Kahveler, o fincanlar, O tabaklar, O yudumlama ya, Akşamın o s | MOONFAIR

Kahveler, o fincanlar,
O tabaklar,
O yudumlama ya,
Akşamın o serinliği,
Çökmüş günün ağırlığı ve hüznü,
Bir sonbahar gecesinde,
Dökülürken yapraklar sarı sarı,
Sen koyarken omzuma başını,
Belki ben de eğilir okşardım saçlarını,
Veyahut koklar içime çekerdim seni,
Ah, sen,
Sen işte sen,
Sonbahar akşamında da sen,
Sobamız yanardı belki,
İçine odunlar atardık,
Şömine olmazdı belki ama,
Yanımda sen olurdun,
Eee, daha neye gerek şu bu,
Sen varsın ya,
Ben anlamam öyle pazartesi falan,
Benim için sadece 3 gün vardır,
Senin olduğun gün,
Olmadığın gün,
Ve de ağustos,
Bugün günlerden Ağustos,
Her gün de Ağustos olsun olur mu,
Sana çok yakışıyor çünkü Ağustos,
Yarını bilemem lakin,
Senin olduğun gün mü olur yoksa olmadığın gün mü,
Senin olmadığın güne de ben gün demem,
O yüzden yarın da Ağustos olsun,
Belki yarından sonraki gün günlerden senin olduğun gün olur,
Ne belli,
Eylül gelmeden gel tamam mı,
Yaprakları beraber çiğneriz,
Hafif soğukta dışarıda oluruz,
Üşürüz belki,
Ama gel olur mu,
Bak yarın da Ağustos ama daha ne kadar dayanabilirim ki,
Ben, ben senin olduğun günlere Eylül demek istiyorum, olmadıklarına değil,
Bugün günlerden Ağustos...