2021-10-13 03:34:37
SARS-CoV-2 VAR DİYE ISRAR EDENLERDEN SAÇMA SAPAN BİR İDDİA DAHA; “VİRÜSLER İZOLE EDİLEMEZ, ANCAK İZOLASYON GEREKSİZDİR”
İki tür virolog vardır.
Birincisi, virüsleri izole ettiklerini iddia edenler. Onların saçma iddialarını çürüten birçok makalemiz var https://duzgerceklerturkiye.com sayfamızda. İzolasyonu “çok maddeden oluşan bir çorbada yüzmek ve çorbadan hiç ayrılmamak” olarak tanımlıyorlar. Başka bir deyişle, bu virologlar izoleyi izole edilmemiş olarak tanımlarlar. Tamamen saçmalık.
Sonra, "Virüsler sadece hücre içinde sıvı içinde yaşayabilirler" diyen "daha sofistike" virologlar var. Bu nedenle hücreden veya sıvıdan asla ayrılamazlar. İzolasyon talep etmek imkansızı istemektir. Bu virüslerin genetik dizilerini, onları izole etmeden keşfedebiliriz. İzolasyonu unutun. Genetik dizileri keşfetmek, virüslerin var olduğunu kanıtlıyor.”
Virolojinin bu ikinci iddiasını inceleyelim.
Bilim insanlarının virüslerin ilk kez var olduğuna karar verdiği ana geri dönelim. Sonuçta, orijinal iddiayı ONLAR yaptı. İspat yükü ONLARA aitti. Ve bu kararı, genetik dizileme denen bir prosedürden çok önce verdiler.
Eğer izolasyon mümkün değilse, bu virüsler hücrelerin içinde izole edilmemiş bir sıvı içinde sonsuza kadar yüzüyorsa, o zaman BİLİM CİHAZLARI VİRÜSLERİ İLK NASIL KEŞFETTİ?
Neye dayanarak iddiada bulundular?
Doğrudan gözlem yoluyla mı? Kesinlikle hayır, eğer virüsler içinde yüzdükleri sıvıdan asla ayrılamazlarsa.
İddiaları şu;
"Öncelikle izole edilemeyen virüslerin varlığını keşfettik..."
Ne ile keşfettin? Şarkı söyleyerek mi? Antony Fauci gibi yalan söyleyen birisi ile mi konuştunuz? Yoksa Rockefeller ailesinin banka hesaplarında ne kadar para olduğunu öğrenmek mi?
"Bak şimdi kardeş. Olay şöyle gelişti. ŞİMDİ virüsleri izole etmenin imkansız olduğunu söylüyoruz ya, çünkü insanlar bizi onları izole etmemekle suçluyor devamlı. Ama ESKİDEN, bilim adamları virüslerin varlığını ilk kez keşfettiklerinde, virüslerin var olması gerektiğini zaten biliyorlardı.
Peki nasıl biliyorlardı?
"Çünkü insanların neden belirli hastalıklara yakalandığına dair diğer tüm açıklamalar işe yaramadı, yetersiz kaldı."
Anlıyorum. Yani sadece BİR ihtimal daha vardı. O da virüslerdi öyle mi?
"Evet, aynen öyle kardeş."
Bunun ne kadar saçma bir pozisyon olduğunun farkında mısın?
"Yorum yok."
Ve bu gerçekten hikayenin sonu. Virüslerin “orijinal keşfi” gerçektende yoktu, hiçbir zamanda olmadı. Sadece başka bir sebep bulamadıkları için uydurdukları bir varsayımdı.
Ve ŞİMDİ, virologlar, genetik dizilimlerini ortaya koyabildikleri için virüsleri izole etmelerine gerek olmadığını iddia ettiklerinde, başka bir gülünç durum ortaya çıkıyor. İZOLE EDEMEYECEĞİNİZ BİR ŞEYİN YAPISINI NASIL ANALİZ EDERSİNİZ?
Bir şeye olup olmadığını kanıtlayamadıysanız, o şeyin yapısını nasıl tanımlarsınız?
Yapıyı TANIMLAMAZSINIZ. Ancak yaptığınızı zannedersiniz.
Sadece göstermelik olan bazı yapılara atıfta bulunarak bu sözde yapılardan parça seçiyorsunuz ve onları bir araya getiriyorsunuz ve “İşte burada. İşte genetik diziyi bulduk” diyorsunuz.
Bu, bir dükkân sahibinin, bir haftalık haraç parasını almak için gelen mafyaya boş elini uzatıp “İşte dört yüz dolarınız. Görmüyor musun?” demesi gibi bir şey.
Mafya sinirlenir ve silahını çıkardıktan sonra, mağaza sahibi bu sefer duvar kasasını açar ve bir takım faturalar çıkarır ve onları mafyaya verir. Faturalar, Monopoly adlı oyundan alınan para parçalarıdır. Amerikan, Fransız, Alman, İtalyan, İspanyol Monopoly paralarından birbirine bantlanmış parçalar.
VE BUNA virüslerin genetik dizilimi denir. Aynen olmayan şeyi para diye yutturmaya çalışan dükkan sahibi gibi.
İki noktayı daha ele alacağım. Dr. Tom Cowan'ın belirttiği gibi, geleneksel virüs enfeksiyonu hipotezine göre, virüsler hücrelerden ayrılarak diğer hücrelere gidiyor olmalıdır. Aksi takdirde, enfeksiyon vücuda nasıl yayılabilir? Ancak bu açıklama, virüslerin hücrelerdeki sıvının dışında yaşayabileceğini ve gelişebileceğini varsayar.
Dolayısıyla virüslerin her zaman hücre içinde sıvı halde yaşadıkları için izole edilemeyeceği iddiası yanlıştır.
646 viewsAli Duman, edited 00:34
D
