Get Mystery Box with random crypto!

HAYATİ İNANÇ

Telgraf kanalının logosu hayatiinanchoca — HAYATİ İNANÇ H
Telgraf kanalının logosu hayatiinanchoca — HAYATİ İNANÇ
Kanal adresi: @hayatiinanchoca
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 214
Kanaldan açıklama

Bu kanal Hayati İnanç'ın sevenleri tarafından yönetilmektedir. Can Veren Pervaneler'e selam olsun! Allah aşkıyla yanan gönüller buyursun bu meydane!

Ratings & Reviews

3.67

3 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

1

4 stars

1

3 stars

0

2 stars

1

1 stars

0


En son Mesajlar 35

2021-07-30 20:34:01
632 views17:34
Aç / Yorum Yap
2021-07-30 20:34:01 Velilerin büyüklerinden Fudayl b. İyâz kuddise sırruhû söyle demiştir:
Şeytan, insana şu dört şeyi yaptırmayı başardığında şöyle der:
– Artık ondan başka bir şey yapmasını arzulamam, bunları yapması bana yeter.
1. Kendini beğenmesi,
2. Amelini çok görmesi,
3. Yapmış olduğu günahları unutması,
4. Doyduktan sonra yemesi. En önemlisi de bu sonuncusudur. Çünkü bu, diğer üçünün temelidir.
644 views17:34
Aç / Yorum Yap
2021-07-29 20:53:01
421 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-07-29 20:53:01
422 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-07-29 20:53:01 Gayet ince ve zarif, yumuşak ve alçak gönüllülükle telkinde bulunurlar. Sıradan nazarları dahi dünya ve içindekilerden üstündür. Allah cümlemizide inşa`Allah nefsi kamile erenlerden layıkıyla yararlanmayı ve o mertebeye yaklaşabilmeyi nasip eylesin ve bu satırları okuyarak tefekkür edenlerden razı olsun. Amin.

Kaynak: Nefsini Bilen Rabbini bilir.
Muhyiddin İbn Arabi
Kaynak: Allah Yolunda Kalplerin Keşfi
İmam-ı Gazali
Kaynak: İlahi Armağan
Gavs-ul azam Seyyid Abdulkadir Geylani
401 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-07-29 20:53:01 1- Cehalet
2- Cimrilik
3- Dedikodu-gıybet
4- Fitne-Fesat
5- Gurur-Kibir
6- Haset ve düşmanlık
7- Hırs-şehvet
8- İsyan
9- İbtila
10- Kin ve nefret
11- Küfür
12- İkiyüzlülük
13- Zankörlük
14- Öfke-gayz
15- Sabırsızlık
16- Vefasızlık
17- Yalan
18- Zulüm
19- Zandır

NEFSİMİZİN MERTEBELERİ

1- Nefsi emmare:
Kötü his ve huyları, çirkin vasıfları içinde barındırır. Şehvet düşkünü hayvani nefsin hükmü altında olmakla, hayvanların yoluna girmiştir. Kötü hisleri güzel görür. Hesap ve ahiret derdi yoktur, sadece keyfini düşünür. Bu nefsin eserinden; kibir, benlik, hırs, şehvet, kıskançlık, cimrilik, kin intikam, hiddet gibi huylar çıkar. Allahü Teâlâ'nın düşmanıdır. Bu nefsin bütün huyları bir kişide toplanırsa, o kişi şeytanların mertebesine düşer. Nefsi emmarenin sahibi ya fasık, ya münafık, yada kafirdir. İtikadı düzeltmek samimi tevbe ve terbiye iledir. Tezkiye edilmezse Cehennem ateşiyle temizlenmesi kaçınılmazdır.

2-Nefsi levvame:
Kendini kınayan, kötüleyen, azarlayan nefistir. Bu nefis sahibi günah işlediğinde pişman olup tevbe eder, kendisini kınar, yapmamak için karar verir fakat günah önüne gelince duramaz, yine içine düşer. Sonra pişman olur iyilik ve kötülük arasında gider gelir. Kendini beğenme, çekişme, gizli riya, makam ve şehvet tutkusu gibi nefsi emmarenin bazı vasıfları bu mertebedede bulunur. Fakat nefs hakkı hak batılı batıl görür. Yine bilirki bu vasıflarla huzurdan uzaktır, fakat onlardan kurtulamıyor. Bu mertebede nefs ve şeytan birleşip vesveseyle kalbe saldırırlar, tedavisi rabıta, tövbe ve zikirdir.

3-Nefsi mülhime:
Allahu teala nefsin isyan ve itaatini vasıtasız ilham ettiği için bu makamda adı mülhime olmuştur. Nefs; tevbe, zikir, rabıta ve mücahede ile günahların ağırlığından ve şehvet bağından kurtulunca, ilham ve feyz almaya kabiliyet kazanır. Devamlı olarak kamil mürşidden ilhamlar gelir. Bu mertebede hayvani nefs tamamen ıslah olur. Haramdan kaçar hayırlara koşar. Fakat şeytan ona açık ve bariz bir şekilde saldırmaya başlar. Kendini ve amellerini beğendirir, insanları küçük ve değersiz gösterir, ümitsizliğe düşürür. Allahın azabına karşı ona emniyet hissi verir. Bu makamda bir mürşidin himmeti olmazsa tehlikeye düşebilir.

4-Nefsi mutmainne:
Cenab-ı Mevlanın "Ey tatmin olmuş Nefs" hitabıyla ıstıraptan kurtulup huzura eren nefistir. Her türlü şek ve şüpheden temizlenip pak olmuş, fenalıklara arzusu kalmamıştır. Sıfatları; tevekkül, incelik, cömertlik, yumuşaklık, güleryüz, tatlı dil, kusurları bağışlama, hamd, şükür, müşahede, teslimiyet ve rızadır,

5-Nefsi radiyye:
İster bela ister sefa Allahın bütün fiillerinden razı olan, O'ndan başka herşeyi gözünden silip atan ve sadece Rabbinin rızasına nazarını diken nefistir. Fakat bu makama varanlar Arif değil Velidirler. O yüzden başkasını irşad edemezler, şeytan onların şeklinde başkalarının rüyalarına girip yoldan çıkarabilirler.

6-Nefsi mardiyye:
Allahu Teâlâ nın razı olduğu nefistir. Ariflerin makamıdır, dış itibariyle diğer insanlardan ayırt edilemez. Fakat iç itibariyle bütün cisimleri altına çevirecek bir tılsım gibidir, kendisine üfürülen ruh ile görür bilir. Sesini uzaklardan işittirir, bunların kıyafetinde şeytan başkasının rüyasına giremez.

7-Nefsi Kamile:
Seçkin, saf, tertemiz nefistir, Allahü Teâlâ'nın en seçkin dostları olan Gavs ve Kutupların makamıdır. Seyirleri Allah iledir. Önceki bütün nefislerin güzel vasıflarını üzerlerine toplamışlardır. Her halleri ibadet ve zikirdir. Biran Allahtan gafil olmazlar. Onların muradı Allahın murad ettiği şeydir, rızalarıda öfkeleride Mevla iledir. Allah için olan işleri yaparlar. Bunun için çevrenin ayıplaması ve çekişmesinden ürkmezler.

Cenab'ı Hak onlarla alemlere ikramda bulunur. Belaları defeder, Allahın emirlerine riayet edenleri kendi öz çoçuklarından çok severler, ama herkese merhamet ve şefkatle bakarlar. İnsanların kusurlarına bakmazlar, iyiliği emreder kötülükten sakındırırlar. Pak ve tertemiz yüzleri huzur ve aydınlık saçar.onları görenler Allaha yönelirler, mübarek yüzlerine edeple bakmak bile ibadettir, ince ve latif sözleri katıksız hikmet bilgisidir.
385 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-07-29 20:53:01 NEFSİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR!

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki:
-- "Nefsini bilen Rabbini bilir.”
Bu hadisi şerifte kast edilen “nefis”, insanın özüdür. Zira, kötülüğü emreden Emmare nefsin Rabbini tanıması gibi bir özelliği yoktur. Bidayette Emmare nefisle birlikte olan bu öz nefis, Allahü teâlâya ve O’nun dininin icaplarına iman etmek ile mükelleftir. İman ettikten sonra Emmare nefis ile olan birlikteliğini kınamasından dolayı “Levvame Nefis” adını almıştır. İnsanın özü olan nefis, Mülhime mertebesine yükseldikten sonra dahi Emmare nefisten tam olarak kurtulmuş olmadığından iç barış, bu aşamada dahi mümkün gözükmemektedir.
“Bir “Ben” vardır benden içeri” sözünü bir çok kimse eksik algılamaktadır. Zira, insanın içinde iki değil, beş “Ben“lik vardır.

Bunlardan birisi, kötü haberlerin doğumuna vesile olan şeytanların vesveseleri.

İkincisi, hiç durmadan kötü isteklerini tekrarlayan ve kötü anıların hatırlanmasına sebep olan heva-i nefistir.

Üçüncüsü, iyiliklerin kalpte doğmasına vesile olan ilham meleği.

Dördüncüsü, güzel ve aklı-ı selim düşüncelere ve güzel anıların hatırlanmasına vesile olan Hak Teâlâ ya âşık insani ruhtur (beş letaif).

Beşincisi, İmam-ı Rabbani hazretlerinin “ADEM“ (yokluk) diye ifade ettiği, yokluğun ta kendisi olan, Allahu Teâlâ nın hadisi kudside mealen; “İnsan Benim, ben insanın sırrıyım” diye buyurduğu Allah’ın emanetlerini yüklenen insanın ta kendisi olan; “Ben”liktir. Allah’ta fani olan sufinin “Ben”i yoktur.

İnsanın iç dünyasında bulunan bunlar, işin başında yoğurdun içinde yağ ile ayranın birbirine karıştığı gibi karışmış olduğundan, avam halk bunların her birini diğerinden ayıramayıp bunların hepsini bizzat kendisi sanmasından dolayı, iç huzursuzluğundan bitap düşer.
Manevi sahada ma’rifet ilminden biraz pay alanlar ise, yoğurdu yayıp ta ayranın yağdan ayrıldığını fark ettikleri gibi, içerdeki ajanları bir, bir fark ederler ve bunların hepsinin Allah’ın imtihanı gereği, Allahu Teâlâ nın yüce isimlerinden bir isminin tecellisi ile kalpte oluştuklarını görürler. İşte o zaman sufinin kalbinde; “Men arafe nefsehu, fekad arafe Rabbeh” (Kim nefsini tanırsa o, Rabbini tanır.) hadisi şerifinin manasının sırrı zuhur etmiş olur.

Kendisini bilen kişi, Rabbini bilir, Rabbini bilen ise, haddini bilerek gizli şirkten kurtulur. Yani bu mertebedeki sufi, alemde Allah’tan başkasında kuvvet göremez. Ona göre her canlı câmidtir. Sufinin gönül gözü, gizli şirkten kurtulmadıkça melekûta (iç aleme) kördür. Aslında gözler körlükten değil, ışıksızlıktan göremezler. İç aleminin uçsuz bucaksız genişliği ve gizli güzelliği keşif olunduğunda, Sufinin “Benliği” bu benzersiz güzelliğin Yaratıcısı Allah’a hayran kalır ve bu hayranlık sufiyi İlahi aşka uçurur. Bu safhadan sonra Allahü Teâlâ'ya; cennete girmek, cehennemden kurtulmak için ibadet yapmak gibi bir beklentisi olmadan itaat etmeye başlar.

Nefsin 7 kademesi vardır Allahü teala Şems suresinde (Nefse ve onu biçimlendirene, Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,. Elbette nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir.) buyurmaktadır.

Bunlar aşağıdaki gibi sıralanırlar:

1- Nefsi Emmare (Bu makamın zikri Kelime-i Tevhid'dir. LA İLAHE İLLALLAH Zikri çekilir)
2- Nefsi Levvame (Bu makamın zikri Lafzı Celal'dir. ALLAH Zikri çekilir)
3- Nefsi Mülhime (Bu makamın zikri İsmi HU'dur. HU Zikri çekilir)
4- Nefsi Mutmainne (Bu makamımın zikri HAK Esmasıdır.)
5- Nefsi Radiyye (Bu makamımın zikri HAY Esmasıdır.)
6- Nefsi Marziyye (Bu makamımın zikri KAYYUM Esmasıdır.)
7- Nefsi Kamile (Bu makamımın zikri KAHHAR Esmasıdır.)

Nefsin 19 tanede afeti vardır insan neden nefsiyle mücadele etmelidir? Çünkü her insanın nefsinde 19 tanede afet vardır. Nitekim Allahü teala Müddesir suresi 30. ayeti kerimesinde:
"Üzerinde 19 zebani vardır" buyurmaktadır.

Bunlar:
400 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-07-28 20:53:01 Cüneyd-i Bağdâdî (Kuddise Sırruhu) der ki:
"Bir gece uyanıp virdlerimi yapmaya kalktım. Fakat daha önceki virdlerimden hissettiğim zevki bir türlü bulamadım. Uyumak istedim olmadı, oturdum. Bir türlü rahat edemedim. Sonra dışarı çıktım. Baktım ki bir kişi abasına bürünmüş, yolun kenarında uzanmakta... Beni farkettiği zaman şöyle dedi:
- Ey Ebu Kasım! Şu saatte mi bana gelecektin?
- Efendim! Daha önce bir randevumuz yoktu.
- Evet! Doğru söylüyorsun. Fakat ben Allahü Teâlâdan diledim
ki benim için senin kalbini harekete getirsin.
- Senin duan kabul olundu. Söyle bakalım ihtiyacın nedir?
- Ne zaman nefsin hastalığı, nefis için ilaç olur?
- Nefis, hevâ ve isteğine muhalefet ettiği zaman...
Bu sefer kendi nefsine dönüp şöyle dedi:
- Ey nefsim! Dinle! Ben bu cevabı sana yedi defa verdiğim halde benden dinlemek istemedin. İlle Cüneyd-i Bağdâdîden dinleyeceğim dedin. İşte dinledin`. Sonra savuşup gitti ve kim olduğunu da bilemedim".

İmam-ı Gazali - İhya-u Ulumiddin
583 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-07-28 20:53:01
548 views17:53
Aç / Yorum Yap
2021-07-28 20:53:01 ÖLECEĞİN GÜN İÇİN TELAŞLANMA!
Onca değer verdiğin bedeninin başına neler gelecek diye kaygılanma!
Ne olacak, nasıl olacak diye hiç üzülme!
Çünkü Müslüman kardeşlerin senin için gerekenleri yapacaklar.
1- Elbiselerini bedeninden çıkaracaklar.
2- Bedenini yıkayıp gusledecekler.
3- Yeni elbisen olan kefeni bedenine giydirecekler.
4- Evinden dışarı çıkaracaklar.
5- Ve yeni evine, kabre götürecekler.
6- Cenaze merasimin için birçokları işlerini bırakıp gelecekler.
7- Özel eşyalarını toplayacaklar.
Elbiselerin, çanta ve ayakkabıların, ne varsa hepsini seçip ayıracaklar;
Muvaffak olurlarsa onları sadaka olarak fakirlere dağıtacaklar…
Emin ol, sen öldükten sonra kimse işini gücünü bırakıp senin hasretini çekmeyecek.
İşler ve ticaret kaldığı yerden devam edecek.
Senin görevin bir başkasına devredilecek.
Malın ve servetin bölüşülecek, mirasçıların hepsini sahiplenecek.
Sen ise kazandığın o malların hepsinden tek tek hesaba çekileceksin.
Öldükten sonra senden
Alınacak ilk şey adındır.
O nedenle öldüğünde sana
“cenaze” derler; kimse seni isminle çağırmaz.
Sana namaz kılmak için geldiklerinde, adını sormaz,
“Cenaze nerede?” diye sorarlar.
Omuzlarında taşıdıklarında ve defnettikleri zamanda da adını söylemez,
Cenazeyi tutun derler…
O hâlde, dikkatli ol;
soy, nesep, milliyet, para ve makam seni aldatmasın…
Bu dünya ne kadar değersiz, karşılaşacaklarımız ise ne kadar da büyük ve
Korkunç!
Öldükten sonra senin için üç tür üzüntü olur:
1- Seni biraz tanıyanlar, “Yazık!” derler.
2- Seni daha fazla tanıyan dost ve arkadaşların birkaç saat veya en fazla birkaç gün üzülür, sonra da
Şakalarına ve gülüşlerine devam ederler.
3- Yokluğunu ve ayrılık acısını derinden hisseden ailen ise birkaç hafta, birkaç ay veya en fazla bir yıl üzüntünü yaşarlar,
Sonra da seni kendi hatıralar arşivine atarlar.
İşte bu şekilde senin halk arasındaki öykün son bulur.
Güzelliğin, sağlığın, çocukların, evin, eşin, malın ve mülkün ne varsa hepsi elinden çıkar ve gerçek
öykün başlar.
Yani ahiret hayatın…
Peki, ölüm için, kabir için, ahiret için ne kadar hazırız?
Bu, üzerinde durmamız ve çokça düşünmemiz gereken bir gerçektir.
Bu yolculukta yardım et bizlere Allah’ım!
564 views17:53
Aç / Yorum Yap