Get Mystery Box with random crypto!

Kur’ân-ı Hakîm, şükrü yaradılışın netîcesi gösterdiği gibi; şu | Risâle-i Nûr İzah ve Notlar

Kur’ân-ı Hakîm, şükrü yaradılışın netîcesi gösterdiği gibi; şu kâinâtta mevcudat-ı âlemin yaratılışındaki en ehemmiyetli netîceyi de şükür olarak gösteriyor. Çünkü kâinâta dikkat edilse, hilkat ağacının en değerli meyvesinin şükür ve şu kâinât fabrikasının çıkardığı mahsûlâtın en â’lâsının şükür olduğu görülüyor.
Hallàk-ı âlem, bütün mevcûdâtı bir dâire sûretinde yaratmış. Bu dâirenin merkezinde de hayâtı koymuştur. Bütün mevcûdât, hayâta bakıyor, hayâta hizmet ediyor, hayâtın levâzımâtını yetiştiriyor. Demek kâinâtın Hàlık’ı, kâinât içinde hayâtı intihâb etmiştir, seçmiştir. En büyük ni'met, hayâttır. Yokluktan varlığa çıkmaktır. Hayy u Kayyûm olan Ellah, hayâtlı âlemleri bir dâire gibi îcâd etmiş. Merkezine de insânı koymuş. Yâni hayâtlıların halkından istenilen netîceleri, insânda toplamış, bütün hayâtlıları insâna hâdim ve musahhar etmiş, insânı da onlara hâkim etmiştir.
Demek Hakîm-i Zülcelâl, zîhayâtlar içinde insânı intihâb etmiştir ve seçmiştir. Demek insânı yaratmak murâd etmese idi, diğer mahlûkàtı ve kâinâtı halk etmezdi.
Hitâbat ve Münâcat-ı Hulûsiyye