PEYGAMBER ﷺ AŞIKLARI Hubeyb. kapatıldığı yerden çıkarıldı ve a | Hayâtu's Sahâbe

PEYGAMBER ﷺ AŞIKLARI
Hubeyb. kapatıldığı yerden çıkarıldı ve asılacağı yere götürülürken, iki rekât namaz kılmak için izin istedi. O kadar metin, o kadar vakarlı ki, namaz kılışını görenler hayret ve dehşete düştüler... Ölüme giden sanki o değil sanki biraz sonra zulüm topuzu onun başında patlamayacak... Manzara olanca dehşetiyle bu... Bütün dünyevî
duygulardan arınmış, hüzünlerden kurtulmuş, huşu ve huzuru o kadar derin ve o kadar ulvî...
Hubeyb'in etrafında yüzlerce kâfir ve binlerce mızrak... İç gözlerine İlâhî nurun sürmesi çekilen Hubeyb (r.a.), İmanından aldığı metanet ve cesareti göstermek için namazı ancak iki rekât kıldı ve dedi:
Ölümden korktu da namazı uzattı dememeniz için, kısa kestim!
İşte bundan sonradır ki, idam edilecek bir Müslümanın iki rekât namaz kılması âdet haline gelmiştir...
Kâfirler Hubeyb’in etrafını aldı:
Dininden dön seni azad edelim ve sana istediğini verelim!
Hubeyb (r.a.) aslanlar gibi kükredi ve dedi:
Dinimden dönmek mi?
Evet!
Şunu biliniz ki, Müslüman olarak ölmek, dinim uğrunda ve Hazreti Mustafa'nın yolunda öldürülmek, benim için saâdetierin en büyüğüdür. Yüz canım olsa ve siz benim bu yüz canımı dinimden dönmem karşılığı bağışlasanız ben yine kabul etmezdim! Ben, Cenâb-ı Muhammed'in yoluna kurbanım!..
Şimdi senin yerine Muhammed’i öldürüp
seni azad etseydik, kabul eder miydin? Yeminle doğru söyle!
Sahabî aşkının muhteşem örneği Hubeyb (r.a.), iman
aynası berrak yüzünü kâfirlere çevirip haykırdı:
Allah'a yemin ederim ki, ben Allah Resûlünün mübârek ayağına bir diken batmaktansa, ölmeyi, gün ışığından ve çoluk çocuğumun gül yüzlerinden mahrum kalmayı tercih ederim!
Kâfirler donup kaldı ve Ebu Süfyan çığlığı bastı:
Ben, Muhammed'i sahabelerinin sevdiği gibi bir kimseyi seven hiçbir insan görmedim!..
Kureyş kâfirleri Hubeyb Hazretlerinin mübârek yüzünü kıbleden başka tarafa çevirdiler. Hubeyb (r.a.) dedi ki:
A şaşkınlar! Siz benim yüzümü kıbleden çevirdiniz ama, Allah «Her nereye dönerseniz, Allahın yüzü {Kıblesi) işte oradadır», buyuruyor. (Bakara: 115).
Canında aşkın çırası yanan muhteşem sadâkat örneği Hazreti Hubeyb sonra gönlünün tâ derinliklerinden gelen bir sesle dua eyledi:
Allahım! Şuracıkta düşman yüzünden başka yüz görmüyorum! Rabbim! Buralarda, selâmımı Resûlüne ulaştıracak bir kimseler yok! Ey dertli gönüllerin mededkâri; O'na selâmımı sen ulaştırl..
Allahım! Sen bize Resulünün risâletini tebliğ ettin.
Bize yapılanı da, sevgili Resûlüne, Sen tebliğ et, eriştir!..
Yüce Allah, bu âşık sahabînin duasını kabul buyurdu. Kâinatın Efendisi sahabîleri ile beraber otururken kendilerine vahiy hali geldi ve sonra şöyle buyurdular:
Şu Cebrâil, Hubeyb’in bana selâmını tebliğ etti! Gönlü aşk ve imanla fokur fokur kaynayan Hazreti Hubeyb, darağacında «Allahım! Selâmımı Resûlüne tebliğ edecek birini bulamadım!» deyince, Cebrâil a.s. gelip Allah'ın Sevgilisi'ne bu selâmı ulaştırdı...
Âlemlere rahmet olan;
"Ve Aleyhisselâm" = Onun üzerine de selâm olsun! buyurdu. Sahabîler dediler ki:
Ey cânımızdan aziz cânan, ey Allah Elçisi! Bu selâmı, kimin selâmına karşılık verdiniz?
Varlığın sebebi olan Cenâb-ı Mustafa ﷺ buyurdular ki:
Kardeşiniz Hubeyb'in selâmına karşılık...
(Konu devam edecek )