Get Mystery Box with random crypto!

Ersin Çelik

Telgraf kanalının logosu ersinceliq — Ersin Çelik E
Telgraf kanalının logosu ersinceliq — Ersin Çelik
Kanal adresi: @ersinceliq
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 1.82K
Kanaldan açıklama

Gazeteciyim. Kitap, film önerileri. Biyografi belgeseller.
#BeraberOkuyalım #Beraberİzleyelim

Ratings & Reviews

3.00

2 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

0

4 stars

0

3 stars

2

2 stars

0

1 stars

0


En son Mesajlar 3

2022-03-12 12:57:43 Son günlerde yine köpek saldırıları yaşanıyor. Bir de saldırılardan kaynaklı kazalar var. Isparta'da 20 yaşındaki bir genç kız sokakta yürürken köpekten kaçmaya çalışırken otomobilin altında kaldı ve hayatını kaybetti. Antalya'da köpekten kaçarken yola çıkan 10 yaşındaki Mahra Pelin Pınar'a kamyon çarptı. Küçük kızın bacağı kesildi ve yoğun bakımda.

Üç ay önce konuya ilişkin art arda iki yazı yazmıştım, şimdi bir yazı daha kaleme alıyorum. Zira bu sorun çözülmek yerine büyüyor. Sizlerin görüşlerini merak ediyorum. Hem de yazıya katkınız olur.
1.6K viewsedited  09:57
Aç / Yorum Yap
2022-03-06 16:01:31 Herkese merhaba. Pazar yazımı ilginize sunuyorum.

Erbakan ve Selçuk Bayraktar’ın yaşadıkları bize ne söylüyor?

https://www.yenisafak.com/yazarlar/ersin-celik/erbakan-ve-selcuk-bayraktarin-yasadiklari-bize-ne-soyluyor-2062193
2.1K views13:01
Aç / Yorum Yap
2022-03-02 19:44:58 https://t.me/yenisafak/9353
225 views16:44
Aç / Yorum Yap
2022-03-02 10:45:40 Burası Gazze’deki Şucaciye Mahallesi. İsrail’in 2014’teki büyük bombardımanda ortadan kaldırdığı mahalle. Meydana bakan evin duvarı bir füzeyle pencere gibi açılmış.

20 Temmuz 2014’te kaydedilen bir görüntüde bu mahalleye 4 dakikada 28 bombanın atıldığı saptandı. Taş üstünde taş kalmayan Şucaciye’de aralarında kadın ve çocukların da olduğu 80’den fazla Filistinli
şehit oldu. Şucaciye katliamının üzerinden 8 yıl geçti. “Unutuldu” demiyeceğim, konuşulmadı bile.

Çocuklar, kadınlar, yaşlılar füzelerle vurulurken uluslararası karar vericiler o gün İsrail’e ne “dur” dedi ne de minicik bir yaptırım uygulayabildi.
O gün İsrail'in zulmüne sesini çıkarmayan Batılı yöneticiler, bugün aldıkları kararlarla Rusya’yı dünyadan tecrit ediyorlar. Ukranya’nın işgali, Kiev’in bombalaması ve sivillerin hedef olması dünyayı ayağa kaldırdı. Olması gereken de buydu.

Fakat bir şey dikkatinizi çekti mi? Batı üç günde Rusya’ya yönelik öyle kararlar aldı ki; Dünya, 3. Dünya Savaşı’nın eşiğine geldi. NATO, tarihte ilk kez müdahale kuvveti konuşlandırdı. Rusya ekonomik sistemden çıkarıldı. Yetmedi. Sorgusuz, sualsiz ve mahkemesiz tüm spor müsabakaları ve organizasyonlardan men edildiler.

Batılı teknoloji şirketleri #YouTube, Facebook, Instagram, #WhatsApp ve Twitter da Rusya’ya savaş açtı. YouTube, Rusya devlet yayın organları Russia Today ve Sputnik’in kanallarını bloke etti. Twitter, Rus medyasında çalışan gazetecilerin profillerine “Rusya Devletine çalışıyor” ibaresini ekledi.

Muazzam bir senkronizasyon değil mi?

Şucaciye Mahallesi’ne dönelim… İsrail, Gazze’ye ateş olup yağarken, bir mahalleyi dümdüz ederken, aynı Batı “sessizlik ittifakı” yaptı. Yine böyle senkronizeydiler, gözlerini yumup Gazze’yi izlediler. İlginçtir aralarında Rusya ve Ukrayna da vardı.

Batılı ülkeler, Avrupalılar ve çıkarlar olunca; insanlık, insani, diplomatik ve ekonomik müdahale ile tanıştı. Olan Ukrayna halkına oldu.

Şucaciye’deki o evin dev penceresinden bir kez daha bakalım; ne görüyorsunuz? ‘Batı’nın çifte standardı’ demeyin lütfen. Onu gözümüze soktular zaten. Bize dair çok başka şeyler var burada?
234 views07:45
Aç / Yorum Yap
2022-03-02 10:45:22
Biraz da bu pencereden bakalım mı?
227 views07:45
Aç / Yorum Yap
2022-03-01 12:32:50
İsrail askerleri dün Kudüs’te Filistinli Munawar’ın çenesini kırdılar. Munawar duyma engelli. Henüz 10 yaşlarında. Esmer, siyah saçlı, siyah gözlü ve Orta Doğulu.

https://www.instagram.com/p/CajTjJnMT7v/?utm_medium=copy_link
244 views09:32
Aç / Yorum Yap
2022-02-28 15:47:54 Binbaşının kolundaki gazete

Okula Perşembe günleri gelen bir binbaşı vardı. Kendisine ‘hocam’ değil de ‘komutanım’ dedirtirdi. Tuzla ciple gelirdi. Tek günde Milli Güvenlik Bilgisi dersini sırasıyla tüm 10’uncu sınıflara anlatırdı. Biri şoförü diğeri postası, iki #asker saatlerce okulun önünde binbaşıyı beklerdi.

Bu arada Milli Güvenlikçi geldiği gün okulda matematik dersi olmazdı. Olmazdı çünkü #matematik hocamız okula gelemezdi. Gelemezdi çünkü başörtülüydü. 28 Şubat’ın tam ortasındaydık. Hocamız, okula geldiği günlerde öğretmenler odasında değil de en üst kattaki rehberlik servisinde otururdu. Bir keresinde onu o odada ağlarken görmüş ve hızla geri çıkmıştım. Beni bulup ‘kimse bilmesin ne olur’ demişti. O sözü tuttum ve şimdi bıraktım. 28 Şubat bu, çeker bir köşeye ağlatırdı.

Binbaşı, topuklarını vura vura yürürdü #okul koridorlarında. Tak tuk, tak tuk! Koltuk altında mutlaka bir gazete olurdu. Okula geldiği için miydi bilmiyorum, beylik silahını beline takmazdı. Ama gazete takardı. Koltuk altına sıkıştırdığı günlük gazetesini silah gibi taşırdı. Boru şekil katlı halde masaya koyar, çıkarken yine koltuğunun altına sıkıştırırdı. O gazete hep Hürriyet’ti. Binbaşının kürek kemiği hizasından görünürdü logosu. Manşetlerini, başlıklarını kol altından taşan harflerden tahmin etmeye çalıştım mı hatırlamıyorum ama mutlaka meraklanmışımdır. Hürriyet’in manşetlerinde ne vardı sahi? Binbaşı, İstanbul İmam Hatip’in koridorlarını uygun adım döverken Hürriyet ne yazıyordu? Binbaşı neden silah değil de Hürriyet taşıyordu?

Bu soruların yanıtını yıllar sonra bir haber için arşiv taraması yaparken buldum. #28Şubat döneminin gazete manşetlerini tek tek taradım. Spotlarına, ara başlıklarına kadar okudum. Bana, arkadaşlarıma, matematik hocama, anneme, #cami cemaatine, Refah Partisi’ne oy verenlere ve ‘Erbakan’ diyen herkese nasıl düşman kesildiklerini okudum. Bizim Milli Güvenlikçi Binbaşının okuduğu Hürriyet, 12 Haziran 1997 günü ‘Gerekirse Silah Bile Kullanırız’ manşetini atmış mesela. Darbecilere selam, seçilmiş başbakana sopa, onu seçenlere ayar, binbaşıya tam şarjör silah. Bir gazeteci olarak söylüyorum; dünyadan böyle bir silah yok. Olmadı.

Ersin Çelik
27 views12:47
Aç / Yorum Yap
2022-02-27 21:08:26 Amerikalı albayı ayağına getirten teğmen

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden 1948 yılında mezun olduktan sonra ‘Motorlar Kürsüsü’nde asistan oldu. 1951'de gönderildiği Almanya'da doktorasını yaptı ve Deutz AG motor fabrikasına davet edildi. Alman ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezi’nde Prof. Dr. Schmidt ile çalışmalar yaptı. Leopard 1 tankının motor tasarımında başmühendis olarak görev aldı. Motorun yanma odasını bizzat kendisi çizdi. Doktora yaptı.

1953'te doçentlik sınavını vermek üzere Türkiye'ye döndü. 27 yaşındayken İTÜ'de doçent oldu. Araştırmalar yapmak üzere altı aylığına tekrar Almanya'nın Deutz fabrikalarına gitti. Mayıs 1954’te vatani görevini yapmak için Türkiye’ye döndü. İstanbul’da İstihkâm Bakım Bölüğü’nde yedek subay olarak makinaların bakım ve tamiratları kısmında görevlendirildi.

Üstleri, her yıl Amerika’dan istenilen teçhizat listesini Makine Mühendisi Teğmen’in yapmasını istedi. Hazırlanan liste Amerikan yardım heyetinin dikkatini çekti. Bir Amerikalı Albay bu listeyi hazırlayan kişiyle görüşmek istediğini bildirdi. Okul Komutanı, Teğmen ile Albayı bir araya getirdi. Albay, “Siz bugüne kadar Amerika’dan yardım olarak gizleme ağı, kürek sapı ve kazma gibi malzemeleri isterken bu sene iş makinalarının yedek parçalarının üretimi için torna tezgâhları istemişsiniz. Siz nasıl olur da bu tezgâhları talep edersiniz” şeklinde biraz da çıkıştı. Türkiye NATO’ya girmişti. Teğmen, Amerikan ordusu kuruluş talimatnamesini açarak, “Bizim yaptığımız görevi yapan Amerika’daki aynı birliklerde bu tezgâhlar var, bizde niçin olmasın?” diye karşılık verdi. Albay söyleyecek söz bulamadı ve tezgâhlar geldi. O günün şartlarında dışarıdan kazma sapı talep eden ordumuz, bir teğmenin girişimi ile yedek parça üretmeye başladı.

Bu idealist ve üretme sevdalısı genç makine mühendisi Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ta kendisiydi.

(Merhum Erbakan’ın askerlik hatırasına, -kendisi ile uzun yıllar yakın çalışan gazeteci Ekrem Kızıltaş ağabeye teyit ettirip- Cins dergisi için kaleme aldığım bir yazıda yer vermiştim. Bugün Muhterem Hocamızın vefatının 11. sene-i devriyesi. Kendisini rahmetle, hayırla ve minnetle anıyoruz. Mekanı cennet olsun.)

Ersin Çelik
176 viewsedited  18:08
Aç / Yorum Yap
2022-02-27 21:08:22
172 views18:08
Aç / Yorum Yap
2022-02-27 19:44:02

https://twitter.com/ersinceliq/status/1497974153814724613?s=21
271 viewsedited  16:44
Aç / Yorum Yap