sadece ölüler görür.

2022-06-17 17:20:23 Sınav merkezine gittiğinizde içinizden "Bu sınavın Allah'ı olucam, ben en iyisiyim!" deyin Aç / Yorum Yap

2022-06-17 17:16:47 Başarılar Aç / Yorum Yap

2022-06-15 11:28:17 Her canlının bir doğası vardır. Frizbiyi fırlatsan, köpek onu yakalamak ister. Kedi, kuş görse kitlenir ve yakalamak ister. Çünkü doğaları bu. Her canlı doğasına uygun yaşar, doğasından uzaklaştıkça da acı çeker. Geçenlerde birkaç kız takipçim her sabah kalkınca makyaj yapıp derse oturduğundan bahsetmişti. Normal olan da bu. Kadın doğası bu çünkü. Kedinin lazer tutulunca peşinden koşmak istemesi gibi kadın da güzel ve alımlı hissetmek ister. Kilolu ve alımı yoksa acı çeker. Bizim bir kadına kilo ver, güzel giyin dememize ihtiyaç var mı? Yok. Erkek, maddi ve fiziksel güce arzu duyar. Bu ikisi yetersizse acı çeker. Bizim bir erkeğe para kazan, güçlü ol dememize ihtiyaç var mı? Yok. Kendisi zaten yapması lazım bunları. Yapmazsa acı çeker, şimdi çekmese bile yarın mutlaka çekecektir. Cinsiyetten bağımsız bir de insanoğlu olarak doğamız var, o da: HEDEFLERİMİZİN PEŞİNDEN GİTMEK. Hedeflerinin peşinden gitmezsen acı çekersin. Hedeflerinden uzaklaştıkça, vaktini boşa savurdukça, sana fayda sağlamayan eylemlerde bulundukça doğa tarafından cezalandırılacaksın. Şimdi cezalandırılmasan bile yarın, öbür gün mutlaka CEZALANDIRILACAKSIN.

Doğanıza uygun yaşayın. Aç / Yorum Yap

2022-06-13 19:41:52 Sınav senenizde çok büyük yararını göreceğiniz bir kanal bırakıyorum buraya. Ben susayım, zaten blog konuşuyor.

https://t.me/+50y8ybtXAUNlNzM0 Aç / Yorum Yap

2022-06-13 14:10:55 Şimdi sizden şu 3 kavrama iyi hakimi olmanızı istiyorum: DÜŞÜNCE, HİS ve EYLEM.

Bu üçü birbirine sıkı sıkıya bağlı ve birbirlerinden besleniyorlar. Hepsi birbirini etkiliyor. Eylemlerin düşüncelerini etkiler, düşüncelerin ise hislerini. Farklı kombinasyonlar da olabilir fakat genellikle böyledir. Eylemler>düşünceler>hisler şeklinde bir kelebek etkisi oluşur. İnsanların yaptığı en büyük geri zekalılık işte tam burda başlıyor. İnsanlar önce hislerinde değişiklik yapıp sonra eyleme geçmeye çalışırlar. Fakat bu oldukça zordur. Yav zaten boktan düşünce yapın yüzünden bok gibi hissediyorsun. Sonra o boktan düşünce yapınla mevcut hislerini iyiye çevirmeye çalışıyorsun. Sence bu akıl işi mi? Bu şuna benziyor: Sen polissin ve bir hırsızı yakalamaya çalışıyorsun fakat sonradan öğreniyorsun ki yakalamaya çalıştığın hırsız senmişsin. Ne kadar saçma sapan değil mi? İşte hislerin üzerinde kafa yorarak değişiklik yapmaya çalışmak buna benzer. Peki ne yapacaksınız? İşte tam burada kapının ardından bir kral gelip sahneye çıkıyor. Onun adı: EYLEM. Kudreti her şeye yeten, hayatını tek başına değiştirme potansiyeline sahip en büyük güç, eylem. Eylem sahneye iner ve tüm kartları baştan dağıtır. Başarman gereken tek şey, hislerini s*klemeyip eyleme geçmektir. Düşünceler, eylem karşısında çaresizdir. Hisler de düşünceler karşısında. Düşünceleriniz, yaptığınız eylemlerle örtüşmek zorundadır. Sen ne tarz bir eylem yapıyorsan, beyin de o konuda düşünce üretmeye başlar. Eğer ders çalışıyorsan ve bunu üç gün bile devam ettirsen, beynin harıl harıl o konuda düşünce üretmeye başlayacak ve bir süre sonra kendini sadece çalıştığın dersleri düşünürken ve onlarla ilgili hedef üretirken bulacaksın. Mesela orada burada taşşağı geçilen, erkeklerin kızlardan ayrıldıktan sonra spor salonuna gidip vücut yapma muhabbeti buna çok iyi bir örnek. Spor yaptığın zaman, beyin spor yapma eylemi ile ilgili düşünceler üretmeye ve onunla ilgili hedefler koymaya başlar. Böylelikle ortada aşık olduğun, hasreti çekilecek bir insan da kalmamış olur. Çünkü verdiğin kalori, aldığın protein, aynada gördüğün görüntün olur artık derdin. İşte mevcut durumun üzerinde değişiklik yapman bu kadar basit. Aptal aptal ders kanallarında veya başka birinde arama motivasyonu. EYLEME GEÇ ve KURTUL. Bunu soğuk bi' havuza girmek gibi düşün. Direkt havuza atlayıp girmek yerine kenarda kendini suya alıştırmaya çalışıp oyalanan insan geri zekalıdır. Atlayıp kurtulsana a*. Amacın üniversite sınavını kazanmaksa bir an önce EYLEME GEÇ ve KURTUL. Derece yapan YouTuberlara bakın, olayı hiç bu kadar dramatize ediyorlar mı? Hayır a*. Tatlı tatlı hangi kitapları, hangi denemeleri çözdüklerini falan anlatıyorlar. Çünkü onlar başta zorlansalar da eyleme geçip sonrasında murada ermişler. Birden zihin yapınızda değişiklik olacak ya da travmatize bir olay yaşayacaksınız. Sonra hırslı, harıl harıl çalışan biri olacağınızı falan mı sanıyorsunuz? Hayır. Eyleme geçtikçe eyleme dönük bir insan olursun. Bu, zenginlerin giderek daha çok zengin olması gibidir. İnsanı yaratan eylemlerdir. Ben "Eylemlerim beni yarattı." derken bundan bahsediyordum. Sizin sorununuz hareketsizlik. Hareketsizlikten doğan depresifliğinizi bana muazzam acılar çekiyormuşsunuz gibi anlatmayın. Eylemsizliğinizi bana dramatize etmeyin. YASAK. BU KANALDA YASAK. Size silahı da verdim, mermiyi de. Kullanıp sorununuzu yok edin. İcraatı olmayanla işimiz yok. Aç / Yorum Yap

2022-06-13 09:53:02 ÖZ GÜVENİN SIRRI

Hayatınız disipline girip üst üste başarılar alınca kendinize inanan bir insan olacağınızı sanıyorsunuz. İnsanın kendine olan inancının zamanla gelişen bir şey olduğunu sanıyorsunuz. Ama yanılıyorsunuz. Üst üste başarılar alınarak kendine inanan bir insan olunmaz, kendine inandığın için üst üste başarılar alırsın. Sizin kendinize olan inancınız, genelde geçmiş başarısızlıklarınız ve toplum tarafından köreltilir. Halbuki beyinlerinizi fabrika ayarlarına döndürsek kendinize son derece inanan insanlar olurdunuz. Şimdi "Ben ilerde çok zengin olacağım." diyen küçük bir çocuğu düşünün. Sizce bu çocuk, bunu kendinden şüphe ederek söyler mi? Hayır, gram tereddüt etmeden, bunu kendine %100 biçimde inanarak söyler. Bir çocuğun söyledikleri ne kadar uçuk olursa olsun, bunu kendinden emin bir şekilde söyler. Çünkü çocukların beyni halihazırda fabrika ayarlarındadır. Onları sabote eden bir başarısızlıkları yoktur, zihinlerini kirleten bir toplum yoktur. Anlasanıza "kendine inanmak" yani kısaca "öz güven" zamanla gelişen bir şey değil. Siz zaten default ayarlarınızda son derece öz güvenli bireylersiniz. Çevremde de burda da bana soruyorlar: "Nasıl bu kadar öz güvenlisin, nasıl kazandınız bunu?.." Anlamanız gereken şey şu: Öz güvenli olmak için elde etmen gereken bir başarı, ulaşman gereken bir konum yok. Öz güvenli olmak için bir sebebe ihtiyacınız yok. Öylece ÖZ GÜVENLİ olmayı SEÇEBİLİRSİN. Öylece KENDİNE İNANAN bir insan olmayı SEÇEBİLİRSİN. Tam şu an karar verip bunu YAPABİLİRSİN. İşte buna karar verdiğiniz vakit kazanan bir insanın kafa yapısına geçiş yaptığınız vakittir. Zeki olanlarınız şu an aydınlanmayı yaşadı, diğerleri ise hala bunun nasıl olacağını soruyor. Öylece olacak işte. Öylece seçeceksin bunu.

Tekrar ediyorum.

Üst üste başarılar alınarak kendine inanan bir insan olunmaz, kendine inandığın için üst üste başarılar alırsın.

Daha önce bir takipçime de dediğim gibi: "Sen önce şu anki halinin kafasına koyacaksın o kral, kraliçe tacını ki büyük işler başarasın." Aç / Yorum Yap

2022-06-12 22:28:41 Şimdi size AKIŞ mevzusundan bahsedeceğim ve kafanızı kurcalayan önemli bir soruya cevap vereceğim. Burayı iyi dinleyin çünkü hayata olan bakış açınızı bayağı değiştirecek şimdi anlattıklarım. Zihniniz bir level daha atlayacak bu yazıyı okuduktan sonra.

Konuya dönelim.

Hayatı bir AKIŞ halinde yaşamayı öğrenmeniz gerek. Hayatı içgüdüsel yaşamayı öğrenmeniz gerek. İnsanların çoğunluğu hayatı nasıl yaşıyor peki? Sürekli bir hazırlık evresinde. Zamanı gelince hayatlarında işleri yoluna koyup mutlu olacakları günleri bekliyorlar :D Çünkü bu insanların zaman algıları bozuk. Hayatı bir akış halinde yaşamayı öğrenememişler. Mutluluğu gelecekte ulaşacakları bir yerde aradıkları için her daim mutsuzlar ve sorunlarının zihinlerinde olduklarının farkında değiller. En basitinden kendi çevrenize bakın. Üniversite sınavından çıkınca yazın yapacaklarının hayalini kuranlarla dolu etrafınız. Elbette hayal kuracaklar lakin "şu sınavdan bir kurtulsak" modunda hepsi. Lan göz göre göre kendinize eziyet ediyorsunuz a*. Senin hayatın gelecekte yaşayacakların değil ki şu an yaptıkların. Şu an yaptığın şeyleri niye bir eziyet olarak görüyorsun? Ders çalışmayı bir eziyet olarak görüyorsunuz çünkü gelecekte ulaşacağınız bir konuma fazla takıksınız. Sen sınava 5 gün kadar kalmış olsa bile şu an hayatını yaşayabilirsin. An'ı yaşamayı öğreneceksiniz arkadaşlar. Yeterince odaklı yaptığın hiçbir iş eziyet değildir, aksine zevklidir. Bunu unutmayın. Kendinizi zamandan münezzeh kılacaksınız. Akış halinde yaşayacaksınız.

Hayatı 2 tür yaşayan insan düşünelim şimdi. Biri sürekli planlama hâlinde: "Saat 6'da ders çalışayım, saat 8'de yemek yiyeyim. Pazar günleri dinleneyim, 12 ile 6 arası uyuyayım." diye yaşıyor hayatı. Bir tarafta da benim gibi saatleri sayılardan, günleri ve ayları isimlerden ibaret gören bir insan var: "Şimdi matematik öğreneyim, tamam. Şimdi karnım acıktı, yemek yiyeyim. Şu iş vardı, onu halledeyim. Tamam hallettik. Şimdi tarih çalışayım. Aa saat gece 3 olmuş, şimdi motoru biraz dinlendireyim." şeklinde yaşıyor hayatı. Kim hayatı yaşıyor sence? Aradaki dev farkı görebildin mi? Birinci taraf hayatı üzerinden geçilecek noktalar olarak görüyor. İkinci taraf ise belki de hayvan gibi saatler çalışmasına rağmen aynı zamanda hayatı ertelemiyor, bi' akış halinde yaşıyor hayatı. Şimdi hayatı akış halinde yaşamanın önemini kavradın mı? Hayatı ulaşılacak noktalardan ibaret gören insan, hayatı sadece o noktalarda yaşıyor olur. Bir bakmışsın yaş olmuş 40 ama toplasan iki senesinde mutluysa şanslı saysın kendini :D Aç / Yorum Yap

2022-06-12 19:01:06 Nasıl gidiyor? Aç / Yorum Yap

2022-05-11 12:50:05 23 yks'ye girecekler abone olsun :D Aç / Yorum Yap