2022-05-18 21:27:38
Peygambere Sövmenin Hükmü Soru: Mücerred olarak Peygamberimize (sallallâhu aleyhi ve sellem) söven tekfir edilir mi yoksa istihlal (yaptığını helal addetmesi) şartı gerekli midir? Cevap: Sahabe, tabiin ve onlardan sonra gelen Ehl-i Sünnet alimleri icmâ etmişlerdir ki, her kim sarih (açık) küfür olan bir söz veya fiil işlerse istihlal kaydı koşulmadan tekfir edilir.
İlim ehli ittifak etmiştir ki küfür; inkâr yalanlama veya yüz çevirme ile gerçekleşir. Bu bazen Allah’a sövmek, peygambere sövmek, din ve ahkâmıyla alay etmek gibi sözlü küfürle gerçekleşir, bazen puta secde etmek, kabirleri tavaf etmek, cinler, putlar vb. için hayvan boğazlamak gibi fiilî küfürle gerçekleşir, bazen de amelin cinsini mutlak olarak terketmekle -namazın bilerek tembellikten terkedilmesi gibi- küfür gerçekleşir. İshak b. Râhûye ve diğerleri namazı bilerek terk eden kişinin kâfir olacağı hususunda icmâ olduğundan bahsetmişlerdir.
Nitekim Müslim’in Sahih’inde geçen rivayette Rasûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle der: “Kişi ile şirk ve küfür arasında
namazın terki vardır.” (el) takılı küfür kelimesi küfr-ü ekber manasına delalat eder. Ancak namazı terk eden kişi hakkında mezhepler arasında ihtilaf vardır ve mezhep alimlerinin bir kısmı namazın vacipliğini inkar etmeyen kişinin kafir olmayacağını söylemişlerdir.
Bir grup, sahabenin icmâ etmesi nedeniyle namazı terk eden kişinin büyük küfre girdiğini söyleyerek onu tekfir etmiştir. Ancak bu grup bir vakit namazı terk edenin mi yoksa toptan terkedenin mi küfre gireceği hususunda kendi aralarında ihtilaf etmişlerdir.
Ehl-i Sünnet genel anlamda günahları sebebiyle -Harici ve Mutezile’nin aksine- kişileri tekfir etmez. Harici ve Mutezile fırkaları büyük günahları günah değil küfür addeder. Bazen de insanlara sözlerinin lazımı ile muamele ederler. Nitekim müteahhirleri bunu çokça yapmaktadır. Aynı zamanda mutlak/muayyen tekfirin arasını ayırmayıp meseleleri birbirine karıştırıyorlar. Kısacası sapkınlıkları hususunda kendilerine muvafakat etmeyen herkesi tekfir ediyorlar.
Nitekim vasıfları Rasûlullah’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) diliyle bize haber verilmiştir: “Onlar ehli İslam’ı öldürüp, put ehlini bırakırlar.” (Muttefekun Aleyh)
Ehl-i Sünnet; Hariciler ve Mürcieler arasında orta yolludur, büyük günah sahiplerini yaptıklarını helal saymadıkları müddetçe tekfir etmez veya Mürcielerin dediği gibi “imanla beraber günah zarar vermez veya insan yaptığını helal saymadıkça küf-rü sebebiyle tekfir edilmez” demezler ki bu görüş Kur’an’a, sünnete ve icmaya göre batıldır. Her kim Allah’a ve Rasûlüne söverse kâfir olur ve bu konuda istihlal kaydı konulmaz. İshak b. Râhûye bu meselede icmâ olduğundan bahsetmişlerdir. Alimler icmâ etmiştir ki her kim Allah’a ve Rasûlüne söverse veya Allah’ın indirdiğinden bir şeyi reddederse veya Allah’ın Nebîlerinden bir Nebîyi öldürürse, Allah’ın indirdiklerini kabul etse dahi kafirdir. Allah en doğrusunu bilir.
Hicrî 03/06/1421
Allâme Şeyh Süleyman el-Ulvan
355 views18:27