Get Mystery Box with random crypto!

Arifler Yolu

Telgraf kanalının logosu arifler_yolu — Arifler Yolu A
Telgraf kanalının logosu arifler_yolu — Arifler Yolu
Kanal adresi: @arifler_yolu
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 624
Kanaldan açıklama

Arifler Yolu Resmi Kanalıdır.
Kanal daveti için aşağıdaki mesajı kullanabilirsiniz.
AriflerYolu yayınlarını telegramda da yapıyor.
Katılım için:
https://t.me/arifler_yolu

Ratings & Reviews

1.67

3 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

0

4 stars

0

3 stars

0

2 stars

2

1 stars

1


En son Mesajlar 6

2022-07-15 21:02:33 Gavs Kasrevi (K.S.A.) bir seferinde sohbet edip şoyıe buyurdu: “Mevlânâ Halid (K.S.) Şam’da bulunduğu bir sırada etrafında dört – beş yüz kişi kadar bir topluluk olduğu halde sohbet ederken içeriye bir kadın girip “Evet Halid, evet, eskiden beni sevdiğini unutmuş gibi şimdi oturmuş vaaz ve nasihatta bulunuyorsun” diyor. Mevlânâ Halid hiç sinirlenmeden sabır ve sükûnetle, eğer böyle bir şey,yapmış isem tövbe etmişimdir.Tövbe kapısı her zaman açıktır, kapanmamıştır cevabını veriyor, işte Mevlânâ Halid sabır ve tahammülü. Bir seferinde de İmam-ı Şafiî (R.A.) iki-üç bin kişilik muazzam bir cemaata vaaz ve nasihat ederken içeriye bir kâfir girip elini mübareğin yüzüne götürüp, hâşâ sakalın köpeğimin kuyruğuna benziyor, diye hakarette bulunuyor. Hemen cemaatte kâfirin, haddini bildirmek için bir kıpırdanma oluyorsa da İmam-ı Şafiî derhal mani olarak “Kat’iyyen müdahale etmeyin, taciz olmayın”, diyor ve yüzünü kâfire çevirerek kemali sükûnetle şöyle cevap veriyor. Diyor kî:

-“Eğer yüzüm, sakalım Cennet hurilerinin eline geçecekse senin köpeğinin kuyruğundan çok daha kıymetlidir. Yok şayet Cehennem zebanilerinin eline geçecekse o zaman senin köpeğinin kuyruğu sakalımdan daha kıymetlidir.”
İmam-ı Şafiî Hazretlerinin sükûnetle, kızmadan hatta rengi bile değişmeden verdiği bu cevap karşısında o kimse derhal Kelime-i Tevhid getirerek Müslüman oluyor ve şöyle diyor: -“Eğer bir kimse, benim sözlerimi bizim büyüklerimizden birine söylemiş olsaydı, onu parça parça ederlerdi. Halbuki sende hiçbir değişiklik olmadı hiç kızmadın, hiç değişmedin. Anladım ki hak din sizin dininizdir ve ben de Müslüman oluyorum”, diye “Kelime-i Şehadet” getiriyor, îşte böyle sabır ve tahammülden daha güzel bir şey yoktur. Onun için insan daima sabır ve tahammül sahibi olmalı, gönlü her daim geniş olmalı, uğrayacağı hakaretlere tahammül etmeli, daima Peygamber (A.S.V) şeriatına itaatlı olmalı, onun yolundan gitmelidir. Dünyada bunlardan daha güzel, daha iyi hiçbir şey yoktur. İnsan ne kadar hilim sahibi, ne kadar sabırlı olursa Allah’ın yanında o kadar makbul olur. Çünkü sabır, tahammül ve ilim Peygamber (A.S.V.) in meşreplerindendir. Peygamber (A.S.V) hep sabır ve tahammül sahibiydi. Hilmi çoktu. Sabır Allah’tan, acele ise şeytandandır. İnsan işlerinde sabır ve tahammül ederse Rabbü’l-Âlemîn de onun işlerini düzeltir, işlerini âsân eder, yok eğer acele ederse o içinde muvaffak olamaz
88 views18:02
Aç / Yorum Yap
2022-07-15 21:02:25 Gavs-ı Kasrevi hz [kuddise sırruhu] buyurdular: Birgün Cebrail (A.S.) Rabbü’l-Alemîn’den soruyor: “Ey Rabbimiz, diyor, şu anda senin yanında en makbul kulun kimdir acaba? Lütfen bana haber ver, onu görüp tanımak istiyorum” Rabbü’l-Âlemîn de Cebrail’e: “Falan şehre git, filân yerde bir köprü vardır, şafaktan evvelki bir saatte orada bulun. İlk önce o köprüden geçen bu zamanda en makbul kulum o dur.” Cebrail (A.S.) emredilen memlekete gidip şafaktan evvel köprünün başında bekler. Bakar ki; fakir, kendi halinde bir adam, omuzunda bir ip olduğu halde çıkıp gelir. Doğruca köprüden geçip su başına giderek abdest alır. Seccadesini yayıp sabah namazının sünnetini kılar. Şafak atınca farz namazını da kılar. Sonra oturup da güneş doğuncaya kadar virdini çeker. Güneş doğunca kalkıp odun toplar. Topladığı odunları ‘sırtlayıp şehre doğru gitmeye başlar. Tam köprünün üstüne gelince karşıdan bir atlı belirir. Ayağında çizme, elinde kamçısı olduğu halde o da köprüye gelir. O sırada atı birden ürkerek üzerindeki süvariyi yere atar. Yerden kalkan süvari sofiye, sen benim atımı ürküttün, diye elindeki kamçıyla vurmaya başlar. Fena halde döver. Sofî’den İse hiç ses çıkmaz. Süvari dayağını bitirip atına binmeye gidince, sofi ondan evvel koşup atının başını tutarak süvarinin binmesine yardım eder. Süvariye, “benim yüzümden attan düştün, üstün hep toz toprak oldu, özür dilerim, beni affet” diyerek helâllık ister ve “eğer hakkını helâl etmezsen, vallahi atının başını bırakmam” der. Atın dizginlerini tutup durur. Süvari nihayet bırak, git, İşte, helal ettim. Allah belânı versin” deyince sofi atı bırakır Süvari yoluna devam ederken sofi de odunlarını sırtlamak üzere odunlarının yanına gelir. Tam odunlarını sırtlayıp gideceği zaman Cebrail (A.S.) oradan çıkıp sofiyi durdurur. -“Vallahi seni bırakmam. Eğer bana Cibril-i Emin’in yerini söylemezsen giden süvariden yüz defa daha fazla seni döver, ondan sonra da köprüden aşağıya atarım” der. Sofi feryad u figan ederek: “Aman ben fakir, ben biçare, ben yüzükara bir kimseyim, nereden, Cibril-i Emin’in yerini bilebilirim, onu nerden görmüşüm ki tanıyayım” diye yakınır ise de Cebrail (A.S.), “Hayır elimden kurtulamazsın, vallahilazîm, eğer Cebrail’in yerini söylemezsen seni fena halde döver, sonra da köprüden aşağıya atarım.” diyerek ısrarına devam eder. Sofîye kanaat gelir ki bu adam dediğini yapacak kendini dövüp köprüden atacak. Çaresiz olduğu yerde oturur, gözlerini yumar, öylece bir müddet rabıtada kalır, sonra gözlerini açıp Cebrail’e (A.S.) Allah’a kasem ederim ki, bütün gök tabakalarını aradım, Cibril-i Emîn gökte değildi. Yer tabakalarını aradım, orada da bulamadım. Bütün dünyayı dolaştım, yine yoktu. Geriye yalnız biz ikimiz kaldık, ya sen Cebrail’sin yahutta ben. Kendimin Cebrail olmadığını biliyorum, geriye sen kalıyorsun, öyleyse Cebrail senden başkası değildir” diyor. Bunun üzerine Cebrail (A.S.) elini beline vurup, “Allah dostluğu sana mübarek olsun.” diyerek oradan ayrılıyor. İşte Allah yolu böyledir. Sofinin hiç kabahati olmamasına rağmen süvariden o kadar dayak yediği, kamçılandığı, tokatlandığı halde sabretti, tahammül etti, üstelik ondan özür diledi. İşte böyle, insan sabırlı olmalı, işlerini Allah’a bırakmalı. Kendisine zulüm eden olursa onu Allah’a havale etmesi daha makbuldür. Allah’ın kuvveti insanınki gibi değildir. Her zaman sabır ve tahammül ehli olmaya çalışmalıdır. Herhangi bir ümmet-i Muhammed kendisine hakaret ederse ümmet-i Pey­gamber (A.S.V.) olmanın hatırı için onu hoş görüp helâl etmesi daha uygundur.
90 views18:02
Aç / Yorum Yap
2022-07-15 11:34:52 GÜLİSTAN'DAN

Şeyh Şadi Şirazi(ks), gülistan isimli eserinde şöyle anlatıyor,

Bir kez olsun başıma gelenlerden şikayet etmemiştim. Yalnız bir kez ayakkabısızlık sebebiyle ayaklarım çıplak kalmıştı. Giyebileceğim bir ayakkabıya sahip değildim . Satın almak için paramda yoktu. İçimde ki bu sıkıntılı hal ile kufe camisine gittim. İçeri girdiğimde bir fakir gördüm, biraz dikkatli bakınca ayaklarının olmadığını fark ettim. Benim ayaklarıma giyecek ayakkabım yoktu, onun ise ayakkabı giymek için ayakları yoktu. O zaman halime, çokça şükrettim, ayakkabısızlığıma ise, gönül hoşluğu ile sabrettim.
115 views08:34
Aç / Yorum Yap
2022-07-14 22:40:24 GENÇLİK BÜYÜK NÎMETTİR:

Abdülehad Serhendî (rahmetullahi aleyh) kendisinden nasîhat isteyen birine şu mektubu yazdı:

"Azîzim ! Evvelkiler çok amel etselerdi, az kabûl ederlerdi. Şimdikiler az bir şey yapsalar, çok kabûl ediyorlar. Bir gümüş verseler, bir altın verdik diyorlar. Çünkü şimdi bid'atler çoğaldı, nefsin arzuları her yerde mevcut, zulmet dalgaları ise, birbiri ardınca gelmektedir. Heybetinden öncekilerin ve sonrakilerin titrediği, cinlerin, insanların ve hayvanların dehşetinden şaşırdığı büyük korku geldi.

Haşir ve neşir günü çok yaklaştı. Bir bölük Cennet'e, bir bölük Cehennem'e gitsin denecek gün geldi çattı. İşte bunları düşünüp uyanmalı, hakîkatleri gören gözleri açmalıdır. Akıllı gençlere, düşünen yaşlılara yazıklar olsun ki, gaflet pamuğunu kulaklarından çıkarmıyorlar ve gurur perdesini basîret
gözlerinden uzaklaştırmıyorlar.

Azîzim ! Gençlik en büyük nîmettir. Elden geldiği kadar en iyi vakitleri, en iyi işlere sarf etmelidir. Kıymetli cevherleri, çocuklar gibi oyuncaklarla değişmemelidir. İstîdâd toprağınız temiz ve yüksektir. Sakın onu boş koymayın. Yâhut bozuk tohum ekmeyin."

Kaynak:

Umdet-ül-Makâmât; s.243.
Hazînet-ül-Asfiyâ; c.1, s.662
21 views19:40
Aç / Yorum Yap
2022-07-14 22:40:22 KORKU, SIRLARIN KAPISIDIR
Hz. Ayşe validemiz radıyellahu anha bir gün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize;
وَالَّذٖينَ يُؤْتُونَ مَا اٰتَوْا وَقُلُوبُهُمْ وَجِلَةٌ
"Yapmakta oldukları işleri kalpleri çarparak yapanlar." (Mü'minun Suresi 60) buyruğu hırsızlık, zina yapan, içki içen kimse hakkında mıdır? dedi.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem cevaben “Hayır, ey Sıddîk'ın kızı! Lâkin o kişi hakkındadır ki, oruç tutar, namaz kılar, sadaka verir de, Hakk teâlâ'nın kabul eylememesinden korkar.” (Tirmizi, Sünen; 3175)
---------------
Havf ve reca (korku ile ümid), hakkın esrar kapısıdır. Sırlar ALLAH korkusu ile ayan olur. Zira havf, kulu ALLAH'a yakın eder.

İblis, ilmine mağrur olarak ALLAH'a isyan etti. Onu isyan ettiren neydi? Kendinden çok fazla emin ve ALLAH'tan korkusuz olmasıydı. (Hasan Burkay kuddise sirruhu)
19 views19:40
Aç / Yorum Yap
2022-07-14 22:31:43 Eğriyi kendinde arayan, doğruyu kalbinde bulur.

Hz. Mevlana k.s.a
28 views19:31
Aç / Yorum Yap
2022-07-14 22:31:41 Allah'a kavuşmak,
kötü insanlardan uzak durmakla olur.
Hz. Ali (r.a)
28 views19:31
Aç / Yorum Yap
2022-07-14 22:30:38 AMİN DEMENİN FAZİLETİ

عن أبي هريرة رضي الله عنه أن رسول الله ﷺ قال إذا قال أحدكم آمين. و قالت الملائكة في السماء آمين. فوافقت إحداهما الأخرى، غفر له ما تقدم من ذنبه.

Ebû Hureyre Resûlullah'ın sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"İçinizden biri âmîn dediği zaman melekler de aynı anda gökyüzünde âmîn dediklerinde ve böylece yeryüzündeki âmînler ile gökyüzündeki âmînler birbirine karıştığında o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."

Kaynak; (Sahih-i Buhârî Muhtasarı, 255)
30 views19:30
Aç / Yorum Yap
2022-07-14 22:30:27 Rivâyete Göre Bir Adam Hazreti Ömer Radiyallâhû Anh’a Gelerek:

▬ “Şüphesiz ki Ben, İki Haslet Dışında Bütün İyi Amelleri İşliyorum...”

Diyince, Ömer Radiyallâhû Anh Ona:

▬ “O İkisi Nedir?”

Diye Sordu. O da:

▬ “İyiliği Emretmem, Kötülükten Nehy Etmem...”

Dedi. Hazreti Ömer Radiyallâhû Anh Ona Buyurdu ki:

▬ “Muhakkak ki Sen, İslâm’ın En Büyük Hisselerinden İkisini Giderdin. Artık Dilerse Allahû Teâlâ Seni Affeder, İsterse Azâb Eder...”

[Ebû Hayyan, el-Bahru’l-Muhit, 4/387.]

[Rûhu’l-Furkan Tefsîri]
30 views19:30
Aç / Yorum Yap
2022-07-13 22:30:25 Allahü teâlâ, her düşüncenin ötesindedir.
O, ötelerin ötesi, ötelerin ötesidir.
57 views19:30
Aç / Yorum Yap