Kanal adresi:
Kategoriler:
Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler:
1.22K
Kanaldan açıklama
Gayemiz, Tevhid akidesini ulaşabildiğimiz her yere neşretmek ve Tevhid’i bozan bütün küfür ve şirk çeşitleriyle mücadele etmek ve insanları kendisine kulluk yapmaya davet eden bütün sahte ilahları yani tağutları deşifre etmektir.
Ratings & Reviews
Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.
5 stars
0
4 stars
1
3 stars
0
2 stars
1
1 stars
0
En son Mesajlar 42
2022-01-24 07:06:48
İmam Buhari şöyle dedi:
Gerçek ilim ise bize vahiyle gelen bilgilerdir. Yani Kur’ân ve Sünnet ilmi…
•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
(Buhari Kitabû'l-İlim)
124 views04:06
2022-01-23 20:24:44
216 views17:24
2022-01-23 16:11:02
86 views13:11
2022-01-23 06:52:13
Ebu Batın şöyle der:
Te’vilden, ictihadden, hatadan, taklitden veya cahillikten dolayı küfür işleyen bir kimseyi özür sahibi kabul etmek; kitaba, sünnete ve icmaya muhaliftir. Bunda şüphe yoktur. Bu, dinin aslına terstir. Eğer bir kimse dinin aslından uzaklaşmışsa küfründe şüphe olmaz.
•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
(El-İntisar Li Hizbi’llah el-Muvahhidin s: 16)
107 views03:52
2022-01-22 22:42:04
İmam Taberi şöyle demiştir:
“Âyette zikredilen hahamlar'dan maksat, Yahudilerin din âlimleridir. Rahiplerden maksat ise, Hıristiyanların manastırlara çekilen ve ibadette çok çaba sarf eden abidleridir. Allah Teâla bu âyette Yahudi ve Hıristiyanların din adamlarını rabler edindiklerini zikretmiştir. Bu ifadeden maksat onların din adamlarını ilah edinerek onlara tapmaları değildir. Bundan maksat, Allah’ın emir ve yasaklarını bırakıp din adamlarının koydukları emir ve yasaklara uymalarıdır".
•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
Taberi Tefsiri (14/208-212)
109 views19:42
2022-01-22 12:04:11
İbni Kayyim şöyle der:
Günahların asıllar, büyük olsun küçük olsun hepsi üçtür:
1) Kalbin Allah'tan başkasına bağlanması
2) Gazap kuvvetine itaat
3) Şehvet kuvvetine itaat
Nitekim bunlar sırasıyla şirk, zulüm ve hayasızlıktır.
•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
(el-Fevaid sf:143)
135 views09:04
2022-01-22 00:02:12
El-Lâlekâî şöyle demiştir:
“Hadis ashâbı dışında, bir mezhebe bağlanan herkesin dayandığı bir görüş sahibi vardır. Hadis ashâbının görüşlerinin önderi ise Rasulullah ﷺ’dir. Onlar, Nebî ﷺ’e nispet edilirler. O’nun ilmine dayanırlar. O’nunla delil getirirler. O’na kaçarlar, O’nun görüşüne uyarlar ve bununla iftihar ederler. Nebî ﷺ’in sünnetinin düşmanlarına karşı O’na olan yakınlıklarıyla üstün gelirler. Anılmak bakımından bundan daha güzel bir şeref, övünme sahasında bundan daha yüce bir isme sahip olan başka kim vardır?”
•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
Usulu İtikadi Ehli’s-Sunne (1/24).
129 views21:02
2022-01-21 23:04:21
@estagfirullah
@vedahutbesi
@ayethadissoz
147 views20:04
2022-01-21 18:24:43
Bu, Ahmed (b. Hanbel), İshak b. İbrahim b. Mahled (İbn Rahuye), Abdullah b. ez-Zubeyr el-Humeydî, Said b. Mansur ve
kendileriyle oturup ilim aldığımız kimselerin de mezhebidir (yoludur). Şunlar onların görüşlerindendir:
2- İman; söz, amel, niyet ve sünnete sarılmaktır.
3- İman artar ve eksilir.
4- İmanda istisna yapılır (İnşaallah mü'minim denilir). Ancak bu istisna,
tereddüt manasında değildir. Bu ancak âlimlerin devam ettirdikleri bir
sünnettir.
5- Kişiye: "Sen mü'min misin?" diye sorulduğu zaman şunlardan birini
söyler: "Ben inşaallah mü'minim" veya: "Mü'min olduğumu umarım" veya:
"Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve rasullerine iman ettim."
6- İmanın amel olmadan yalnız söz olduğunu iddia eden kimse bir Mürci'îdir.
7- İmanın söz olduğunu, amellerin ise kurallar olduğunu iddia eden
kimse de bir Mürci'îdir.
8- İmanın artmayacağını ve eksilmeyeceğini iddia eden kimse de bir Mürci'ſdir.
•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
Harb, Kitabu's Sunne min mesaîli sf:8.
220 views15:24
2022-01-21 14:48:42
İkâz kitabında şöyle denmiştir:
“Doğrusu herhangi bir mezhebe bağlı kalmak farz değildir. Çünkü farz, ancak Allah ve Resulünün farz kıldığıdır. Oysa Allah ve Resulü hiç kimseye herhangi bir insanın mezhebini alıp ancak ona uymasını farz kılmış değildir. Şüphesiz selefin yaşadığı faziletli asırlar gelip geçti. Böyle bir şeye asla rastlanmadı".•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
(Karafi,el-İkâz)İbn Receb şöyle demiştir:
“Sünnet; tutulan yol demektir. Bu, râşid halifelerin üzerinde bulundukları itikad, amel ve görüşlere sarılmayı da
kapsar. Bu kâmil sünnettir. Bu yüzden selef, önceden sünnet ismini ancak bunların hepsini kapsayacak şekilde kullanırlardı. Bu anlam, el-Hasen (el-Basrî), el-Evzâî, Fudayl b. Iyâz ve sonraki âlimlerin birçoğundan rivayet edilmiştir. Onlar, sünnet kelimesini; dinin aslı olmasından ve bu konudaki muhalefetin tehlikesinin büyük olmasından dolayı itikad/inanç ile ilgili konularda kullanmışlardır.”
•┈┈┈┈•❈••✾••❈•┈┈┈┈•
Câmiu’l-Ulûm ve’l-Hikem (1/263).
231 views11:48
𝐓
