Get Mystery Box with random crypto!

VÜCÛB-İ VÜCÛD NEDİR? VÜCÛB-İ VÜCÛD: Varlığı aklen zarûrî, yok | Risâle-i Nûr İzah ve Notlar

VÜCÛB-İ VÜCÛD NEDİR?

VÜCÛB-İ VÜCÛD: Varlığı aklen zarûrî, yokluğu ise aklen muhâl olan vücûda “Vücûb-i Vücûd” denilir. Bu sıfata Sıfât-ı Selbiyye denildiği gibi, sıfat-ı ayniyye ve sıfat-ı nefsiyye de denilmektedir. Cenâb-ı Hak, Vâcibü’l-Vücûd’dur. Mâsivâsı mümkinü’l-vücûddur.


“Vücûb-i Vücûd” sıfâtı, Cenâb-ı Hakk’ın Zât’ının aynısıdır, gayrısı değildir. Fakat, mâhiyyet ve hakíkat-i Zâtiyyesini tam ifâde edemiyor. Ancak, bin bir ism-i İlâhî’nin sáhibi olan Zât-ı Akdes-i İlâhî’nin bir unvân-ı mülâhazasıdır. Zât-ı İlâhî’nin unvân-ı mülâhazası sâdece vücûddur. O’nun Zât’ını en fazla ta‘rîf eden bu sıfattır. Elláh, bu sıfat olmaksızın düşünülemez.


Nasıl ki; Dıhye súretinde sahâbelere görünen Hz. Cebrâil (as)’ın súreti, Cebrâil (as)’ın aynısıdır. Bununla berâber, Arş-ı A‘zamda bulunan ve altı yüz kanatlı olan Cebrâil (as)’ın tam künh-i mâhiyyetini ifâde edemiyor. Aynen öyle de, “Vücûb-i Vücûd” sıfatı, Cenâb-ı Hakk’ın aynısıdır. Fakat, Zât’ının künh-i mâhiyyetini ifâde edemiyor.

Müellif (ra), şöyle buyuruyor:

“ ‘Vücûb-i Vücûd’, Ulûhiyyetin lâzım-ı zarûrîsi ve Zât-ı Zü’l-Celâl’e karşı bir unvân-ı mülâhaza olduğundan, ‘Lafzullah’ sâir esmâ ve sıfâta câmiıyyeti ve ism-i a‘zam olduğu i‘tibâriyle, delâlet-i iltizâmiyye ile delâlet ettiği gibi; Vâcibü’l-Vücûd unvânına dahi, o delâlet-i iltizâmiyye ile delâlet ediyor.”

Kaynak: Ene Risalesinin Şerhi