2021-11-09 09:41:42
Hamd El-Kaviyy ve El-Metin olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam, âlemlere rahmet olarak kılıçla gönderilene olsun.
Ve sonra, Allah Tebâreke ve Teâlâ buyurdu ki:
Onlardan önce Nuh Kavmi, sonra da (Nebi’ye karşı düşmanlıkla bir araya gelmiş) gruplar yalanladı. Her ümmet, resûllerini yakalayıp (hapsetmek ya da öldürmek) istedi. Batıl (uğruna veya batıl yöntemlerle) mücadele edip, hakkın ayağını kaydırmak (onu ortadan kaldırmak) istediler. Onları (azapla) yakalayıverdim. Nasılmış benim cezalandırmam? (Mümin: 5)
Hakkı reddetmek, onunla alay etmek, hak ehlini yalanlamak ve düşmanlık göstermek çok eski zamanlardan beri kâfirlerin, peygamberlerin izinden gidenlere karşı olan durumudur. Komplolar kuruyorlar, olayları tahrif ediyorlar, gerçekleri facir medyanın eliyle değiştiriyorlar ve insanları aldatıyorlar. Hangi dönemde ve hangi zamanda olduklarına aldırış etmeden hak ehline karşı haddini aşmış bir şekilde bütün sertlikleri ile hareket ediyorlar. En şiddetli bombalarıyla, en ağır demirleriyle ve topyekun olarak kuşatmalarıyla..
Tarihin her sayfasında görünen durum tam da budur. Defalarca devam eden ardı kesilmeden süren bir mücadele.. Bu öyle bir mücadele ki ihanetin baş döndürdüğü, darbelerin olgunlaştırdığı, safların arındırıldığı ve uğrunda ucuz bir şekilde kanların akıtıldığı, en değerlilerin feda edildiği bir yol.. Peygamberlerin ve onların izinden giderek ihsan ilkesi üzere iman eden muvahhidler üzerindeki Allah'ın değişmeyen sünneti.
Öyle ki bu sünnet, bu asırdaki sadıklar üzerinde de değişmiyor ve kesintisiz olarak devam ediyor.
Neden bugün Amerika ve müttefiklerinin kalpleri korkular içerisinde? Neden bütün dünya bir avuç Muvahhide karşı bir araya geliyor? İstihbarat servislerinin pür dikkat kesilip sessizce sizi gözetlemesinin sebeb ne? Neden kınanıyor ve alaya alınıyor ve iftira ile karalanmaya çalışılıyorsunuz?
Tüm bunların sebebi bir olan Allah'a iman etmekten ve onun yarattıkları üzerinde yasa olarak belirlediği şeriatına uyumaktan başkası değildir. Çünkü sen bir olan Allah’a inanıyor ve onun dışında hiç bir hükme razı olmuyorsun. Ne Astana'da ne de Doha'da yapılan anlaşmalara gitmiyorsun, hiçbir tağutun maslahatına ve planlarına uymuyorsun. Asla! Hiç bir hükme razı olmuyorsun Âlemlerin yaratıcısının hükmü müstesna.
Bu, her çağda ve zamanda böyle olmuştur.
Yeryüzün de bu gaye uğrunda zayıf bırakılmış olan mustazaflar için Allah'ın bir iradesi var. Peki nedir o irade ?
Biz, yeryüzünde zayıf bırakılmış olan (mustazaflara) iyilik yapmak, onları (kendilerine uyulan) imamlar yapmak ve onları (yeryüzüne) vâris kılmak istiyoruz. (Kasas: 5)
Allah Tebâreke ve Teâlâ Mü'min olan kullarının mazlum, korkak, çekingen, pasif insanlar olmalarını değil bilakis yeryüzüne egemen olan ve yeryüzüne hükmederek kavimleri de arkalarından sürükleyen imamlar olmalarını istiyor.
Bu, Allah'ın yeryüzünde dininden ötürü zayıf düşürülmüş olan Mü'min kulları hakkındaki iradesidir.
Bu iradenin de yerine gelebilmesi için evvala bizim de bazı sebepleri yerine getirmemiz gerekiyor. Evet, Allah-u Teâlâ bir şeye ol derse o hemen oluverir. Lakin Allah Tebâreke ve Teâlâ bazı şeylerin gerçekleşmesini de bazı sebeplerin varlığına bağlı kılmıştır. Müslümanlar olarak ümmet olarak Allah'ın her birimize yüklediği farklı misyonlarla toplu bir halde tek bir hedefe odaklanarak bu vacibin yerine gelmesi için çalışmamız gerekiyor.
Bu sebeplerin ilki ve en önemlisi akidedir. Allah-u Teâlâ yeryüzünün imamları kılacağı kullarının inançlarının düzgün olmasını istiyor. İmanlarında zülmün yer etmemesini istiyor.
Ve Allah Tebâreke ve Teâlâ buyuruyor ki:
Allah, içinizden iman edip salih amel işleyenlere vadetti: Onlardan öncekileri yeryüzünün halifeleri kıldığı gibi onları da yeryüzünün halifeleri kılacak, razı olduğu dinlerinde kendilerine iktidar/güç verecek ve korkularından sonra onları emniyete kavuşturacaktır. (Bu vaatte bulunduklarım) bana ibadet eder, hiçbir şeyi bana ortak koşmazlar. Kim de bundan sonra kâfir olursa işte bunlar, fasıkların ta kendileridir! (Nur: 55)
677 views06:41