Hakkın Yardımcıları

2022-10-04 10:48:53 Ehl-i Sunnet ve'l Cemaat'in İmamı Ahmed ibn Hanbel (Allah ona rahmet etsin) şöyle der: “Ehl-i Sünnet'ten olup da fasık olanların kabirleri, cennet bahçelerinden bir bahçedir; bidat ehlinden olup da zahid olanların kabirleri ise cehennem çukurlarından bir çukurdur. Ehl-i Sunnet'ten fasık olan kimseler, Allah'ın velileridir; bidat ehlinden zahid olan kimseler ise Allah'ın düşmanlarıdır.”
(Menakıbu'l İmam Ahmed ibn Hanbel, İbnu'l Cevzi, s. 253 / Tabakatu'l Hanabile, c.1 s.184)

Derim ki: Demokrat İslamcı cemaatlerin bidatçı olduklarında bir şüphe yok! O halde onların Allah'ın düşmanları ve cehennem çukurlarından bir çukurda olduklarını söylememiz aşırılık mıdır??? Ehl-i Sunnet mezhebinin İmam'ı Ahmed ibn Hanbel'e göre bu caizdir; hatta bu Ehl-i Sunnet'in İmamı'nın kavlidir. Ancak dini sulandıranların, Ebu Katade ve emsalinin mezhebine göre, onları Allah'ın düşmanı ve cehennem çukurlarından bir çukurda olmakla itham etmek caiz değildir; üstelik kim böyle bir ithamda bulunursa onu aşırılık, bidatçılık, heva ehli, haricilik ve ümmetin safını bölme vs. vs. gibi -aşırı gördükleri kimseler olan hak ehli söz konusu olunca bitmeyen- sıfatlarla nitelerler.

Ey ahdinde sebat eden kimse! Kardeşlerinin uğruna can verdiği akide ve menhec üzere öl! Allah sana rahmet etsin!

Hakkın Daveti Aç / Yorum Yap

2022-10-03 17:59:47 İmam Muhammed ibn Abdulvehhab şöyle der:

"Eğer İslam, -hadiste geçtiği üzere- başladığı gariplik haline geri dönecekse, insanların çoğunluğu ile delil getirenlerden daha cahil kim olabilir?"

Durar es-Seniyye 1/41 Aç / Yorum Yap

2022-10-03 17:59:41 Ehl-i Sunnet ve'l Cemaat'in İmamı Ahmed ibn Hanbel (Allah ona rahmet etsin) şöyle der: “Ehl-i Sünnet'ten olup da fasık olanların kabirleri, cennet bahçelerinden bir bahçedir; bidat ehlinden olup da zahid olanların kabirleri ise cehennem çukurlarından bir çukurdur. Ehl-i Sunnet'ten fasık olan kimseler, Allah'ın velileridir; bidat ehlinden zahid olan kimseler ise Allah'ın düşmanlarıdır.”
(Menakıbu'l İmam Ahmed ibn Hanbel, İbnu'l Cevzi, s. 253 / Tabakatu'l Hanabile, c.1 s.184)

Derim ki: Demokrat İslamcı cemaatlerin bidatçı olduklarında bir şüphe yok! O halde onların Allah'ın düşmanları ve cehennem çukurlarından bir çukurda olduklarını söylememiz aşırılık mıdır??? Ehl-i Sunnet mezhebinin İmam'ı Ahmed ibn Hanbel'e göre bu caizdir; hatta bu Ehl-i Sunnet'in İmamı'nın kavlidir. Ancak dini sulandıranların, Ebu Katade ve emsalinin mezhebine göre, onları Allah'ın düşmanı ve cehennem çukurlarından bir çukurda olmakla itham etmek caiz değildir; üstelik kim böyle bir ithamda bulunursa onu aşırılık, bidatçılık, heva ehli, haricilik ve ümmetin safını bölme vs. vs. gibi -aşırı gördükleri kimseler olan hak ehli söz konusu olunca bitmeyen- sıfatlarla nitelerler.

Ey ahdinde sebat eden kimse! Kardeşlerinin uğruna can verdiği akide ve menhec üzere öl! Allah sana rahmet etsin!

Hakkın Daveti Aç / Yorum Yap

2022-09-29 14:17:03 Aşağıda aktarılanlar ve verilen hükümler, Şeyh Ebu Abdullah el Haşimi'nin (https://t.me/alhekmahwalather) Yusuf el Karadavi hakkında sayfasında yayınladığı birkaç yazıdan kısaltılıp birleştirilerek ve hiçbir ekleme yapılmadan derlenmiştir:

“ Hakkı aramadaki çabasının kendisini Ateizme veya başka bir dine götürdüğü kimsenin ahiretteki azaptan kurtulabileceğini söyleyen; Papa ölünce rahmet okuyup ihlasını ve davetini öven; Yahudileri ve Hristiyanları, Müslümanların kardeşleri olarak isimlendiren; Demokrasiyi meşru sayan; kafirin velayetini caiz kılan; riddet haddini iptal eden; az miktardaki faizin helal olduğuna dair fetva veren; birçok sahih hadisi ve hükmünü inkar eden; birçok icmayı çiğneyen ve haramı helal kılan; küfür olan birçok ameli, sözü ve fikri bulunan; temsil ettiği akımın en büyük sembollerinden biri olup birçok nesilleri saptırmış olan Yusuf el Karadavi hakkında:

Bütün bunların birkaç kişide değil tamamıyla kendisinde toplandığı, üstelik ömrü boyunca bunları yayan ve ümmeti bunlara ikna etmeye çalışıp can atan böyle bir kimseye özür getirenler veya üzülenler; ancak onun durumunu bilmeyenler veya onun gibi olanlardır.

Apaçık, saf ve katışıksız küfürden başka ihtimal taşımayan küfürlere göz yumarak, ölen kimsenin kelime-i şehadet getirmesini hüccet olarak getirip bunun kafi geleceğini ve hiçbir söz veya amelin ne kadar fahiş olursa olsun ona zarar vermeyeceğini ileri sürmek, gulat-ı mürcie mezhebinin ta kendisidir.

Ey kalbimizin katı olduğunu söyleyen kimse; sahte bir din inşa etmede dosdoğru yürümüş, küfür ve zina kapılarını açmış, İslam'ın sabiteleri ile oynamış bu habisin yaptıkları karşısında Allah'ın hakkını gözetmede kalbin ne kadar da katı! Üstelik bizden ona rahmet dilememizi istiyorsun!

Apaçık, saf ve katışıksız küfür olan bazı meseleler, artık ihtimal taşıyan ictihadi meselelerden olmuş! Üstelik bu görüşleri üstlenenler de daha düne kadar Tevhid davetçilerinden ve onun koruyucularından olduklarını iddia edenler! Ama artık bugün, Tevhid'e eğrilik vermek istiyorlar! ” Aç / Yorum Yap

2022-09-25 20:55:27 En çok üzüldüğüm konulardan birisi de bizi oraya çağıranlar, Anne ve babalarımızı bize karşı haklı cıkardılar.
Bize gitmeyin onlar ancak kendi makam ve mevkileri için kullanıyorlar işleri bittiklerinde ise sizleri atacaklar onlar arabalarda en iyi evlerde sadece kendi tahtları kendi menfaatleri için sizi kullanıyorlar, onlar neden savaşmıyor onlardan ölene hiç rasladınmı derken sadece tebesüm ediyordum.
Şimdi baktığım zaman nekadarda haklı olduklarını ortaya cıkardılar. Malesef

Bir çok kardeşin bir seneye aşkın bazılarının ise daha fazladır Htş zindanlarında tutulmakta ailelerinin ve eşlerinin hiçbir haber alamadığı kardeşler var.
Bu kardeşleri oraya çağıranlar onların üzerinden para devşirenler ve kanlarını akıttıkları bu beldede esir ve işkence gördükleri zindanlarda onları yüzüstü bıraktılar.

Her gün kameralar karşısına çıkıp cihadla ilgili konuşanlar, insanları sözde cihadlarına çağıranlar, orda cihadcılık oynayan cemaatler ve Cihadlarını ticarethaneye çevirenlerin
Maskelerinin düşmesini,
ALLAH'tan onlar aleyhine imkan vermesini,  kuvvetlerini kırmasını,
Kendilerine ancak kokuşmuş müfsidlerin ve bozulmuş bilgiçlerin tabii olduğu haydutlar ve mücrimlerden oluşan fasık toplulukların burunlarını yere sürtmesini istiyorum. Aç / Yorum Yap

2022-09-20 15:44:29 Allah ve Sonra Tarihi Şahit Tutmak İçin

HTŞ ile mürted devletler arasındaki ilişkilerde en önemli aracılardan biri olan ve Heyetçi kanalların kendisinden sürekli alıntılar yaptığı Gazeteci Ahmed Zeydan hakkında Şeyh Ebu Firas es-Suri (rahimehullah)'ın şahitliği ve sözleri:

Bir keresinde Şeyh Ebu Firas (rahimehullah) ile beraber bir mecliste otururken, medyacı Ahmed Zeydan'dan söz açıldı ve dedi ki:

"Biz Pakistan ve Afganistan'dayken Ahmed Zeydan'dan şüpheleniyorduk. Bu yüzden bazı kardeşler onu takip etmeye başladılar. Gördüler ki sürekli Mısır büyükelçiliğine gidip geliyor. Sonra üzerindeki şüphe daha da artınca, kardeşler daha da sıkı takip etmeye başladılar. Bir de gördüler ki Pakistan'daki Suud büyükelçiliğine de sürekli uğruyormuş. Bu yüzden kardeşler, muhabir Ahmed Zeydan'ı bu elçiliklerin ajanı olarak görüyorlardı."

Bunlar, Şeyh Ebu Firas Es-Suri'nin Ahmed Zeydan hakkında söyledikleridir ve Şeyh'in söylediği dışında bir bilgim de yok. Bu söylediklerime Allah şahittir.

| Safer 1444

https://t.me/Al_Kalema_AlHasana/133 Aç / Yorum Yap

2022-09-15 09:46:50 “Bazıları şöyle diyebilirler:

‘Kardeşim bunlar için tekniğe ve taktiğe ihtiyaç var. Önce güzelce silahlanmalıyız. Düşmanlarımızın sahip olduğu gibi bizler de tanklara, uçaklara, teknolojik imkan ve sanatlara sahip olmalıyız!’

İyi bilinsin ki Rumu ve Farsı yenenler tuz ile kâfur otunu birbirinden ayırt edemeyen kimselerdi. Kisra'nın sarayına girdiklerinde beyaz kâfur buldular. Onu tutup bu ne yumuşak bir tuzmuş diyerek yemeklerine koyduklarında tuz tadı gelmeyince onun tuz olmadığını anlamışlardı.

Oranın en zengin eşrafından Abdulmesih isimli birinin kızı esir alınmıştı. Yaşlı olan bu kadın, kendisini esir alan askere, ‘Ey evladım! Benim yaşım oldukça ilerlemiş, gençliğim kaybolup gitmiştir. Sana istediğin kadar para vereyim ve beni bırak!’ der. Asker de ‘Bin dirhem isterim’ der. Kadın çıkarıp bin dirhemi verdikten sonra ‘Neden daha fazla istemedin?’ diye sorar. O da ‘Binden sonra başka bir sayı mı var?’ der. O, en büyük sayının bin olduğunu düşünmekte!

İşte o zamanın süper devletlerini, Rum ve Farsı bunlar fethetmiştir. Teknik, taktik ve teknolojisi olmayan insanlar!”

Şeyh Abdullah Azzam (rahimehullah) Aç / Yorum Yap

2022-09-08 17:42:43 Heyet'in havlayan köpeklerinin laik fıkhı Erdoğan'ı kapsıyor, hatta onu (Ebu Mariya'nın hükmüyle) İslam için çalışan kimselerden biri kılıyor! Ama el Kaide örgütüne gelince o, bu fıkıhlarının dışında! Üstelik ona olan beyatları, kendilerinin bozduğu gibi bozmaya ve dönekliğe çağırıyorlar. Şunu diyen ne de doğru demiş: Fahişe kadın, diğer kadınlar da keşke onun gibi fahişe olsaydı diye temenni eder.

Ebu Usame Muslim Aç / Yorum Yap

2022-09-05 13:33:10 2/2

Alimler ittifak etmiştir ki müslümanların fethederek aldıkları beldelerde yeni kliselerin açılması veya eskilerinin onarılması caiz değildir. Ama Hristiyanları aynı vatanın (Suriye'nin) evlatları statüsüne koyan ulus devlet anlayışını yürürlüğe sokan HTŞ'nin sözlüğünde fetih kavramına yer olmadığından, sulh yoluyla alınan beldelerdeki kliseler hakkında alimlerin söyledikleri sözler ile cahilleri kandırmaktalar. Halbuki alimler yine ittifak etmiştir ki ikinci durum dahi gayrimüslimlerin dini şiarlarını izhar etmeleri asla caiz değildir.

Aslında meselenin zimmet ehlinin hükümleri ile de bir alakası yok! Mesele tamamıyla, uluslarası düzenin benimsediği öğretilerden biri olan farklı din mensuplarına hürriyet hakkı tanıma olgusunu göstermeye çalışıp, 'Bakın, onlar da dinlerini izhar edebiliyorlar' diyerek, küfürlerini izhar etmeye kafirleri teşvik edip bununla sevinmekten ibaret!

Yine bu bağlamda, içeriye yönelik propaganda yaparken Müslüman olduklarını iddia ettikleri Dürzilere bir ziyaret gerçekleştiren Cevlani, dışarıya servis edecekleri videoyu çekerken "Dinde zorlama yoktur" ayetini okuyarak Dürzileri küfürleri üzere kalmaya teşvik etmişti! Aç / Yorum Yap

2022-09-05 13:33:09 Müslümanlara karşı izzetli kafirlere karşı zelil olan HTŞ hükmündeki Cisr Eş-Şuğur bölgesinde yaşayan ve sayıları 200'ü bile geçmeyen Hristiyanlar, 'Anna' adını verdikleri eski bir klisenin on yıllık aradan sonra tekrardan açılmasını kutladılar.

Monitör sitesine açıklama yapan belde sakinlerinden bir Hrıstiyan, Cevlani'nin yakın zamanda kendilerine bir ziyarette bulunup dini şiarlarına izin vereceklerine dair söz vermesinden sonra bu açılışı gerçekleştirdiklerini belirtti.

Şeyhleri ve sadık kardeşleri tutuklamak için Müslümanların mescidlerine hürmet göstermeden oraları basan HTŞ, müslümanlara göstermediği şefkat ve merhameti gayrimüslimlere gösteriyor!

1/2 Aç / Yorum Yap