Get Mystery Box with random crypto!

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ İşsizliğin Önemi İşsizlik gene | Finans Gazetesi

İŞSİZLİK VE İNTİHAR İLİŞKİSİ


İşsizliğin Önemi

İşsizlik genel bir ekonomik problem olmasının yanı sıra hem birey hem de toplum üzerinde yarattığı etkiler itibariyle ayrı bir öneme sahiptir. İşsizlik başta, toplumsal huzurun ve gelir dağılımının bozulmasına, suç oranlarının ve bireyin suç eğiliminin artmasına, göçün hızlanmasına ve nüfusun hareketlilik kazanmasına, aile huzurunun bozulmasına ve boşanma riskinin ve bireyin intihar eğiliminin artmasına neden olmaktadır. Bahsedilen bu etkileri itibariyle işsizlik en önemli ekonomik ve sosyal mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.


İşsizlik – İntihar İlişkisini Açıklayan Modeller

İşsizlik ve intihar arasındaki ilişkinin varlığı üzerine kurulmuş üç model mevcuttur; İncinebilirlik Modeli, Dolaylı Nedensellik Modeli ve Nedensel İlişkinin olmadığı model.

-İncinebilirlik modeline göre, işsizlik kaynaklara ulaşımı sınırlamaktadır, yaşam stresini arttırmaktadır ve bu sebeple de intihar eğilimini arttırmaktadır.

-Dolaylı Nedensellik modeline göre, işsizlik nedeniyle bireyin yaşadığı finansal güçlükler, ihtiyaçları karşılayamama ve özellikle de ilişkilerde yaşanan tahribat bireyin intihar riskini arttırmaktadır.

-Nedensel İlişkinin olmadığı modele göre, işsizlik ile intihar ilişkisi düzmecedir. İşsizlik ve intiharın temelinde her ikisine de neden olabilecek bir faktör yatmaktadır. Bu durumda işsizlik, ortak nedenin bir ara sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yüksek gelir, ihtiyaçların yüksek düzeyde karşılanması bireysel tatminin yüksek olması ve intihar eğiliminin düşmesi anlamına gelmektedir. Diğer taraftan işsizliğin artması bireyin geleceğe yönelik beklenen gelirini düşüreceği için intihar eğilimini artırmaktadır. Yaşın artması günlük yaşamın bakım ve sağlık maliyetlerini artırmakta ve kalan hayatın faydası düşmektedir.


Ülkemizde İşsizlik – İntihar İlişkisi Analizi

Ülkemizdeki intihar olayları nedenleri itibariyle incelendiğinde, hastalık nedeniyle intiharlar söz konusu dönemde nedeni bilinen intiharlar içerisinde birincil intihar nedeni olarak kaydedilmiştir. Aile geçimsizliği ise en belirgin ikinci nedendir. Ekonomik kaynaklı nedenleri bir arada değerlendirdiğimiz taktirde, intihar nedenleri arasında üçüncü nedenin ekonomik nedenler olduğu görülmektedir. Ayrıca, işsizlik-intihar ilişkisine yönelik, işsizliğin neden olduğu sosyal izolasyon ve ilişkilerde yaşanan bozulmaların bireyin intihar eğilimini artıracağını öne süren teori göz önüne alındığında aile geçimsizliği de işsizlikten kaynaklanabilecek bir intihara nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda ise işsizlik kaynaklı intiharlar toplam intiharlar içerisinde birinci sıraya yerleşmektedir.

İntihar verileri incelendiğinde ekonomik kriz yıllarında hem işsizlikte hem de her iki cinsiyet grubunda gözlenen ve ekonomik kaynaklı olduğu düşünülen “Geçim zorluğu” ve “Ticari Başarısızlık” nedenlerinden kaynaklanan intihar vakalarında önemli bir artış olduğu görülmektedir. Ayrıca, konu ile ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde, işsizlik intihar ilişkisine genelde cinsiyet temelinde yaklaşıldığı görülmektedir. İşsiz erkeklerin finansal sıkıntılardan daha çok etkilendiği ve intihara daha fazla eğilimli oldukları yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.

İstatistiksel sonuçlar genel olarak anlamlı olmasına rağmen bireysel olarak her zaman anlamlı olmayabilir. Örneğin her işsiz kişinin intihara meyilinin artacağını söylemek doğru olmamasına karşılık işsizlik sorunuyla karşı karşıya olan bireylerin işsizlik sorunu yaşamayan bireylere göre ortalama olarak intihara meyilinin daha fazla olacağını söylemek daha doğru olur. Bu durumda da haberlerde sık sık gördüğümüz intihar vakalarının en önemli sebeplerinden birini ortaya koymuş bulunmaktayız.

Kaynak: İşsizlik ve İntihar İlişkisi: VAR Analizi (Ferhat Topbaş)