Get Mystery Box with random crypto!

Risale-i Nûr’da akıldan ziyade kalbe bakan mesail, mesela; “Ha | Risâle-i Nûr İzah ve Notlar

Risale-i Nûr’da akıldan ziyade kalbe bakan mesail, mesela; “Hakîkat-ı Muhammediye (asm)”, “Besmele’nin esrarı” gibi mevzular çok dikkatle, mütefekkirane, müdakkikane okunmalı; meleke haline getirilmeli; tâlib, Üstad Bediüzzaman (ra) Hazretleri’nin ruhaniyetiyle manen irtibat halinde olmalı; iktisada riayet etmeli; terbiye-i Kur’aniye ile nefsini terbiye etmelidir ki; bu mevzular bir nebze anlaşılsın. Yoksa sadece okuyup geçmekle olmuyor. Üstad Bediüzzaman (ra) Hazretleri bu eserleri te’lif ederken Resul-i Ekrem (sav)’e ittiba’ etmiş; ruhaniyet-i Muhammediye (asm) ile manen irtibata geçmiş; sırr-ı miraca nâil olmuş; mebde ile müntehayı birleştirmiş; Hakîm ve Rahîm isimlerine a’zami mertebede mazhar olmuştur. Kullandığı her bir cümle, o seyahatin son mertebelerinde gördüğü hakîkatlerin birer alameti, birer işareti, birer damgası veya birer direği hükmündedir. Manevî âlemde gördüğü hakîkatlerin işârâtı nev’inden o cümleleri kullandığını, Müellif (ra) bizzat kendisi ifade etmektedir. Bu zat-ı muhakkik ve müdakkik, haşa hayâlatla meşgul olmamıştır. Hacı Hulusi Bey merhum, bu cümleyi çok tekrar ediyordu: “İlhamatla keşfiyata mazhar olmayan, hayâlatla hakîkati keşfedemez. İktisatla, terbiye-i Kur’aniye ile nefsini terbiye etmeyen kişi, yani fikir ve kalbini harekete geçirmeyen bir kimse, evrad u ezkarla kâinatın tılsımını çözemez.”

Kaynak: On Dördüncü Lem’a’nın İkinci Makamı’nın Şerhi