Get Mystery Box with random crypto!

İttiba Edenler

Telgraf kanalının logosu iiammuslim — İttiba Edenler İ
Telgraf kanalının logosu iiammuslim — İttiba Edenler
Kanal adresi: @iiammuslim
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 130
Kanaldan açıklama

وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَأَطِيعُواْ الرَّسُولَ

Ratings & Reviews

2.33

3 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

0

4 stars

1

3 stars

0

2 stars

1

1 stars

1


En son Mesajlar

2022-01-30 23:50:09
İttiba edilecek olan hidayet yoluna muhalefet eden ve ibtidâ edene kadar haddini aşan'a deki;

"Her hayr geçmiştekilerine ittiba'dadir ve her şerde (bid'at) icad eden cahildedir.

İlklerin yolunu takip et, ki onlar sadık rehberimizin yolunu izlediler.

Onlardan sonra gelen insanlari ALLAH Çirkin etsin çünkü onlar sünneti bid'atle değiştirdiler.

Dinde önceden olmayan şeyleri soktular, Yoksa nerden (bid'atler) Oluştu!

İtikad ettiler! Ve itikad ettiklerini hoş gördüler sonrada onun dine faydalı olduğunu iddia ettiler

Vallahi iddia ettikleri şeyde yalan söylediler!
Böylece sende Dinde olmayan bir şeyi görürsen onu Terk et!
87 views20:50
Aç / Yorum Yap
2022-01-30 20:47:28 MÜHİM BİR TENBİH

Hadislerde ve selefin sözlerinde geçen "saat" ifadesi ile bizim halihazırda kullandığımız altmış dakikayı ifade eden zaman dilimi kastedilmez. Zîrâ onların döneminde zaman, böyle bir taksîm ile bilinmiyordu.

Onların sözlerinde "saat" ifadesi ile kastedilen şey, mutlak olarak, sabah veya akşamdan, kısa veya uzun bir zaman dilimidir.
30 views17:47
Aç / Yorum Yap
2022-01-30 20:45:21 "Biz onlardan önce kendilerinden daha kuvvetli olan ve beldeleri delik deşik edip oyan nice nesilleri helâk ettik. Var mı bir kaçış? Hiç şüphesiz ki bunda, KALBİ olan ve şâhid olup kulak veren kimse için, elbette bir öğüt vardır."

(Kâf, 36,37)

İbn Kuteybe şöyle demiştir:

"Kalbi olan" yani "Aklı olan". Çünkü kalp, aklın yeridir.

(Te'vil-u Muşkilu'l-Kur'ân)
29 views17:45
Aç / Yorum Yap
2022-01-30 20:38:40 "Bu (Kur'ân), insanlar için bir beyân, Allah'dan gereğince korunup sakınan muttakîler için bir hidâyet ve ögüttür."

(Âl-i İmrân, 138)

İmâm eş-Şa'bî:

Kalp körlüğü için BEYÂN
Sapkınlık için HİDÂYET
Cehâlet için ÖĞÜT.

(İbn Ebî Hâtim Tefsîri)
32 views17:38
Aç / Yorum Yap
2022-01-30 20:37:02 Abdullah İbn Mes'ûd radıyallâhu anh:

"Şüphesiz ki Kur'ân, şefaat eden ve şefaati kabul edilendir.

Ehli için mücadele eden ve sözü tasdîk edilendir.

Kim onu önüne koyarsa, ona rehberlik edip Cennete götürür.

Kim de onu arkasına atarsa, Cehenneme sürülür."

(İbn Ebî Şeybe Musannef, 6010)
31 views17:37
Aç / Yorum Yap
2022-01-30 16:41:08 Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın olduğu zaman..

Rabbin'in buyruğu geldiği ve melekler saf saf durduğu zaman..


O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda?

Der ki: 'Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim.'


Artık o gün hiç kimse (Allah'ın) vereceği azab gibi azablandıramaz.


Onun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.
47 views13:41
Aç / Yorum Yap
2022-01-29 22:19:33 Önemli bir hatırlatma!

Müşriklerin tekfiri veya küfür yada şirk olan meselelerde bazı insanlar şukadar görüş var, bu görüşlere dayanarak bazı noktalarda duruyoruz diyerek suyu bulandırmaya çalışıyorlar. Allah'ın dini açık ve nettir! Bu hususta, özellikle halefin karanlık ve karmaşık görüşlerini benimseyip onların içinde bocalayan akideye dair meseleleri karartan dine şüpheler atan kâfirlere karşı uyanık ol ! Dikkat et!

Bu insanlar gerek cehalet gerek bilinçli şekilde dine nasıl bir zarar verdiklerinin farkında bile değiller. Bu durum bana, Kur'an ve sahih sünnet önümüzde dururken onları anlamak yerine insanların şüphe dolu kitaplarına ayrılan vaktin cezası gibi geliyor aslında. Bu bariz şekilde Yahudi ahlakıdır!

Rabbimiz şöyle buyuruyor;

Sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu, arkalarına attılar.

(Bakara 101)

İmam Taberî dedi ki; نَبَذَ kelimesi aslen atmak ve savurmak manasına gelir. Buluntuya da bu yüzden "menbûz" denmiştir. Nebîz de ismini bundan almıştır; zira suya atılan hurma ile kuru üzüme denir.

Ey kardeşim bu batıl ehli; tutumları ve hakkını yerine getirmelerine dair kendilerinden söz alınan lakin ahidlerini bozarak yerilenlerden olan Yahudiler gibi olmayı kabullenmiş ve kalpleri de sanki bundan hiç sıkıntı duymaz hale gelmiştir.



Sen adının önüne şeyhülislâm dahi gelse görüşünü Kur'an'a ve sünnete arz etmeden kimsenin görüşünü benimseyip tertemiz dinine zarar verme!

Bil ki! Yahudilere gelip hakkı onlara beyan eden Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in onlardan aldığı karşılık Muhammed peygamber'e karşı Tevrat ile karşı koymaları olmuştu. Oysa Tevrat onlara peygamberin geleceğini dâhi müjdelemişken.. Onlar Tevrat ile Kur'an'ın aynı şeyi söylediğini iyice anlayınca bu sefer Asaf'ın kitabını Harut ve Marutun sihrini aldılar. Sanki Allah'ın kitabını biliyorlarmış gibi.. (Bakara 101) yani onu biliyorlardı lakin onlar bildiklerini attılar, gizlediler ve inkâr ettiler..
30 viewsedited  19:19
Aç / Yorum Yap
2022-01-29 01:52:58 İkame edilmiş hüccet


1-Misak

Hani Rabbin, Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' (demişti de) onlar: 'Evet (Rabbimizsin), şahid olduk' demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: 'Biz bundan habersizdik' dememeniz içindir.

Ya da: 'Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir nesiliz; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin?' dememeniz için.

İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.

Araf 172-174

Kulsum ibnu Cebr dedi ki; Saîd ibn Cubeyr'e ; Hani Rabbin, Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış.. ayetinden sordum, Saîd İbn Abbas'tan dedi ki; Allah Adem aleyhisselâm'ın beli üzerine mesh etti, kıyamet gününe kadar yaratacağı tüm nüfusları çıkardı. Ve İbn Abbas Arefe'ye doğru eliyle işaret ederek dedi ki, onlardan misaklarını aldı.

“Allah Tebâreke ve Teâlâ, kıyamet günü cehennemliklerden azapça en hafif olan kimseye:

Dünya ve içindekiler senin olsa bu azaptan kurtulmak için onları verir miydin? buyurur, o da: Evet diye cevap verir. Allah Teâlâ:

“Sen Âdem’in sulbünde iken ben senden bundan daha hafif bir şey istemiştim: Şirk koşmayacaktın, ben de seni cehenneme koymayacaktım. Lâkin sen şirk koşmakta direttin. buyurur.”

(Müslim)


Düşün tedebbur et!

Ya rab biz çölde yaşadık, ehlimiz bize böyle öğretti, biz sapık bir kavimde yetiştik, biz zorlu bir çağda dünyaya geldik ondan dolayı biz seni tanıyamadık veya birleyemedik diyebilirmiyiz?


2-Yaratılış

Öyleys
e sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.

Rum 30

Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi?Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu?Yere; nasıl yayılıp-döşendi?

Gâşiye 17-20


İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir.

Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: 'Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?'

De ki: 'Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir.'

Yasin 77-79


3-Rasuller

Elçiler; müjdeciler ve uyarıcılar olarak (gönderildi). Öyle ki elçilerden sonra insanların Allah'a karşı (savunacak) delilleri olmasın. Allah, üstün ve güçlü olandır, hikmet ve hüküm sahibidir.

Nisa 165

4-Kitaplar

Andolsun, biz onlara bir Kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık.

Araf 52


Biz Kitabı sana, her şeyin açıklayıcısı, müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.

Nahl 89


Ya da azabı gördüğü zaman: 'Benim için bir kere daha (dünyaya dönme fırsatı) olsaydı da, ihsan edenlerden olsaydım'. 'Hayır, Benim ayetlerim sana gelmişti, fakat sen onları yalanladın, büyüklüğe kapıldın ve kafirlerden oldun.' Kıyamet günü, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerinin kapkara olduğunu görürsün. Büyüklenenler için cehennemde bir konaklama yeri mi yok?

Zümer 58-60
43 views22:52
Aç / Yorum Yap
2022-01-29 00:46:04 Tağutların memurları babı


De ki: 'Allah katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır.'

(Maide 60)

İmam Taberî şöyle bir kıraat rivayet etti; Kufelilerden bir cemaat şu şekilde okudular; (ve abudet tagute). Okunduğunda ise şöyle geliyor ; (ve hadamet tugute) TAĞUTUN HİZMETÇİLERİ.. İŞTE BU bu durumu açıklayan bir kıraattir.

Havariler: 'Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?' demişlerdi. O da: 'Eğer inanmışlarsanız Allah'tan korkup-sakının' demişti. (Maide 112)

هَلْ يَسْتَط۪يعُ رَبُّكَ ?buna gücü yeter mi
Derken başka bir kiraatta ise sorarmisin şeklinde gelişmiştir.


Nihayet Firavun'un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.

(Kasas 8)

Firavun,Haman ve askerleri .. Firavun'un askerleri (cunudehume), Arapçada asker anlamına geliyor. Lakin sadece özel bir gruba verilen onlara has olan bir isim değildir bu. Asker demek ona bağlı sistemin tamamıdır.

Süleyman'a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı.

(Neml 17)

Süleyman peygamberin hizmetinde bulunan askerlerden kimisi taht taşıdı, kimisi denizden mücevher çıkardı, kimisi haber getirdi .. Sadece silah taşıyanlar olmadı onun ordusunda. Zaten kuşun silah taşıması akılın almayacağı bir olay olurdu. Ama yönetimi altında ona çalışanların tamamı onun askerleri konumuna girdi .. Onun için buradaki hata hepsine dönük..


Firavun (alayla) dedi ki: 'Ey Haman, bana yüksek bir kule bina et; belki o yollara ulaşabilirim,' Göklerin yollarına. Böylelikle Musa'nın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben, onun yalancı olduğunu sanıyorum.' İşte Firavun'a, kötü ameli böyle çekici kılındı ve yoldan alıkonuldu. Firavun'un hileli-düzeni, 'yıkım ve kayıpta' olmaktan başka (bir şey) olmadı.

(Mümin 36-37)

Haman için güncel bir tanımlama getirecek olursak o dönemin inşaat mühendisi diyebiliriz. Ayetlerden anlaşılır ki, bu askerlerin illaki silah taşıması,imza atması veya bir kurumunda bulunması gerekmez..
41 viewsedited  21:46
Aç / Yorum Yap
2022-01-29 00:30:36 BAB: TAĞUTLAR KÂFİRLERİN VELİSİDİR

Kâfirlerin velileri ise tağut'tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.

(Bakara 257)

Allah'a karşı haddi aşan ve kendisine ibadet edilen tağutlar vardır. Ve onların dışında kalanlar onlara tâbi olan hizmet eden kâfirlerdir..

(Tağutun bakanı,askerî,memuru,imamı destekçileri vs)

BAB: TAĞUTLAR ve ŞEYTANLARIN VELİLERİ

İman e
denler Allah yolunda savaşırlar, inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar; öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.

(Nisa 76)

İmam Taberî bu ayet hakkında dedi ki;

Bununla demek istiyor ki; Onlar ki onun işlerini üstlenirler ve Allah'a itaatin hilafina Allah'ı yalanlarlar. Şeytanın emrine itaat edip ona yardım ederler.

(Hürriyet,özgürlük, Adalet gibi söylemler adı altında tağutlara ve onlara karşı işlerinde onlara destek verme gibi..)

Ebu Muzaffer es semani tefsirinde dedi ki;

Öyleyse şeytanın dostları ile savaşın! Yani kâfirlere karşı..
6 views21:30
Aç / Yorum Yap