Get Mystery Box with random crypto!

.

Telgraf kanalının logosu eserehlii — . E
Telgraf kanalının logosu eserehlii — .
Kanal adresi: @eserehlii
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 1
Kanaldan açıklama

De ki; "Rabbim ilmimi arttır." Tahâ 114

Ratings & Reviews

1.50

2 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

0

4 stars

0

3 stars

0

2 stars

1

1 stars

1


En son Mesajlar 9

2021-11-21 20:38:34 ١ - باب وُجُوبِ الرِّوَايَةِ عَنِ الثِّقَاتِ، وَتَرْكِ الْكَذَّابِينَ

وَاعْلَمْ - وَفَّقَكَ اللَّهُ تَعَالَى - أَنَّ الْوَاجِبَ عَلَى كُلِّ أَحَدٍ عَرَفَ التَّمْيِيزَ بَيْنَ صَحِيحِ الرِّوَايَاتِ وَسَقِيمِهَا وَثِقَاتِ النَّاقِلِينَ لَهَا مِنَ الْمُتَّهَمِينَ أَنْ لاَ يَرْوِيَ مِنْهَا إِلاَّ مَا عَرَفَ صِحَّةَ مَخَارِجِهِ ‏.‏ وَالسِّتَارَةَ فِي نَاقِلِيهِ ‏.‏ وَأَنْ يَتَّقِيَ مِنْهَا مَا كَانَ مِنْهَا عَنْ أَهْلِ التُّهَمِ وَالْمُعَانِدِينَ مِنْ أَهْلِ الْبِدَعِ وَالدَّلِيلُ عَلَى أَنَّ الَّذِي قُلْنَا مِنْ هَذَا هُوَ اللاَّزِمُ دُونَ مَا خَالَفَهُ قَوْلُ اللَّهِ جَلَّ ذِكْرُهُ ‏{‏ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوا أَنْ تُصِيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَ‏}‏ وَقَالَ جَلَّ ثَنَاؤُهُ ‏{‏ مِمَّنْ تَرْضَوْنَ مِنَ الْشُّهَدَاءِ‏}‏ وَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ ‏{‏ وَأَشْهِدُوا ذَوَىْ عَدْلٍ مِنْكُمْ‏}‏ فَدَلَّ بِمَا ذَكَرْنَا مِنْ هَذِهِ الآىِ أَنَّ خَبَرَ الْفَاسِقِ سَاقِطٌ غَيْرُ مَقْبُولٍ وَأَنَّ شَهَادَةَ غَيْرِ الْعَدْلِ مَرْدُودَةٌ وَالْخَبَرُ وَإِنْ فَارَقَ مَعْنَاهُ مَعْنَى الشَّهَادَةِ فِي بَعْضِ الْوُجُوهِ فَقَدْ يَجْتَمِعَانِ فِي أَعْظَمِ مَعَانِيهِمَا إِذْ كَانَ خَبَرُ الْفَاسِقِ غَيْرَ مَقْبُولٍ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ كَمَا أَنَّ شَهَادَتَهُ مَرْدُودَةٌ عِنْدَ جَمِيعِهِمْ وَدَلَّتِ السُّنَّةُ عَلَى نَفْىِ رِوَايَةِ الْمُنْكَرِ مِنَ الأَخْبَارِ كَنَحْوِ دَلاَلَةِ الْقُرْآنِ عَلَى نَفْىِ خَبَرِ الْفَاسِقِ ‏.‏ وَهُوَ الأَثَرُ الْمَشْهُورُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏

١ - ‏( مَنْ حَدَّثَ عَنِّي، بِحَدِيثٍ يُرَى أَنَّهُ كَذِبٌ فَهُوَ أَحَدُ الْكَاذِبِينَ )‏ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ شُعْبَةَ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى عَنْ سَمُرَةَ بْنِ جُنْدَبٍ ‏.‏ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ أَيْضًا حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ شُعْبَةَ وَسُفْيَانَ عَنْ حَبِيبٍ عَنْ مَيْمُونِ بْنِ أَبِي شَبِيبٍ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالاَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ذَلِكَ ‏.‏

Bab- Mevsuklardan Rivâyet ve Yalancıları Terk Etmenin Vücubu Bâbı

Bil ki, rivâyetlerin sahih ile sakîmini onları nakledenlerin mu'temed olanlarıyla, müttehemlerini birbirinden ayırmayı bilen herkese vâcib olan:

1- O rivâyetlerden mahreçlerinin sahîh, ravîlerinin mu'temed olduklarını bildiklerinden başkasını rivâyet etmemek;

2- Töhmet altında olan aşırı bid'atçıların rivâyetlerinden sakınmaktır.

Söylediklerimizin aksinin değil, asıl bizim söylediklerimizin lâzım geldiğine delil: ALLAH'ın

"Ey iman edenler! Eğer fâsığın biri size bir haber getirirse, aslı olup olmadığını araştırın. Yoksa bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz"

Teâlâ'nın

"Razı olduğunuz şahitleri (getirin) ve "Sizden iki adaletli kimseyi şahid getirin." buyurmuştur. Zikrettiğimiz bu âyetler, fâsığın haberinin itibârdan sakıt olup kabul edilmediğine; âdil olmayanın da şahitliğinin reddedileceğine delâlet etmektedirler.

Haberin manası bâzı rivâyetlerde şahâdetin manasından ayrılırsa da birçok manalarında her ikisi birleşirler. Çünkü fâsığın haberi ulemâya göre makbul değildir. Nitekim şahâdeti dahi bütün ulemâca merduddur. Fâsığın haberi kabul edilmeyeceğine Kur'ân delâlet ettiği gibi, münker haber rivâyetinin kabul edilmeyeceğine de sünnet delâlet etmiştir. O da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den meşhur olarak nakledilen şu eserdir:

1- «Her kim yalan olduğu zannedilen bir sözü benden (olmak üzere) rivâyet ederse, kendisi de yalancılardan biridir.»

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe anlattı.

Dedi ki: bize Veki’ Şu'be'den o da el-Hakem'den o da Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan o da Semuretü'bnü Cündeb'den naklen rivâyet etti.

Bize yine Ebû Bekir b. Ebî Şeybe anlattı.

Dedi ki: Bize Veki' Şu'be ile Süfyan'dan onlar da Habib'den o da Meymûn b. Ebî Şebîb’den o da Muğîreti'bni Şu'be'den işitmiş olarak rivâyet etti. Semure ile Mugîre:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu söyledi.» demişler.

Müslim Mukaddime bâb 1
82 views17:38
Aç / Yorum Yap
2021-11-21 20:22:06 وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ دَخَلَ عَلَى أبِي بَكْرٍ الصِّدِّيقِ وَهُوَ يَجْبِذُ لِسَانَهُ، فَقَالَ لَهُ عُمَرُ : مَهْ، غَفَرَ اللَّهُ لَكَ. فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ : إِنَّ هَذَا أَوْرَدَنِي الْمَوَارِدَ

Bana Malik tahdis etti O Zeyd bin Eslem'den o da babasından bana bildirdi: Ebu Bekir dilini çektiği sırada Ömer bin Hattab onun yanına girdi ve ona dedi ki:

"Allah seni bağışlasın, yapma!" (deyince)

Ebu Bekir (radiyallahu anh) dedi ki: "Bu (dil), beni tehlikeye düşürdü."

İmam Malik
Muvatta no 1796
73 views17:22
Aç / Yorum Yap
2021-11-20 14:35:47 باب مقام من يصلي مع الإمام إذا كان وحده

أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِيُّ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ الْحَكَمِ، قَالَ: سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ، يُحَدِّثُ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا، قَالَ: كُنْتُ عِنْدَ خَالَتِي مَيْمُونَةَ، فَجَاءَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعْدَ الْعِشَاءِ فَصَلَّى أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ، ثُمَّ قَامَ فَقَالَ: «أَنَامَ الْغُلَيِّمُ؟» - أَوْ كَلِمَةً نَحْوَهَا - فَقَامَ فَصَلَّى، فَجِئْتُ، فَقُمْتُ عَنْ يَسَارِهِ، فَأَخَذَ بِيَدِي فَجَعَلَنِي عَنْ يَمِينِهِQإسناده صحيح والحديث متفق عليه

Bab—İmamla Beraber Namaz Kılanın Tek Olduğu Zaman Yeri

Bize Ebul-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be tahdis etti O el-Hakem'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Sa'id b. Cübeyri, ibn Abbâs'tan şöyle derken işittim: ben(ibn abbas) teyzem Meymûne'nin yanındaydım. Derken yatsıdan sonra Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve dört rekât namaz kılmıştı. (Sonra da yatıp uyumuştu). Daha sonra kalkmış ve "Çocukcağız uyudu mu?" veya bunun gibi bir söz söylemişti.

Ardından kalkıp namaza durmuştu. Ben de (kalkıp) sol tarafına durmuştum da, elimden tutup beni sağ tarafına geçirmişti."

Buhari, Ilim 41;
Müslim, Müsafirin 181
Darimi Kitabu's Salât no 1258
isnadı sahihtir.
23 views11:35
Aç / Yorum Yap
2021-11-19 22:09:24 باب من أحق بالامامة

Bâb- İmamlığa Kim Daha Layıktır

أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ، حَدَّثَنَا وُهَيْبُ بْنُ خَالِدٍ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، عَنْ أَبِي قِلَابَةَ، عَنْ مَالِكِ بْنِ الْحُوَيْرِثِ، قَالَ: أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي نَفَرٍ مِنْ قَوْمِي وَنَحْنُ شَبَبَةٌ، فَأَقَمْنَا عِنْدَهُ عِشْرِينَ لَيْلَةً، وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَفِيقًا، فَلَمَّا رَأَى شَوْقَنَا إِلَى أَهْلِينَا، قَالَ «ارْجِعُوا إِلَى أَهْلِيكُمْ فَكُونُوا فِيهِمْ، فَمُرُوهُمْ وَعَلِّمُوهُمْ، وَصَلُّوا كَمَا رَأَيْتُمُونِي أُصَلِّي، فَإِذَا حَضَرَتِ الصَّلَاةُ، فَلْيُؤَذِّنْ لَكُمْ أَحَدُكُمْ، ثُمَّ لِيَؤُمَّكُمْ أَكْبَرُكُمْ»

Bize Yahya b. Hasan haber verdi dedi ki Bize Vuheyb b. Halid tahdis etti dedi ki Bize Eyyub tahdis etti O Ebu Kılabe'den O Malik b. el Huveyris'den dedi ki

"Kabilemden genç olan bir grupla Rasûlullah sallallahu Aleyhi Ve sellem e gelmiş ve yanında yirmi gece kalmıştık Rasûlullah ince ve kibar idi. Ailelerimizi özlediğimizi görünce şöyle dedi:

Ailelerinizin yanına dönünüz ve onların yanında kalınız. Onlara iyiliği emrediniz ve öğretiniz. Beni nasıl namaz kılarken gördünüzse öylece namaz kılınız. Namaz vakti girince biriniz ezan okusun sonra da en büyüğünüz size imam olsun."

Buharî Ezan 17; Müslim Mesacid 292
Darimi Kitabus Salât no 1256
isnadı sahihtir.

أَخْبَرَنَا عَفَّانُ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ، حَدَّثَنَا قَتَادَةُ، عَنْ أَبِي نَضْرَةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِذَا اجْتَمَعَ ثَلَاثَةٌ فَلْيَؤُمَّهُمْ أَحَدُهُمْ، وَأَحَقُّهُمْ بِالْإِمَامَةِ أَقْرَؤُهُمْ»

Bize Affan haber verip dedi ki Bize Hemmam tahdis etti dedi ki Bize Katade tahdis etti O Ebu Nadr'dan O Ebu Said el Hudri'den Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) dedi ki:

"Üç kişi bir araya gelince içlerinden biri onlara imam olsun. Onların imamlığa en layık olanları ise; Kur'ân'ı en iyi okuyanlarıdır."

Müslim Mesacid; 289
Nesai İmamet; 5
Darimi Kitabu's Salât no 1257
isnadı sahihtir.
62 viewsedited  19:09
Aç / Yorum Yap
2021-11-19 21:30:25 با في رفع اليدين في الركو ع و السجود

أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ، أَنْبَأَنَا مَالِكٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَالِمٍ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ «إِذَا دَخَلَ الصَّلَاةَ كَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ، وَإِذَا رَكَعَ، كَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ، وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ، فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ، وَلَا يَرْفَعُ بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ أَوْ فِي السُّجُودِ» إسناده صحيح

Bab—Rükû’ Ve Secdelerde Elleri Kaldırmak Hakkında

Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki), bize Mâlik, ez-Zühri'den, (O) Sâlîm'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza girdiği zaman tekbir getirir ve ellerini, omuzlarının hizasına kaldırırdı. Rukû'a gittiği zaman tekbir getirir ve ellerini kaldırırdı. Başını rukû'dan kaldırdığı zaman bunun aynısını yapardı. O iki secde arasında -veya secdelerde- (ellerini) kaldırmazdı.

Buhârî Ezan; Müslim Salât 21
Dârimi Kitabus Salât no 1253
İsnadı sahihtir
54 views18:30
Aç / Yorum Yap
2021-11-19 18:17:02 Ensâr'dan birtakım komşuları vardı. Bu komşuların da sağımlı develeri olurdu. Onlar evlerinden bu sağımlı develerden sağıp geri vermek üzere Rasûlüllah'a ariyet verirlerdi de, böylece onların sütlerini bize içirirlerdi.

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عُمَارَةَ، عَنْ أَبِي زُرْعَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ـ رضى الله عنه ـ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏"‏ اللَّهُمَّ ارْزُقْ آلَ مُحَمَّدٍ قُوتًا ‏"‌‏.‏


6537Bize Abdullah b. Muhammed tahdis etti dedi ki Bize Muhammed b. Fadl tahdis etti O Babasından O Umara'dan O Ebu Zurâ'dan O Ebû Hureyre'den  Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)  "Allâhumme urzuk âle Muhammedin kûten (= Yâ Allah! Muhammed ailesine geçinecek kadar rızk ihsan eyle)" diye duâ ederdi


Buhari Kitabur Rikaâk bâb 17
55 views15:17
Aç / Yorum Yap
2021-11-19 18:17:02 َّثَنِي عُثْمَانُ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنِ الأَسْوَدِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ مَا شَبِعَ آلُ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم مُنْذُ قَدِمَ الْمَدِينَةَ مِنْ طَعَامِ بُرٍّ ثَلاَثَ لَيَالٍ تِبَاعًا حَتَّى قُبِضَ‏.‏

6531 Bana Usman tahdis edip dedi ki Bana Cerir tahdis etti O Mansur'dan O İbrâhim'den O Esved'den K Âişe RadıyAllahu Anha'dan dedi ki;

Medine'ye geldiğinden vefatı zamanına kadar Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in aile halkı üç gün arka arkaya buğday ekmeğinden karnını doyurmadı.

حَدَّثَنِي إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ ـ هُوَ الأَزْرَقُ ـ عَنْ مِسْعَرِ بْنِ كِدَامٍ، عَنْ هِلاَلٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ ـ رضى الله عنها ـ قَالَتْ مَا أَكَلَ آلُ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم أَكْلَتَيْنِ فِي يَوْمٍ، إِلاَّ إِحْدَاهُمَا تَمْرٌ‏

6532 Bana İshak b. İbrâhim b. Abdurrahman tahdis etti dedi ki Bize İshâk( Ezrâk) tahdis etti O Misar b. Kidâm'dan O Hilâl'den O Urve'den O Âişe RadıyAllahu Anha'dan dedi ki;

"Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in aile ferdleri bir günde iki öğün yemek yemedi; yediği iki öğünden biri muhakkak hurma idi"

حَدَّثَنِي أَحْمَدُ بْنُ أَبِي رَجَاءٍ، حَدَّثَنَا النَّضْرُ، عَنْ هِشَامٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي أَبِي، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ فِرَاشُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ أَدَمٍ، وَحَشْوُهُ مِنْ لِيفٍ‏.‏

6533 Bana Ahmed b. Ebu Reca tahdis etti dedi ki Bana Nadr tahdis etti Hişam dedi ki Bana babam haber verdi O Âişe RadıyAllahu Anha'dan dedi ki; "Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın döşeği tabaklanmış deriden idi, içi de hurma lifi dolu idi"

حَدَّثَنَا هُدْبَةُ بْنُ خَالِدٍ، حَدَّثَنَا هَمَّامُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا قَتَادَةُ، قَالَ كُنَّا نَأْتِي أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ وَخَبَّازُهُ قَائِمٌ وَقَالَ كُلُوا فَمَا أَعْلَمُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم رَأَى رَغِيفًا مُرَقَّقًا، حَتَّى لَحِقَ بِاللَّهِ، وَلاَ رَأَى شَاةً سَمِيطًا بِعَيْنِهِ قَطُّ‏.‏

6534 Bize Hudbe b. Halid tahdis edip dedi ki Bize Hemmâm b. Yahya tahdis edip dedi ki Bize Katâde tahdîs edip şöyle dedi: Biz (Basra'da) Enes ibn Mâlik (radıyallahü anh)'in yanına giderdik, ekmekçisi yanıbaşında ayakta dururken şöyle derdi;

"Yiyiniz, ben Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Allah'a kavuşuncaya kadar ne inceltilmiş hâlis buğday unundan yapılmış yufka ekmeği gördüğünü, ne de gözüyle kızartılmış davar gördüğünü bilmiyorum."

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا يَحْيَى، حَدَّثَنَا هِشَامٌ، أَخْبَرَنِي أَبِي، عَنْ عَائِشَةَ ـ رضى الله عنها ـ قَالَتْ كَانَ يَأْتِي عَلَيْنَا الشَّهْرُ مَا نُوقِدُ فِيهِ نَارًا، إِنَّمَا هُوَ التَّمْرُ وَالْمَاءُ، إِلاَّ أَنْ نُؤْتَى بِاللُّحَيْمِ‏

6535Bize Muhammed b. Musenna tahdis edip dedi ki Bize Yahya tahdis edip dedi ki Hişam Babasından O'da  Âişe (RadıyAllahu Anha)'dan dedi ki:

"Üzerimize ay gelir geçerdi de evimizde yemek pişirecek bir ateş yakmazdık. Bizim yemeğimiz, sâdece hurma ile sudan ibaretti. Ancak bize bir parça et verilmesi müstesna."

حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الأُوَيْسِيُّ، حَدَّثَنِي ابْنُ أَبِي حَازِمٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ رُومَانَ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّهَا قَالَتْ لِعُرْوَةَ ابْنَ أُخْتِي إِنْ كُنَّا لَنَنْظُرُ إِلَى الْهِلاَلِ ثَلاَثَةَ أَهِلَّةٍ فِي شَهْرَيْنِ، وَمَا أُوقِدَتْ فِي أَبْيَاتِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَارٌ‏.‏ فَقُلْتُ مَا كَانَ يُعِيشُكُمْ قَالَتِ الأَسْوَدَانِ التَّمْرُ وَالْمَاءُ إِلاَّ أَنَّهُ قَدْ كَانَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم جِيرَانٌ مِنَ الأَنْصَارِ كَانَ لَهُمْ مَنَائِحُ، وَكَانُوا يَمْنَحُونَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ أَبْيَاتِهِمْ، فَيَسْقِينَاهُ‏


6536 Bize Abdul'Aziz b. Abdullah el Uveysi tahdis edip dedi ki Bana İbn Ebu Hazim tahdis etti O Babasın'dan O Yezid b. Ruman'dan O Urve'den  Âişe RadıyAllahu Anha Urveye dedi ki

"Ey kızkardeşimin oğlu! Biz Peygamber ailesi iki ay içinde üç hilâl görürdük de RasûIullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın evlerinde bir ateş yakılmazdı

Urve

Teyzeciğim, sizleri ne yaşatırdı? diye sorunca da:

— İki siyah şey: Hurma ile su! diye cevâb verip şunu ilâve etmiştir:

Ancak Rasûlüllah'ın
52 views15:17
Aç / Yorum Yap
2021-11-19 18:17:02 e beni gördüğü zaman, bendeki hâlsizliği ve yüzümdeki açlık alâmetini anladı da gülümsedi. Sonra bana:

— "Yâ Ebâ Hırr!" dedi. Ben de:

— Buyur, emrine hazırım yâ Rasûlallah dedim.

Dedi ki;

— "Ardımsıra gel!" buyurdu, yürüdü.

Ben de O'nu ta'kîb ettim. Eve girdi. Ben de izin istedim. Bana da izin verildi. Rasûlüllah girdiğinde bir bardak içinde süt buldu.

— "Bu süt nereden geldi?" diye sordu.

— Onu Sana fulân kimse yahut fulân kadın hediye etti dediler. Rasûlüllah da bana:

— "Yâ Ebâ Hırr!" diye seslendi.

Dedim ki Buyur yâ Rasûlallah, emrine hazırım! dedim.

— "Haydi Suffa ehline git de onları bana çağır!" dedi

Ebû Hureyre dedi ki: Suffa ehli, İslâm konuklan idiler. Sığınacak aileleri, malları ve dayanacak bir kimseleri yoktu. Rasûlullah bir sadaka geldiğinde, sadaka malını onlara gönderirdi. Kendisi sadaka malından birşey almazdı. Bir hediye geldiğinde de bunu Suffa ehline gönderirdi. Hediyeden kendisi de alır ve Suffa ehlini onda ortak yapardı.

Ebû Hureyre dedi ki: Suffa ehlini (süt ziyafetine) çağırmak bana fena geldi. (Kendi kendime) dedim ki: "Suffa halkı içinde şu bir bardak süt nedir ki! Lâyık olan, şu sütten bana bir yudum isabet etmeli idi de kuvvet kazanmalı idim. Da'vet edilmelerine me'mûr olduğum Suffa halkı şimdi gelip onlara dağıttığında, bu bir bardak sütten bana ne düşecek?" diye endişeleniyordum.

Fakat Allah'a ve Rasûlü'ne itaatten başka çâre yoktu. Bu sebeble gittim, Suffa halkını da'vet ettim. Geldiler, izin istediler, izin verilmesi üzerine evin içinde baştan başa yerlerini aldılar. Bunun üzerine Rasûlüllah bana:

— "Yâ Ebâ Hırr!" diye seslendi.Ben de:

— Buyur yâ Rasûlallah! Emrine hazırım! dedim. Rasûlüllah:

— "Şu süt bardağını al, konuklara ver!" buyurdu.

Ben de bardağı alıp vermeğe başladım. Bir kişiye veriyordum, o kanıncaya kadar içiyordu, sonra bardağı bana veriyordu. Ben de bardağı alıp diğer bir kişiye veriyordum. O da kanıncaya kadar içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Bu suretle bütün halk kana kana içip bardağı bana vererek tâ Rasûlüllah'a kadar gelip dağıtım işi sona erdi. Artık da'vetlilerin hepsi süte kanmışlardı.

Şimdi süt bardağını Rasûlüllah aldı, elinde tutarak bana bakıp gülümsedi ve:

— "Yâ Ebâ Hırrl" dedi

Dedim ki

Emret yâ Rasûlallah, emrine hazırım! dedim. Rasûlüllah:

— "Süt içmedik bir ben, bir de sen kaldın!" dedi

Ben de:

— Doğru buyurdun yâ Rasûlallah! dedim. Rasûlüllah bana:

— "Haydi otur da iç!" buyurdu. Ben de oturup içtim. Rasûlüllah tekrar:

— "İç!" buyurdu. Ben de içtim. Rasûlüllah tekrar:

— "İç!" diye emrediyordu (Ben de içiyordum). En sonu:

— Yâ Rasûlallah! İçemiyeceğim! Seni hakk ile gönderen Allah'a yemîn ederim ki, süt gidecek bir yol bulamam! dedim.

— "Öyle ise bardağı bana ver!" buyurdu. Ben de verdim. Rasûlüllah da Allah'a hamd etti ve Besmele çekip geri kalan sütü içti.

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا قَيْسٌ، قَالَ سَمِعْتُ سَعْدًا، يَقُولُ إِنِّي لأَوَّلُ الْعَرَبِ رَمَى بِسَهْمٍ فِي سَبِيلِ اللَّهِ، وَرَأَيْتُنَا نَغْزُو، وَمَا لَنَا طَعَامٌ إِلاَّ وَرَقُ الْحُبْلَةِ وَهَذَا السَّمُرُ، وَإِنَّ أَحَدَنَا لَيَضَعُ كَمَا تَضَعُ الشَّاةُ، مَا لَهُ خِلْطٌ، ثُمَّ أَصْبَحَتْ بَنُو أَسَدٍ تُعَزِّرُنِي عَلَى الإِسْلاَمِ، خِبْتُ إِذًا وَضَلَّ سَعْيِي‏.‏

6530 Bize Müsedded tahdis edip dedi ki Bize Yahya tahdis edip dedi ki O İsmail'den Bize Kays (ibn Ebî Hazım) tahdîs edip şöyle dedi: Ben Sa'd (ibn Ebî Vakkaas) (radıyallahü anh)'dan işittim, şöyle diyordu. Muhakkak ki, ben Allah yolunda ilk ok atan Arab mücâhidiyim. Ben kendimizi pek iyi bilirim ki, biz, Allah yolunda gaza ettiğimiz sıra huble ağacı ve şu semer ağacı denilen dikenli bâdiye ağaçlarının yapraklarından (ve yemişlerinden) başka yiyeceğimiz yoktu. Ve herbirimiz muhakkak davarların gübre çıkarışı gibi hiç birbirine karışmayan kuru gübre çıkarır olmuştuk. Sonra görüyorum ki, Esed oğulları kabilesi bana İslâm hükümleri ve âdabı üzerine öğretme ve doğrultma yapar oldular. (İslâm'daki öncülüğümle beraber dîn rükünlerini bana Esed oğulları öğretmeğe kalkarsa) o takdirde ben ziyan etmiş, geçmişte yaptığım çalışmalarım da zayi' olmuş gitmiştir!.

حَد
56 views15:17
Aç / Yorum Yap
2021-11-19 18:17:02 Bâb: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Ve Sahâbîlerinin Yaşayışları Nasıldı Ve Onların Kendilerini Dünyâ Ni'metlerı Ve Lezzetlerinden Uzaklaştırmaları

 ـ حَدَّثَنِي أَبُو نُعَيْمٍ، بِنَحْوٍ مِنْ نِصْفِ هَذَا الْحَدِيثِ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ ذَرٍّ، حَدَّثَنَا مُجَاهِدٌ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ، كَانَ يَقُولُ آللَّهِ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ إِنْ كُنْتُ لأَعْتَمِدُ بِكَبِدِي عَلَى الأَرْضِ مِنَ الْجُوعِ، وَإِنْ كُنْتُ لأَشُدُّ الْحَجَرَ عَلَى بَطْنِي مِنَ الْجُوعِ، وَلَقَدْ قَعَدْتُ يَوْمًا عَلَى طَرِيقِهِمُ الَّذِي يَخْرُجُونَ مِنْهُ، فَمَرَّ أَبُو بَكْرٍ، فَسَأَلْتُهُ عَنْ آيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ، مَا سَأَلْتُهُ إِلاَّ لِيُشْبِعَنِي، فَمَرَّ وَلَمْ يَفْعَلْ، ثُمَّ مَرَّ بِي عُمَرُ فَسَأَلْتُهُ عَنْ آيَةٍ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ، مَا سَأَلْتُهُ إِلاَّ لِيُشْبِعَنِي، فَمَرَّ فَلَمْ يَفْعَلْ، ثُمَّ مَرَّ بِي أَبُو الْقَاسِمِ صلى الله عليه وسلم فَتَبَسَّمَ حِينَ رَآنِي وَعَرَفَ، مَا فِي نَفْسِي وَمَا فِي وَجْهِي ثُمَّ قَالَ ‏"‏ أَبَا هِرٍّ ‏"‌‏.‏ قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ‏.‏ قَالَ ‏"‏ الْحَقْ ‏"‌‏.‏ وَمَضَى فَتَبِعْتُهُ، فَدَخَلَ فَاسْتَأْذَنَ، فَأَذِنَ لِي، فَدَخَلَ فَوَجَدَ لَبَنًا فِي قَدَحٍ فَقَالَ ‏"‏ مِنْ أَيْنَ هَذَا اللَّبَنُ ‏"‌‏.‏ قَالُوا أَهْدَاهُ لَكَ فُلاَنٌ أَوْ فُلاَنَةُ‏.‏ قَالَ ‏"‏ أَبَا هِرٍّ ‏"‌‏.‏ قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ‏.‏ قَالَ ‏"‏ الْحَقْ إِلَى أَهْلِ الصُّفَّةِ فَادْعُهُمْ لِي ‏"‌‏.‏ قَالَ وَأَهْلُ الصُّفَّةِ أَضْيَافُ الإِسْلاَمِ، لاَ يَأْوُونَ إِلَى أَهْلٍ وَلاَ مَالٍ، وَلاَ عَلَى أَحَدٍ، إِذَا أَتَتْهُ صَدَقَةٌ بَعَثَ بِهَا إِلَيْهِمْ، وَلَمْ يَتَنَاوَلْ مِنْهَا شَيْئًا، وَإِذَا أَتَتْهُ هَدِيَّةٌ أَرْسَلَ إِلَيْهِمْ، وَأَصَابَ مِنْهَا وَأَشْرَكَهُمْ فِيهَا، فَسَاءَنِي ذَلِكَ فَقُلْتُ وَمَا هَذَا اللَّبَنُ فِي أَهْلِ الصُّفَّةِ كُنْتُ أَحَقُّ أَنَا أَنْ أُصِيبَ مِنْ هَذَا اللَّبَنِ شَرْبَةً أَتَقَوَّى بِهَا، فَإِذَا جَاءَ أَمَرَنِي فَكُنْتُ أَنَا أُعْطِيهِمْ، وَمَا عَسَى أَنْ يَبْلُغَنِي مِنْ هَذَا اللَّبَنِ، وَلَمْ يَكُنْ مِنْ طَاعَةِ اللَّهِ وَطَاعَةِ رَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم بُدٌّ، فَأَتَيْتُهُمْ فَدَعَوْتُهُمْ فَأَقْبَلُوا، فَاسْتَأْذَنُوا فَأَذِنَ لَهُمْ، وَأَخَذُوا مَجَالِسَهُمْ مِنَ الْبَيْتِ قَالَ ‏"‏ يَا أَبَا هِرٍّ ‏"‌‏.‏ قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ‏.‏ قَالَ ‏"‏ خُذْ فَأَعْطِهِمْ ‏"‌‏.‏ قَالَ فَأَخَذْتُ الْقَدَحَ فَجَعَلْتُ أُعْطِيهِ الرَّجُلَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يَرْوَى، ثُمَّ يَرُدُّ عَلَىَّ الْقَدَحَ، فَأُعْطِيهِ الرَّجُلَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يَرْوَى، ثُمَّ يَرُدُّ عَلَىَّ الْقَدَحَ فَيَشْرَبُ حَتَّى يَرْوَى، ثُمَّ يَرُدُّ عَلَىَّ الْقَدَحَ، حَتَّى انْتَهَيْتُ إِلَى النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم وَقَدْ رَوِيَ الْقَوْمُ كُلُّهُمْ، فَأَخَذَ الْقَدَحَ فَوَضَعَهُ عَلَى يَدِهِ فَنَظَرَ إِلَىَّ فَتَبَسَّمَ فَقَالَ ‏"‏ أَبَا هِرٍّ ‏"‌‏.‏ قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ‏.‏ قَالَ ‏"‏ بَقِيتُ أَنَا وَأَنْتَ ‏"‌‏.‏ قُلْتُ صَدَقْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ‏.‏ قَالَ ‏"‏ اقْعُدْ فَاشْرَبْ ‏"‌‏.‏ فَقَعَدْتُ فَشَرِبْتُ‏.‏ فَقَالَ ‏"‏ اشْرَبْ ‏"‌‏.‏ فَشَرِبْتُ، فَمَا زَالَ يَقُولُ ‏"‏ اشْرَبْ ‏"‌‏.‏ حَتَّى قُلْتُ لاَ وَالَّذِي بَعَثَكَ بِالْحَقِّ، مَا أَجِدُ لَهُ مَسْلَكًا‏.‏ قَالَ ‏"‏ فَأَرِنِي ‏"‌‏.‏ فَأَعْطَيْتُهُ الْقَدَحَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَسَمَّى، وَشَرِبَ الْفَضْلَةَ‏

6529 Ebû Nuaym Fadl ibn Dukeyn, bu hadîsin yarısından bir kısmını tahdîs etti. Bize Ömer ibnu Zerr tahdîs etti. Bize Mucâhid ibn Cebr tahdîs etti ki, Ebû Hureyre (radıyallahü anh) şöyle der idi: Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki, muhakkak ben (bazen) açlıktan karnımı yere dayardım, bazen de açlıktan karnıma taş bağlardım. Bir gün ben (Rasûlüllah ile sahâbîlerinin mescidden) çıkıp gittikleri yol uğrağı üzerine (aç ve mecalsiz) oturdum. Bu sırada Ebû Bekr geçti. Ona Allah'ın Kitâbı'ndan bir âyet sordum. 

Bu soruşum ancak (beni doyurmak üzere) kendisini ta'kîb etmemi istemesi içindi. Fakat geçti gitti; ümîd ettiğim çağırmayı yapmadı. Sonra Omer uğradı. Ona da Allah'ın Kitâbı'ndan bir âyet sordum. (Maksadım âyeti öğrenmek değildi, çünkü âyeti ben iyi biliyordum.) Yine Omer'in (beni doyurmak üzere) benim kendisini ta'kîb etmemi istemesi içindi. Omer de geçti gitti, benim ümîd ettiğim çağırmayı yapmadı. Sonra bana Ebû'l-Kaasım (sallallahü aleyhi ve sellem) uğradı v
61 views15:17
Aç / Yorum Yap
2021-11-19 18:14:43
İmam Şafii Rahimehullah dedi ki

Eğer erdemli ve haberdarsan
Öncekilerin ve sonrakilerin nasıl ihtilâf ettiğinden
Sükûnet içinde münazara et, ağırbaşlı ol
Ne ısrar et ne de kibirlen.
Faydadır sana, minnetsiz istifadesi
Lâtif nükteler ve nadir hikmetlerden.
Aman sakın kavgaya tutuşmaktan
Gösteriş için, yendim deyip caka satmaktan.
İşte kötülük bu kıyılarda gezer
Edepli insan tedbirli olup
Bir noktada kesişmeyi ister


Menâkıbu’ş-Şâfiî 227
68 views15:14
Aç / Yorum Yap