2022-01-01 18:41:08
LÂ İLÂHE İLLALLAH’A DAVET ETMEK
Allah subhanehu ve teala şöyle buyurdu;
De ki: “İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah’a çağırırız. Allah’ın şanı yücedir. Ben, Allah’a ortaklarda degilim”(Yusuf, 108)
İbn Abbas radıyallâhu anhumâ, şöyle anlatmaktadır:
----“Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Mu’âz
radıyallâhu anh’ı Yemen’e gönderdiğinde şöyle dedi:
----«Sen ehl-i kitaptan olan bir topluma gideceksin. Onları ilk davet
ettiğin şey Allah’tan başka gerçek anlamda ibadet edilmeye layık bir başka varlığın bulunmadığına tanıklık etmek olsun!»
Bir başka rivâyette de:
----«İlk davetin Allah’ı birlemeye olsun! Bu konuda sana itaat ederlerse, Allah’ın kendilerine her gün
ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir! Bu konuda da itaat ederlerse, Allah’ın zenginlerinden alınıp fakirlerine
verilecek sadakayı (zekatı) farz kıldığını bildir! Bu konuda da itaat ederlerse, değerli mallarını almaktan sakın! Mazlumun
duasından da kaçın! Zira mazlumun duası ile Yüce Allah arasında hiçbir engel yoktur.» Buhârî, Muslim rivâyet etmişlerdir.
Yine ikisinin rivâyet ettiği bir hadiste
Sehl b. Sa’d radıyallâhu anh şöyle anlatır: “Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem Hayber Günü şöyle dedi:
----«Yarın sancağı öyle birine vereceğim ki; Allah ve Rasûlü tarfından sevilir; o
da Allah ve rasûlünü sever. Allah onun eliyle fethi nasip edecektir.» İnsanlar gece olunca aralarında sancağın kime
verileceğini konuşmaya başladılar. Sabah olunca Rasûlullah’ın yanına gittiler. Herkes sancağın kendisine
verileceğini ümit ediyordu. Peygamber sallallâhu aleyhi ve selem:
----«Ali b. Ebî Tâlib nerede?» dedi.
Gözlerinden
rahatsız olduğunu söylediler. Haber gönderip çağırttılar. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem tükürüğünü Ali radıyallâhu anh’ın gözlerine sürüp dua edince, gözleri sanki hiç ağrımamış gibi iyileşti. Daha sonra Rasûlullah
sancağı ona verdi ve şöyle dedi:
---- «Düşman sahasına varana kadar ağır ol! Daha sonra onları İslam’a davet et! Allah’ın
kendileri üzerinde ne gibi hakları olduğunu bildir! Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın senin elinle bir insanı hidâyete erdirmesi
kızıl develerden daha hayırlıdır.»
“Konuşmaya başladılar” kısmı, hadisin orijinalinde yedûkûn kelimesi ile ifade edilmiştir.
AYET VE HADİSLERDEN ANLAŞILAN MES’ELELER
Allah’a davet, Rasûlullah’a ittiba edenlerin yoludur.
İhlâsa dikkat çekilmektedir. Çoğu kimse “hakka davet” için ayağa kalktığı halde insanları kendi nefsine
davet etmektedir.
Davet işini yapanlar için Basiret farzlardan biridir.
Tevhidin güzelliklerinden biri de Allah’ı makamına layık olmayan inanç ve düşüncelerden tenzih etmektir.
Şirkin çirkinliklerinden biri ise, Allah hakkında yakışıksız bir inanç ve düşünce olmasıdır.
Bu mes’elelerin en önemlilerinden birisi: muslumanin müşriklerden uzaklaşması
gereğidir.
Tevhid [kula öğrenmesi ve amel etmesi] farz olan ilk şeydir.
Tevhid her şeyden hatta namazdan daha önceliklidir.
[Muâz hadisinde geçen ilk olarak daveti yapılacak şey:] “Allah’ı birleme” ile “Lâ ilâhe illâllah” kelimesine
şehadet etmek aynı anlamdadir.
İnsanlardan bir topluluğun “Ehl-i Kitap” oldukları halde bunu bilemeyebileceği ya da bildiği halde amel
etmeyebileceğidir.
Zekâtın ödenmesi konusu namaz gibi vurgulanmistir.
Öğreticinin öğrenende oluşan şüpheleri gidermesi gerekir. [gerekliliği.]
Zekâtta değerli malları almaktan sakınılması gerekir.
Mazlumun duasından sakınmak gerekir.
[Mazlumun duası ile Allah arasında] hiçbir engel yoktur.
Peygamber sallallâhu aleyhi ve selem ve önde gelen velilerin başlarından geçen sıkıntı, açlık,
hastalık gibi çileler de tevhidin delillerindendir.
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in: “Allah’a yemin olsun sancağı öyle birine vereceğim ki, …” şeklindeki
sözleri peygamberlik delillerindendir.
Ali radıyallâhu anh’ın gözüne kendi tükürüğünü sürmesinin de yine bir diğer peygamberlik delillerindendir.
Ali radıyallâhu anh’ın fazileti.
46 views15:41