kadar aleyhimize olursa olsun, zalimler ne kadar zulüm karanlığında boğulursa boğulsun, yine de dilimizi her türlü kötü söylemlerden korumaktır. Dil Allah’ı anmak, hakikati haykırmak için bize bahşedilmiştir. İnsanın bu anlamda dilini kirletmesi, bu ilahi atiyyeye saygısızlıktır. Bu nedenle çok zor olsa da nezahetimizi ve nezaketimizi muhafaza etmek her durumda bize düşen bir sorumluluktur.
Zalime küfretmek, zalime bir zarar vermez, ama bize zarar verir. Meclislerimizi böylesi kimselerin adını anarak kirletmek, dilimizden onlara sürekli galiz sözler sarf etmek, onlara bir zarar getiremeyeceği gibi, bize de bir fayda hasıl etmez. Bu demek değildir ki zalime karşı durmayalım. Hayır tabi ki zalime karşı haykırmalıyız, zulme karşı çıkmalıyız ama bunu yaparken nezaheti lisaniyemizi muhafaza etmeliyiz. Sebepler planında üzerimize düşeni yapmalı, akabinde ise Allah’a arzu halde bulunmalıyız. Aksi halde yarın yok olup gidecek zalimlerin kirli isimlerini anarak, lisanımızı kirletmeye, kalbimize ve kalbi istikametimize zarar vermeye hiç gerek yoktur.
Hayalde istikamet.
Malumdur ki hayal, herhangi bir şeyi zihnen tasavvur ve akıl ötesi canlandırmaktır. Hayallerin duru saf ve berrak olması çoğu zaman fiziki hayatın, zikzaklardan uzak olmasına bağlıdır. Zahiri hayatında temiz yaşayanın hayali de rüyası da temiz olmaya namzettir. Kalb ile lisanı arasındaki düalizmden kurtulamayan kimsenin hayalleri de kirden pastan kurtulamaz. Hayal, adeta yaşanmış hayatın gayri iradi insanın zihninde sinema şeriti gibi canlanmasıdır. Bu açıdan insanın hayalini dahi istikamet üzere tutması gerekir.
Bunun yolu da olduğun gibi görünmektir, ikilikten uzaklaşmaktır, murakabe ve muhasebe ağında hayatı ihsan şuuru içinde yaşamaktan geçmektedir. İnsanın davranışları ve tutumları, onun iç dünyasına meknuz olan halin dışa vurmasıdır. İnsanın ruhu düzgünse onun gölgesi de hayalleri de düzgün olur.
Eğri ağacın gölgesi düz olmadığı gibi, düz ağacın gölgesi de eğri olmaz. Meşhur bir sözde ifade edildiği gibi küpün içinde ne varsa dışına o sızar. Bu açıdan kalbi ve gönlü temiz tutup, hayalde istikameti yakalamak mümin için önemli bir hedef olmalıdır.
Evet, insanın davranışları onun iç dünyasının akisleridir. Eğer insanın ruhu düzgünse onun gölgesi de daima düz olur.
341 views12:15