2022-06-23 16:31:07
Sahabeyi Kiram efendilerimizin zamanına gittim sanki bugün..
Hani zaman makinası icat edilmişte beni alıp asrı saadete götürmüşler gibi..
Resulullahın vefat haberinin Medine sokaklarına çarpa çarpa nasıl gönülleri yıkıp geçtiğini,
Ardında ne büyük bir boşluk ne büyük bir tahribat oluşturduğunun iliklere kadar hissedildiği,
Bir anın içine ışınlanmışım gibi.
Ne büyük bir çaresizlikmiş meğer..
Koca dünya da yüzlerce insanın İçin de kendini dünya da yapayalnız, kimsesiz hissetmek diye bir şey varmış.
Ve ölüm ayakkabı bağından daha yakınmış..
Biliyorduk evet , ama hissetmek..
Azrail a.s’ın her an gelebileceği ihtimali, Ölümü konduramadığımız insanların ölebileceği gerçeği ile yüzleşmek..
Farklı şeylermiş bilmek ile hissetmek.
Nereye gideyim şimdi Rabbim ahirete gelmeye yüzüm yok dünya da kalmaya tuzum yok diye diye dolaştım tüm gün.
Mahmud efendi Hz benim için sadece bir üstad değildi. Hem bir üstad aynı zaman da gerçek mana da bir babaydı.
Hani deseler ki baban kim ? Babamdan evvel o düşerdi dilime ve kalbime.
Daha minicikken İlim ve medrese sevgisi nakşolduysa gönlüme, daha 11 yaşındayken, çarşaf giymek için hüngür hüngür ağlarken bir hocanın dizinin dibinde teskin edilirken bulduysam kendimi hepsinin altında, üstünde, sağında ve solunda Efendi Hz’nin imzası vardır.
Minicik, taptaze bir gönülle sevdim ben onu.
Kimin hayalini ne süslerdi bilmiyorum ama benim hayallerimi onun gibi bir Allah dostu olma arzusu süslüyordu.
Olamadık o ayrı..
Ama olmayı istedik dost olma hayalini onunla sevdik.
Ben hiç Çocukluğum da sevgisiz kalmadım mesela.
Ne zaman hüzün çökse yüreğime onun elini hep üzerimde hissettim.
Ne zaman hüzünlü olsam Rüyalarım da teskin eder, hüznümün yerini tarifsiz bir huzur hali alırdı.
Dedim ya o bir babaydı..
anlatılmaz sadece yaşanırdı..
Her adımım da, her göz yaşımda, her sevincim de, her hüznüm de o vardı.
Kalpten kalbe olan o yolun üstadıydı.
Kilometrelerce öteden de sevgisini hissettirebilir, insan yetiştirebilir, bir gönül’e dokunabilirdi.
Milyonların kalbine İslamı nakış nakış işleyen mükemmel bir nakkaştı.
Ondan geriye koca bir boşluk büyük bir ders, gözü yaşlı binlerce insan kaldı.
Çok zor..
Çok derin bi sızı..
Sonrası; Enes bin nadrın kulağım da çınlayan sessiz çığlığı, “O öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız kalkın ve Onun gibi ölün" ! Deyişi..
Şimdi diyorum ki kendime ve bu ölümün öldürdüğü herkese..
Kalkın !
Onun gibi yaşayın !
Ve öyle ölün.
Şeyma Betül Burak
23.06.2022
12 views13:31