2021-11-29 13:49:24
باب النَّهْىِ عَنِ الرِّوَايَةِ، عَنِ الضُّعَفَاءِ، وَالاِحْتِيَاطِ، فِي تَحَمُّلِهَا
4- Zayıf Râvilerden Rivâyette Bulunmaktan Nehîy Ve Rivâyetleri Alırken İhtiyat Gösterilmesi Bâbı.
وَحَدَّثَنِي أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنِ الْمُسَيَّبِ بْنِ رَافِعٍ، عَنْ عَامِرِ بْنِ عَبَدَةَ، قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ إِنَّ الشَّيْطَانَ لَيَتَمَثَّلُ فِي صُورَةِ الرَّجُلِ فَيَأْتِي الْقَوْمَ فَيُحَدِّثُهُمْ بِالْحَدِيثِ مِنَ الْكَذِبِ فَيَتَفَرَّقُونَ فَيَقُولُ الرَّجُلُ مِنْهُمْ سَمِعْتُ رَجُلاً أَعْرِفُ وَجْهَهُ وَلاَ أَدْرِي مَا اسْمُهُ يُحَدِّثُ .
17- Bana Ebû Saîd el-Eşecc tahdis etti
Dedi ki: Bize Vekî' tahdis etti
Dedi ki: Bize A'meş tahdis etti O Müseyyeb b. Râfi'den O Âmir b. Abede'den
«Abdullah dedi ki:
Muhakkak şeytan insan kılığına girerek cemâate gelir de onlara yalandan hadîs söyler. Az sonra o cemâat dağılırlar. Onlardan bazısı:
— Bir adam dinledim; yüzünü tanıyorum ama adının ne olduğunu bilmiyorum; hadîs söylüyordu; der.»
وَحَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ، قَالَ إِنَّ فِي الْبَحْرِ شَيَاطِينَ مَسْجُونَةً أَوْثَقَهَا سُلَيْمَانُ يُوشِكُ أَنْ تَخْرُجَ فَتَقْرَأَ عَلَى النَّاسِ قُرْآنًا .
18- Bana Muhammed b. Râfi' tahdis etti
Dedi ki: Bize Abdurrazzâk tahdis etti
Dedi ki: Bize Ma'mer haber verdi O İbn Tâvûs'dan o da babasından, o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan dedi ki;
«Gerçekten deryada mahpus bir takım şeytanlar vardır. Onları Süleyman (aleyhis-selâm) bağlamıştır. Bunların çıkması ve insanlara Kur'ân (diye bir şeyler) okuması yakındır.»
وَحَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ، وَسَعِيدُ بْنُ عَمْرٍو الأَشْعَثِيُّ، جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ، - قَالَ سَعِيدٌ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ، - عَنْ هِشَامِ بْنِ حُجَيْرٍ، عَنْ طَاوُسٍ، قَالَ جَاءَ هَذَا إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ - يَعْنِي بُشَيْرَ بْنَ كَعْبٍ - فَجَعَلَ يُحَدِّثُهُ فَقَالَ لَهُ ابْنُ عَبَّاسٍ عُدْ لِحَدِيثِ كَذَا وَكَذَا . فَعَادَ لَهُ ثُمَّ حَدَّثَهُ فَقَالَ لَهُ عُدْ لِحَدِيثِ كَذَا وَكَذَا . فَعَادَ لَهُ فَقَالَ لَهُ مَا أَدْرِي أَعَرَفْتَ حَدِيثِي كُلَّهُ وَأَنْكَرْتَ هَذَا أَمْ أَنْكَرْتَ حَدِيثِي كُلَّهُ وَعَرَفْتَ هَذَا فَقَالَ لَهُ ابْنُ عَبَّاسٍ إِنَّا كُنَّا نُحَدِّثُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذْ لَمْ يَكُنْ يُكْذَبُ عَلَيْهِ فَلَمَّا رَكِبَ النَّاسُ الصَّعْبَ وَالذَّلُولَ تَرَكْنَا الْحَدِيثَ عَنْهُ .
19- Bana Muhammed b. Abbâd ile Saîd b. Amr el-Eş'asî hepsi birden İbn Uyeyne'den tahdis edip dediler ki Saîd dedi ki: Bize Süfyân haber verdi O Hişâm b. Huceyr'den, o da Tâvus'dan; Tavus, Büşeyr b. Kâ'bı kasdederek
Dedi ki:
— «Bu zât, İbn Abbâs'a geldi de ona hadîs rivâyet etmeğe başladı. Bunun üzerine İbn Abbâs kendisine:
— Filân ve filân hadîsi tekrarla! dedi. O da tekrarladı. Sonra yine ona hadîs rivâyet etti. İbn Abbâs yine:
— Filân ve filân hadîsi tekrar eyle! dedi. O da tekrar etti. Bu sefer İbn Abbâs'a hitaben:
— Bilmiyorum; acaba benim bütün hadîslerimi bildin de yalnız bunu mu tanımadın? Yoksa bütün hadîslerimi bilmedin de yalnız bunu mu tanıdın? dedi.
İbn Abbâs ona şu cevabı verdi:
Filhakika biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üzerinden yalan uydurulmazken ondan hadîs rivâyet ederdik. Fakat insanlar hırçın deveye de uysal deveye de binmeye başlayınca (zayıf sahih demeden herşeyi rivâyet etmeye başlayınca) biz de ondan hadîs rivâyet etmekten vazgeçtik.»
وَحَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ إِنَّمَا كُنَّا نَحْفَظُ الْحَدِيثَ وَالْحَدِيثُ يُحْفَظُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَمَّا إِذْ رَكِبْتُمْ كُلَّ صَعْبٍ وَذَلُولٍ فَهَيْهَاتَ
20- Bana Muhammed b. Râfi tahdis etti
Dedi ki: Bize Abdurrezzâk tahdis etti
Dedi ki: Bize Ma'mer haber verdi O İbn Tavûs'dan o da babasından, o da İbn Abbâs'dan dedi ki:
«Biz hadîsi ancak ve ancak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bellenirken bellerdik. Ama sizler her boyayı boyamağa başlayalı heyhat!..»
61 views10:49