2023-02-07 19:02:23
Uzaktan yahut yakından birçoğumuzun tanıdığı, akrabası depremden maddi-manevi etkilendi. Yakınlarını, evlerini, mallarını kaybedenler var. Burada acının detayına girmek istemiyorum. Yeterince kalbimiz ağrıyor zira…
Bu kalp ağrısına bir nebze şifa olmasını dileyerek size hatırıma gelen bir hadiseyi anlatmak istiyorum.
Yıllar önce bir helikopter kazası olmuştu. Kimse kurtulamamıştı. Aradan bir süre geçtikten sonra bilvesile pilot abinin eşi bize misafir olmuş ve
ağlayarak şu rüyayı anlatmıştı.
O gün abinin aslında uçuşu yokmuş fakat arkadaşı gidemeyeceği için onun yerine gitmiş.
E. abla rüyasında; ‘senin uçuş günün değildi niçin sen gittin?’ diye biraz da sitemle sormuş. O da ‘aslında onun değil, benim günümdü o gün’ diye cevap vermiş. Daha sonra paraşütü neden açmadığını sormuş. O da fırsat olmadığını söylemiş. Helikopter sis nedeniyle dağa çarpıp parçalanmıştı. Son olarak helikopteri nasıl çarptığını sorunca, ‘çarpmadık ki, karşımıza bir dağ çıktı oradan da yemyeşil çok güzel bir vadiye çıktık.’ diyerek şehitliğin ne olduğunu, nasıl bir mertebe olduğunu, öldüklerinden dahi haberdar olmadıklarını anlamış oluyoruz.
Buna benzer nice örnekler var. Görüntüde cesedi bile bulunamadı gibi çok acı, çok elim bir gerçek varsa da aslında gerçek olan o değil. Görünenin ardındaki, şu gözlerimizle göremediğimiz şey hakikat. Onlar ölmediler! Allah katına en yüksek mertebeyle yükseldiler. Dünya meşakkati, imtihanı bitti, ebedi alemde ebedi saadete gittiler.
Göçük altında kalanların şehit olacağı hadis-i şeriflerde geçiyor. Kalanlar da sabrettikleri nispette çok büyük derecelere nail olacaklar inşallah. Çünkü yine hadis-i şerif’te, “Bir Müslüman'a herhangi bir musibet, bir sıkıntı, bir keder, bir üzüntü, bir eziyet, bir gam dokunursa, hatta kendisine bir diken bile batarsa, mutlaka Allah bunları onun günahlarına kefaret yapar” buyuruluyor.
Bu musibetin elbette mükafatı da, günahlara kefareti de büyük olacaktır.
Rabbimizin rahmetine sığınıyor, duaya devam ediyoruz…
25 views16:02
Y
