2021-11-14 20:41:59
Eksiksin.
Bu ümmetin ve bu ümmetin tâbilerinin, çok uzun zamandır hissettiği eksiklik Allah’ın Kitâbı’na duydukları susuzluktur. Bu eksiklik, tıpkı yahudilerin kendilerine indirilen âyetler ile ameli terk ettikleri ve âlemlerin Hâkim’inin hayatlarına müdahalesini reddettikleri bir dîni arzuladıkları gibi; kendisine indirilmiş Kur’ân’ı Azîm’i hayatlarının kıstası ve düstûru olarak görmeyi terk etmiş bir ümmetin eksikliğidir. Ümmetten kasıt zâhiren İslâm ümmeti, bâtınen ise içinde bulunduğumuz türk toplumudur.
Müslümanların dahi Rabb’lerinin şerîatını ve o şerîatın kendisine indirildiği Nebî’nin (aleyhissalâtu ves’selâm) sünnetini “teşeddud/aşırıcılık” ve hatta bu ikisini ikâme etmenin “ifrât/mübâlâğa” olarak addettiği bir dönemde, elbette ki bu eksikliğin Kur’ân’a susamış, sünnete aç kalmış bir ümmetin iniltisi olduğunu anlamak zor değildir.
Okuyorsun, ilim öğreniyorsun, gece Allah’ın huzurunda duruyor, gündüz O’nu zikrediyorsun. Ama yine de eksiksin. Çünkü Rabb’inin Kitâb’ını açıp “Semâdan, bir beşere vahyolunmuş bu kitab bana neden hitâb ediyor?” diye tedebbur etmiyorsun.
Kur’ân’ın dilini bilmemekle belki azâb olunmayacaksın ama onu öğrenmemek senin ruhûna, kalbine azâb ediyor.
Açsın. Rabb’inin Kitâbı’na açsın.
Hissettiğin o eksiklik ve içindeki o inilti; sen Rabb’inin Kitâb’ını açıp, onu anlayarak okuduğunda, tilâvetinden dudakların kuruduğu, haşyetinden gözlerin boşaldığında dinecek.
İniltin, yedi kat semâdan indirilmiş o mubârek Kitâb’a bakıp “Bu Kitâb bana ne diye indirildi” dediğinde susacak.
Bu Kitâb bize neden indirildi ey İslam ehli?!
Bu Kitâb’ı âlemlerin Rabb’i, Nebî’miz Muhammed’e neden vahyetti?!
«
Sana bu mubârek Kitâb’ı, âyetlerini düşünsünler ve akıl sâhibleri ondan ibret alsınlar diye indirdik.» Sâd | 29
| 15/3/1443
254 views17:41