Get Mystery Box with random crypto!

Arifler Yolu

Telgraf kanalının logosu arifler_yolu — Arifler Yolu A
Telgraf kanalının logosu arifler_yolu — Arifler Yolu
Kanal adresi: @arifler_yolu
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 624
Kanaldan açıklama

Arifler Yolu Resmi Kanalıdır.
Kanal daveti için aşağıdaki mesajı kullanabilirsiniz.
AriflerYolu yayınlarını telegramda da yapıyor.
Katılım için:
https://t.me/arifler_yolu

Ratings & Reviews

1.67

3 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

0

4 stars

0

3 stars

0

2 stars

2

1 stars

1


En son Mesajlar 5

2022-07-17 14:49:23 Gavsı Kasrevi hazretleri k.s buyurdu ki;
Bilinmelidir ki Allah'tan başka ne varsa hepsi tamamen boştur, bâtıldır, pişmanlıktır. Maksud Allah'ın Zaatıdır, çünkü O'nun Zaatından başka her şey yok mesabesindedir. Dünyada olsun, âhirette olsun, kabirde olsun, haşırda olsun, Allah'ın Zaatından başka bir şey yoktur, hepsi boştur. Maksud Allah'ın Zaatıdır,
Herkez için böyledir. İster şeyh olsun, ister âlim olsun, ister ne olursa olsun Allah'a olan bunca vasıtaların hepsinde tek gaye Allah'ın Zaatı'dır O'ndan başka hiç bir şey olamaz.
Gerektir ki insan pişmanlıkla Âllah'a yönele. İnsan yanlız Âllah'a muhtaçtır. Mal, devlet, evlât bunların hiç biri maksud değildir, bunlar ancak maslahattır (vasıtadır). Maksud (gaye) Rabbü'l-Âlemin'in Zaatıdır, O'ndan başka bir şey olamaz.
Gerek tâât, gerek ibadet, gerek namaz, gerek dünya işi her ne olursa olsun hiç bir zaman maksud olmazlar. Ancak ve ancak maslahattırlar. Maksûd yanlız Rabbü'l-Âlemin'in Zaatıdır, O'nun dostluğudur. Evrad-ı Nakşibendîye'nin
Her tesbih başında:
"İlahi ente maksûdi ve rızâke matlûbi"
Deniliyor.
Yani: İlahi ente maksûdi, benim maksûdum, gayem Zaatındır Allah'ım, bu virdim, bu ibadetim gaye değil, olamaz da,
bütün maksûdum gayem Zaatın'dır ve Rızanı talep etmektir, bütün ahval bundan ibarettir. Bu cümlenin içindedir.
İnsanın yegâne maksûdu, gayesi Rabbü'l-Âlemin, talebi de istediği de O'nun
Rızasıdır. Bütün dunya işinde, dünya ahvalinde tek gaye O'nun Zaatı olmalıdır. Eğer böyle olmasa hepsi boş olur.
58 views11:49
Aç / Yorum Yap
2022-07-16 22:05:49 Peygamberimiz (s.a.v.) Yemen'in Cened vâliliğine tayin ettiği Muaz bin Cebel’e şu tavsiyelerde bulunmuştur:

"Mazlumun duâsından sakın! Çünkü, bu duâ ile Allah Taâlâ arasında bir perde yoktur." (Müsned, 1:233; Buharî, 3:73; Müslim, 1:150; Tirmizî, 3:21.)

Bu sırada Muaz bin Cebel Hazretleri de Efendimizden bazı tavsiyelerde bulunmasını istedi, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerde bulun." diye ricada bulundu.

Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Her ne halde ve nerede olursan ol, Allah'tan kork!" buyurdu.

Hz. Muaz, " Yâ Resûlallah! Bana biraz daha tavsiyelerde bulun" dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz bu sefer, "Günahın arkasından hemen iyilik ve hayır yetiştir ki, onu yok etsin!"

Hz. Muaz, "Yâ Resûlallah! Bana tavsiyelerini arttır." diye dileğini tekrarladı.

Peygamber Efendimiz, "İnsanlara, güzel ahlâk ile muâmelede bulun!" buyurdu. (İbn-i Kesîr, Sîre, 4:194-195)

Resûl-i Ekrem Efendimizin, Hz. Muaz ile beraberinde gönderdiği Ebû Mûsa el-Eşarî'yi uğurlarken de son tavsiyesi şu oldu:

"Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!" (Buharî, 3:72)
53 views19:05
Aç / Yorum Yap
2022-07-16 20:46:14 "Dünya Tasası Çekme, O ALLAH'a Aittir.
Rızık Endişesi Taşıma, O da ALLAH'a Aittir.
Gelecekten Kaygı Duyma, Gelecek ALLAH'ın Elindedir.
Tek Bir Tasan Olsun: ALLAH'ı Nasıl Razı Edeceksin.? "

[ İmam-ı Şâravî Hz. - k.s.
42 views17:46
Aç / Yorum Yap
2022-07-16 16:58:07 Bu gerçekleşince, insanları fayda ve zararda etken olarak görmekten kaynaklanan kötü huylar yok olur. Bu durumda da dışımız korunur, içimiz de Rabbimizle meşgul olur. Bunu başardığımızda, dünya büsbütün bize yönelip gelse ve kendini bize sunsa önceki ve sonraki bütün insanlar peşimize düşse hiçbir zararları olmaz ve bizi Allah-u Zülcelal’in kapısından alamazlar. Çünkü biz bu durumda, O’nunla birlikteyiz, O’na yönelmişiz, O’nunla meşgulüz ve O’nun cemaline ve celaline bakmaktayız.

O’nun celaline baktığımız zaman darmadağın oluruz, cemaline baktığımızda ise yeniden toplanırız. Celalini gördüğümüzde korkar, cemalini gördüğümüzde ümitleniriz. Celalini gördüğümüzde yok olur, cemalini gördüğümüzde yeniden diriliriz.

Gerçek kulluğun tadını alabilenlere ne mutlu!...

Allah’ım! Bize, Sana yakınlık yemeğini yedir ve sıcaklığının içeceğini içir, âmin.
53 views13:58
Aç / Yorum Yap
2022-07-16 16:58:07 ZİKRİN KAZANDIRDIKLARI

Allah-u Zülcelal’i kalbiyle zikreden kimse zâkirdir. Kalbiyle zikretmeyen ise zâkir değildir. Dil kalbin çocuğudur ve ona tabidir. Hiç zikretmemektense gafletle de olsa zikretmek iyidir. Ama hem dil ile hem de kalbi ile zikretmenin tadı bambaşkadır.

İnsan zikir meclislerine devam ettiği müddetçe, oradaki salih kişilerin ahlaklarıyla ahlaklanmaya başlar. Ancak bu konuda da anlatılan edeplere uyma koşulu vardır elbette.

Mutabaat (tabi olma) konusunda Abdülkadir Geylani Hazretlerinin çok değerli izahları var. “Fehhu’r Rabbani” (Alemlerin Anahtarı) adlı eserinde şöyle açıklar:

“Kimin Hz. Peygamber (sav)’e uyması sağlam olursa Hz. Peygamber zırhını, miğferini ona giydirir, kılıcını kuşandırır, edebiyle ve güzel huylarıyla onu bezendirir, ona hilat giydirir. Ümmetinden böyle biri çıktığı için sevinir ve Rabbine şükreder. Sonra da onu ümmeti için sözcü, yol gösterici ve Hak yolunun davetçisi yapar. Davetçi ve yol gösterici oydu. Allah-u Zülcelâl, onun ruhunu alınca, ümmeti içinde onun yerini tutacak kimseler belirledi. Bunlar da onbin kişi içinde birkaç tanedir. İnsanlara yol gösterir, öğüt vermeye devam eder ve onlardan gelecek sıkıntılara katlanırlar. İkiyüzlü ve fasık kimselerin yüzüne gülerler ve onları içinde bulundukları bu kötü durumdan kurtarmak ve Rablerinin kapısına götürmek için her yola başvururlar.”
“Bundan dolayı sufilerden biri ‘fasık kimsenin yüzüne arif kuldan başkası gülmez’ demiştir. Yüzüne güler, o da arifin, kendinin ne durumda olduğunu bilmediğini sanır. Hâlbuki o, onun din evinin harabeye döndüğünü, kalp yüzünün karardığını ve bulandığını çok iyi bilmektedir. Fasık ve ikiyüzlü kimse ise ondan gizli kaldığını ve onun, kendinin ne durumda olduğunu bilmediğini sanırlar. Hayır! Onların hiçbir değeri yoktur, o haller o kimseden saklı değildir. Bir bakışta ve harekette onların ne olduğunu anlar. Hiç şüphesiz onların içini de dışını da Allah bildirirse bilebilir.”

Biz, nefsimizin bütün münafıklıklarıyla birlikte; sıddık, arif ve âlimlerden saklandığımızı sanıyoruz. Ne zamana kadar ömrümüzü yok yere geçireceğiz! Bize ahiret yolunu gösterecek birini arayıp bulmamız gerek. “Aramakla bulunmaz ama bulanlar ancak arayanlardır” demiş büyükler. Samimiyetle ve gayretle biz arayalım, Allah büyüktür! Bize de nasip edip bulduracaktır, inşaallah.

Ahiret yolunu bulamamış olanlar, Allah’tan perdelidir. Faydayı ve zararı, Allahu Zülcelâl’in dışındakilerden bilenler, Allahu Zülcelâl’in kulu değildir. Fayda ve zararı kimin verdiğini düşünüyorsa o kişi, onun kuludur. Böyleleri, bugün gazap ve perdelenme ateşindedir, yarın ise cehennem ateşinde olacaktır, Allah muhafaza!

Allahu Zülcelâl’in ateşinden ancak; takva sahibi, O’nun birliğini kabul eden, ihlâslı ve tövbe etmiş olanlar kurtulur. Gerçek tövbe, bütün durumlarda Allahu Zülcelâl’in buyruğuna saygı göstermek ve yarattıklarına şefkatli davranmaktır.

Allahu Zülcelâl’in buyruğuna saygı gösterip yarattıklarına şefkatli davranmayan kimseler, Allahu Zülcelal’den uzaktır. Allahu Zülcelâl, Musa (as)’a “Sen acı ki ben de sana acıyayım. Ben çok merhametliyim. Acıyana acır ve onu cennetime koyarım” diye vahyetmiştir. Sadece Allah için bütün mahlukata acıyabilenlere ne mutlu!
—————————————
Tövbe yönetim değişikliğidir
—————————————
Önce kalplerimizle sonra dillerimizle tövbe edelim. Tövbe yönetim değişikliğidir. Nefis, heva, şeytan ve kötü arkadaşların yönetimini kaldıralım. Tövbe ettiğimiz zaman, kulağımızı, gözümüzü, dilimizi kalbimizi ve bütün organlarımızı yenilemiş; yiyeceğimizi, içeceğimizi haram ve şüphe bulanıklığından arındırmış; geçimimizde, alışverişimizde ihtiyatlı davranmış ve bütün kaygımızı Allah-u Zülcelal’e yöneltmiş oluruz.

Alışkanlığı kaldırıp yerine ibadeti koymuş, günahı kaldırıp yerine itaati koymuş oluruz, sora da dinin sağlamlığı ve şahitliği ile birlikte gerçeğe ulaşmış oluruz. Çünkü dinin şahitlik etmediği her şey, zındıklıktır.
54 views13:58
Aç / Yorum Yap
2022-07-16 00:00:41

71 views21:00
Aç / Yorum Yap
2022-07-15 21:03:24 Ölümden aşırı korkan birinin ya sığınacak bir Rabbi yoktur, ya da bu dünyaya aşırı bağlılığı vardır.."

Hz.Yusuf A.S.
102 views18:03
Aç / Yorum Yap
2022-07-15 21:03:07 ”Ey hocalar! Ey öğrenciler! İnancınızı ve ahlakınızı İslam’a uygun hale getirmek, cehalet karanlığından kurtulmak, insanlara hizmet etmek, halifelik makamına yakışır bir hale gelmek, helali ve haramı bilmek hülasa yüce Allah’ın rızasını kazanmak için ilim tahsil edin. İnsanların itibarını kazanmak, makam ve maddeyi elde etmek, ün salıp, şöhret kazanmak için ilim tahsilinin sonucu nedamet ve hüsrandır.”
Şeyh Ahmed El Haznevi k.s.a
96 views18:03
Aç / Yorum Yap
2022-07-15 21:02:59 Hatme Çamaşır Makinesine Benzer
Çamaşır Makinasının Elbiseleri
Temizlediği Gibi Hatme de
İnsanın Günahlarını Temizler..

[Seyyid Muhammed Râşit El-Huseyni k.s.a]
Cum'anız mübarek olsun
92 views18:02
Aç / Yorum Yap
2022-07-15 21:02:41 Gavs-ı Hizanî, Seyyid Sıbgatullah Arvâsî [kuddise sırruhû] genellikle susmayı tercih ederdi. Yine bir gün bir grup insanla bulunmuşlar ve uzun bir müddet hiç konuşmadan durmuşlardı. Orada bulunan, bu yolun özel hallerinden habersiz zahir alimlerden biri dayanamayarak:
“Keşke şeyh bize biraz sohbet etse” dedi. Bunun üzerine Gavs-ı Hizanî [kuddise sırruhû] şöyle buyurdu:
“Bizim sükûtumuzdan fayda görmeyen, konuşmamızdan da fayda görmez.”
89 views18:02
Aç / Yorum Yap