Get Mystery Box with random crypto!

İnkılab'a yeni bir hüviyet kazandırmak isteyenlerden biri de B | Cemil Meriç

İnkılab'a yeni bir hüviyet kazandırmak isteyenlerden biri de Bediüzzaman'dır. Cumhuriyet Devleti'nin kuruluş hazırlıkları yapıldığı sırada Ankara'ya davet edilen Bediüzzaman "Yapılacağı söylenen hareketlerin memleket şartlarına uygun olmasını istiyor" ve "Şu İnkılabı azimin temel taşlarını sağlam atmak gerek" diyordu. Bediüzzaman'ın memleket şartlarından kastettiği İslami esaslardı. Hazret, İkinci Meşrutiyet'ten itibaren "inkılabların, serbest iradeye dayalı olarak" gerçekleşebileceğine inanıyordu... cebir yoluyla "hiçbir fikir ve hayat, halk önünde muteber" olamazdı. "Efkar-ı ammeye kendini sevdirmek, kalplerden vahşi adetleri kaldırmak, güzel ahlakı tesis etmek, insanlık cevherini ortaya çıkarmak ve medeniyet alemine katılmak, ihtilal ve fesadı ortadan kaldıran" bir devlet tesis etmek inkılapçı bir anlayışın eseri olabilirdi, ona göre. Demek ki Bediüzzaman'ın için inkılapçılık bir nevi havarilikti. Tekrar edelim: Üstadın inkılaptan anladığı İslami esasların ihyasıdır. Bu esasla da terbiye ile, irşatla amme vicdanına nakşedilebilir.

Ne var ki, İnkılabı yapanlar, İslamiyet'i diriltmek değil, "İslamiyet'e rağmen laik ve Avrupai" bir devlet kurmak istiyorlardı.

İnkılabın ihtilalci muhtevasını değiştirmek, ona, kimsenin kabul etmeyeceği yepyeni bir mana yüklemek hiçbir belagatın başaramayacağı bir teşebbüs idi. Hele Adalet Baknı'nın genç hukukçulara " Elinizdeki inkılap oklarını, irticaın (yani İslam'ın) kalbine saplayınız" diye seslendiği bir dönemde.

Cemil Meriç - Mağaradakiler