Get Mystery Box with random crypto!

HAYATİ İNANÇ

Telgraf kanalının logosu hayatiinanchoca — HAYATİ İNANÇ H
Telgraf kanalının logosu hayatiinanchoca — HAYATİ İNANÇ
Kanal adresi: @hayatiinanchoca
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 214
Kanaldan açıklama

Bu kanal Hayati İnanç'ın sevenleri tarafından yönetilmektedir. Can Veren Pervaneler'e selam olsun! Allah aşkıyla yanan gönüller buyursun bu meydane!

Ratings & Reviews

3.67

3 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

1

4 stars

1

3 stars

0

2 stars

1

1 stars

0


En son Mesajlar 14

2021-09-22 20:53:01 Rahmetli
*Dr. Aidin Salih* hanım diyor ki;
( Mekanı Cennet olsun )

*- Erzakınızı Kur'an okunan yere koyun!*
Suya *şifâ ayetleri okuyup için,*
Kur'an okuyun!

*Alın size doğal antibiyotik; canlı hücreli, anne nefesi değmiş gibi.*
Çünkü kişi *îmân gücünü yükselttikçe, manevî mizacı*
tüm hücrelerine *galip olmaya başlar.*

*Manevî hâliniz güçlendikçe;*
• geçmişiniz,
• sıkıntılarınız,
• bunalımlarınız *siliniyor.*
* Kaygılarınıza,
* vesveselerinize takılıp kaldıkça
*ya da*
*"O niye öyle dedi?"*
*"Bu niye böyle yaptı?*
diye düşündükçe,
*farkında olmasak da önce Ruhumuz, sonrasında da bedenimiz ve beynimiz hasta oluyor.*

Bu sebebledir ki, *biz davamızda yol alamıyoruz.*
Bırakalım davayı, *ailemizde dâhi huzuru bulamıyoruz.*

*Herkes,* şekerleme tüketir gibi *Antidepresan tüketir hâle gelmiş.*
Neden,
*Mevlâmız ile aramızı açtığımızdan,*
*Duâ etmeyi unuttuğumuzdan,

*Mevlâmıza dertlenmeyi bilmediğimizden,
*Tevbemizi azalttığımızdan...*

Sadece ama sadece bir *Besmele'nin manevî gücünü yazsak sayfalar yetmez...*

Hangimiz *avuçlarımızın içine duâlar, Felâk-Nas'lar okuyup bedenimizi mesh ediyoruz?*

Bunu *çocuklarımıza da yapıyor muyuz?*
Biz *manevî huzurumuzu kaybettiğimiz an, ruh ve beden sağlığımızı da kaybetmeye başladık, kardeşler...*

Bakın, bunu misallendirmek istiyorum.
*Hz. Yakub (as) Yusuf'unu kaybettiğinde ne yaptı?*
• Kaygılandı,
• vesveselendi,
• buhranlara düçar oldu...

*Streslendi, düşüne düşüne, ağlaya ağlaya sonunda bu hâller onu hasta etti ve gözleri görmez oldu!..*

*Ama ne zaman* vazgeçti,
*manevî unsurunu kuvvetlendirdi,*

*Allah (cc)'a tam bir teslimiyet gösterdi,*

*işte o zaman* Allah (cc) *Yusuf'unu ona geri verdi.*

*Kaygısı çok iken,* evinin yakınındaki Kenan kuyusundaki Yusuf'unu görmüyor, hissetmiyordu.
*Kaygılarını atınca,*
10 günlük mesafeden *Yusuf'unun kokusunu almaya* başladı.
SubhanAllah!..

Biz de bu misalden *çok nasihat çıkarmalıyız,* kardeşlerim...

İçine düştüğümüz buhranlardan dolayı;

*Sağlıklı düşünemiyor, neticesinde de*
* sağlıklı kararlar alamıyor ve
*son olarak da ruh ve beden sağlığımızı kaybediyoruz.*

Sonrasında;
*Antidepresan Ağına* düşüyor, kendi ellerimizle kendimizi *delirtiyoruz.*..

Oysa Allah (cc),
*bize bir susam tanesini bile şifa olsun diye göndermedi mi?*

*NEDEN Yahudi'nin KORTİZON ilâcına inandık da İslâm'ın her derde devâ *ÇÖREKOTU'nu*
şifadan saymadık?!..*

Biz, iyileşmek için şifâyı temiz yollardan aramadık ki!..
Keyfimize göre, *"zarurettir, zarurettir"* dedik ve her türlü şeyi nefsimize helâl saydık.

Oysa Allah (cc),
*Haram kıldığı hiçbir şeyin içine şifâ koymamıştır.*
Gelin, evvelâ manevî olarak İslâm mizacımızı kuvvetlendirelim!

Size *en tatlı
*REÇETEYİ* yazıyorum;*

• *Vaktinde kılınan namaz,*
• Allah'a yalvarırcasına okunan bir cüz Kur'an,
• *İçine Kur'an'dan duâ okunup içilen bir bardak su,*
• Gözyaşlarıyla ıslanmış bir seccade ve elbise;

Emiin olun ki, *ruh ve beden sağlığınız için en şifâlı* ilâçtır.
Hem de *hiç yan etkisi ve komplikasyonu yok.*

Allahümme salli alâ Seyyidinâ ve Nebiyyinâ Muhammed

https://t.me/hayatiinanchoca
228 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-09-22 11:03:00 AMİN ALAYI ve BED’İ BESMELE TÖRENİ

Osmanlı'da ilköğretim kurumu olarak kabul edilen Sıbyan mekteplerine çocuklar Amin Alayı'yla başlardı. Osmanlı’da eğitimin ilk kademesi olarak kabul edilen Sıbyan mekteplerine başlama yaşı 5-6 olarak kabul edilmiştir. Bu mekteplerde okuma yazma ve dört işlem öğretilmekteydi. Okul çağına gelen çocuklar, okulların açıldığı ilk gün, geçit törenine benzeyen ”Âmin Alayı” adı verilen bir yürüyüşle okula getirilirdi. Bu yürüyüşe, öğretmenleri, aileleri, mahalleli ve okula yeni başlayan ya da daha önce başlamış büyük çocuklar yani tüm ahali katılırdı. En güzel kıyafetlerini giyinen, bu günü heyecanla bekleyen çocuklar, el üstünde, o güne özel süslü binekleriyle, neşe içinde ilahiler eşliğinde okula giderdi.

Düzenlenen amin alayı okulun önüne gelince, okul hocasının yardımcıları öğrenciyi atından indirir ve elinden tutarak okula götürürdü. Okuldan içeri giren çocuk ilk önce hocasının elini öper ve daha sonra yerleştirilen minderine otururdu. Besmele ile derse başlayan hoca Arap alfabesinin ilk harfi olan "Elif"i göstererek yüksek sesle harfi adını ve telafuzunu gösterirdi. Ardından da "Bugünlük dersin ve öğreneceklerin bu kadar, unutursan kulaklarını çekerim" der ve çocuğa latifede bulunurdu.

Tören bitiminin ardından çocuğun ailesi tarafından hazırlanmış yemekler yenilir, başta hoca olmak üzere âmin alayına katılan herkese ve bütün çocuklara hediyeler ile harçlıklar dağıtılırdı.

Böylelikle bir taraftan eğlendirilen çocuklara, diğer bir taraftan da okuma-yazmanın, ilim öğrenmenin ne kadar önemli olduğu sezdirilirdi. Okula yeni başlayan talebeler, ilk günü okulda kalmaz ilk derste besmele ile elif harfini öğrenip yine aynı eğlenti ile evlerine dönerlerdi.

"Amin alayı" veya "Bed-i Besmele" törenleri okula başlayan çocuklar için hayatları boyunca unutamayacakları bir anı olur ve kendilerini böylelikle özel hissederlerdi. Törenin herkes tarafından tatbik edilmesi ve halk tarafından alaya özel önem atfedilmesi Osmanlı toplumunda eğitimin, okulun ve ilmin ne kadar kıymetli olduğunun adeta bir göstergesiydi.

Törenle okula başlayan çocuklar için okul asla korkulacak veya tedirgin olunacak bir yer olarak görülmezdi. Böylelikle çocuklar okula severek devam eder, aldıkları eğitim ve dersler için daha istekli ve azimli olurlardı.
İktibas
@hayatiinanchoca
734 viewsedited  08:03
Aç / Yorum Yap
2021-09-22 11:02:56
675 views08:02
Aç / Yorum Yap
2021-09-21 20:53:01
"Allah, zirveyi nasip edeceklerine yokuş tırmandırır." #mymecra #son33 #salihaerdim

https://t.me/hayatiinanchoca
588 viewsedited  17:53
Aç / Yorum Yap
2021-09-21 20:53:01
https://t.me/hayatiinanchoca
576 viewsedited  17:53
Aç / Yorum Yap
2021-09-21 20:53:01 "Ben..." dedi dedem, "80 yaşıma geldim, artık hayatın tadını alamıyorum. Çünkü hayatın tadı özlemekte. Özlediğim, ulaşmak istediğim hiçbir şey kalmadı. Özlediğim bir şey kalmadığı için de ölmeyi dört gözle bekliyorum."

Mıh gibi çakıldım kaldım orada.

Defalarca oldu bu. Öyle bir şey söyler ki en kalın, en kaynaklı en imlası bol kitaplarda bulamayacağın şey olur.

Dedem adamı mıh gibi çakma ustasıdır. Yine şaşırtmadı ustalığını gösterdi.

" Eskiden... " dedi, "somun ekmek değerliydi mesela kimsede olmazdı. Ayda yılda bir alınır, alınınca o kadar sevinirdik ki. Her kardeşe bir çeyrek ekmek düşerdi, onun da içine toz şeker koyup yerdik. Ben o tadı bugüne kadar hiçbir şeyden almadım. Yoktu, özlerdik ve zevk verirdi. Şimdi buzdolabını açıyorum, ağzına kadar dolu, yiyecek bir şey bulamayıp geri kapatıyorum. Çünkü hiçbiri bana cazip gelmiyor. Akşama kadar bugün ne yesek diye düşünüyoruz, çünkü özlediğimiz bir yemek yok ve yemekler tat vermiyor."

Bütün gün aklımda bu cümle ile gezdim, "Hayatın tadı özlemekte!"

"Özlemek" fiili bana sıkıntıyı, acıyı, sancıyı, derdi anımsatır hep. İçine düşmek istemeyeceğim bir durum gibi gelir. Bir şeyi veya birini özlediğim zaman ölecek gibi hissederim. Ama o olaya öyle bakmıyor ve insanın özlemeyi de özlemesi gerektiğini özlemeyi kaybetmiş biri olarak söylüyordu.

Hakikaten de bu böyle değil mi?

Özlemini çekip ulaşmak istediğin ne varsa, ulaşınca gözünde değerini yitiriyordu.

"Sahip olmak" bir modern çağ laneti olabilir aslında.

Çocuklarımız "özlemek" fiilini yaşamadıkları için tatminsiz, doyumsuz ve mutsuz. Sahip olmanın hantallığı üzerlerinde, idealsiz büyüyorlar.

Biz sanki farklıyız...

Bu kadar konfor varken hayatımızda antidepresan satışlarındaki bu artış, insanın özlemeyi de özlemesi gerektiğini gösteriyor aslında.

Her şeyin bu kadar az çaba ile elde edilmesi insan yanımızla biraz fazla dalga geçti gibi.

Ezgi Akgül
553 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-09-21 20:53:01 İnsan,
Verilene şükretmeyi unuttuğu için,
Allah'tan alacaklı gibi davranıyor...
Çünkü imtihanı,
Hep verilmeyen zannediyor....!
519 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-09-20 20:53:01
"Cahiller onlara hitap ettiklerinde 'selam' derler."
(Furkan-25/63)

Cahil gizli ve açık olmak üzere Allah'a şirk koşan kişidir.
Arifler ise cahil insanların onlara nereden hitap edeceklerini ve mertebelerinin ne olduğunu bilirler.

Cahillere cevap vermeye kalksalardı, cehalet yolunda onlara katılmış olurlardı."
Muhyiddin İbn Arabî (K.S.)

"Bir insan başkasıyla ancak kendisiyle konuşmuş olduğu sözle boyanarak ve onun haline girerek konuşabilir. Bu durum -ister cevap vermek tarzında olsun ister kendiliğinden söze başlamak olsun- her zaman böyledir.

Bütün bunlar, ilahi mertebelerdendir; bilen bilir bilmeyen bilmez.
Dolayısıyla söz konusu insanlar sözlerine 'selam' demekten başka bir şey eklemezler."
Fütuhat - c16,s225 - Muhyiddin İbn Arabi (K.S.)
81 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-09-19 21:49:35
https://t.me/hayatiinanchoca
921 viewsedited  18:49
Aç / Yorum Yap
2021-09-19 21:43:10 "İnsanlar tek bir kötü davranışınızla tüm güzel geçmişi siler. Allah ise bir tevbenizle tüm kötü geçmişinizi siler.."

Şa'râvî'
@hayatiinanchoca
1.0K viewsedited  18:43
Aç / Yorum Yap