Tevâfuk

2021-10-12 14:11:44 Hasan-ı Basrî Hazretleri bir cenazeye katılmıştı. Defin işlemleri bittikten sonra yanındaki bir zâta sordu:

“–Bu vefât eden zât, acaba şu anda dünyaya geri dönüp sâlih amellerini, zikirlerini artırmayı ve günahlarına daha fazla istiğfar etmeyi düşünüyor mudur?” 

O zât da:

“–Evet, tabiî ki düşünüyordur.” dedi. Bunun üzerine Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle buyurdu:

“–O hâlde bize ne oluyor ki bu vefât eden kişi gibi düşünmüyoruz?” 

(İbnü’l-Cevzî, el-Hasenü’l-Basrî) Aç / Yorum Yap

2021-10-12 08:00:04 "İslâm’ın ayakları teslimiyet ve kabulle karşılamak üzerine kuruludur. Bilinmesi sakındırılmış bir bilgiyi arayıp, kavrayışı da teslimiyetle ikna olmazsa bu arayışı, onun saf tevhid inancını, marifetin özünü ve sahih imanı elde etmesini engeller. Bu durumda o kimse, ne tasdik eden bir mü’min ne de yalanlayan bir inkârcı olarak; küfürle iman, tasdik ile tekzib, ikrâr ile inkâr arasında; vesveseli, yolunu kaybetmiş ve kararsız bir halde gider-gelir."

| Ebû Ca‘fer et-Tahâvî – el-Akîdetu’t-Tahâviyye

#RıhleKitap Aç / Yorum Yap

2021-10-12 00:00:07 Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alâka, yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır.

| Lem'alar, Yirmi Dördüncü Lem'a Aç / Yorum Yap

2021-10-11 17:40:06 Hasan-ı Basri (Rahimehullah) hazretlerine, “Bize dünya hayatını anlat.” dediklerinde şöyle cevap vermiştir:

“Dün ölüdür. Bugün amel vaktidir. Yarın ise Sadece umuttur.”

#DergiOkumaları Aç / Yorum Yap

2021-10-11 08:00:07 Eserde(kelâm-ı kibarda) gelmiştir ki:
"Ölümün hak olduğunu bildiği hâlde sevinen kimseye, cehennemin hak olduğunu bildiği hâlde gülen kimseye, dünyanın vefâsız olduğunu gördüğü hâlde ona gönül bağlayan kimseye, kaza ve kaderin hak olduğunu bildiği hâlde dünya ile uğraşan kimseye şaşılır."

| Ebû Hamid İmâm Gazzâlî
| Kimyâ-yı Saâdet Aç / Yorum Yap

2021-10-10 23:22:55 Tevekkül: güvenmek, baş bağlamak gibi manalara gelir. Tasavvufta ise tevekkül her işi Allah'a havale etmek ve her işe Allah'u Teâlâ'yı vekil kılmak demektir. Dolayısıyla tevekkül kalben Allah'a güvenmektir. Tevekkül ehli kişi, insanların elinde olandan gözünü çevirmiş ve tüm kalbiyle yanlızca Allah'a güvenmiştir.

Sehl bin tüsteri (rh.a) “Tevekkül, Allah'ın huzurunda kayıtsız şartsız teslimiyet halidir.” der.

Hazret-i Lokman (aleyhisselâm) oğluna şöyle nasihat etmiştir:

“ Ey oğulcuğum! Dünya, içinde pek çok insanın boğulduğu derin bir deniz gibidir. Bu denizde gemin takva olsun. Yükün Allah'a iman, yelkenin de tevekkül olsun ki, kurtuluşa eresin. Aksi halde kurtuluş bekleme!”

#DergiOkumaları Aç / Yorum Yap