Get Mystery Box with random crypto!

Fıkıh Dersleri (Hanefi)

Telgraf kanalının logosu fikihdersleri — Fıkıh Dersleri (Hanefi) F
Telgraf kanalının logosu fikihdersleri — Fıkıh Dersleri (Hanefi)
Kanal adresi: @fikihdersleri
Kategoriler: Kategorize edilmemiş
Dilim: Türk
aboneler: 17.39K
Kanaldan açıklama

🕯️Fıkıh Dersleri, Güncel Fıkhi meseleler ve öğrenme amaçlı fıkıh soruları paylaşılmaktadır.
İletişim: @iletisim0bot
Șâfii Fıkhı @fikihdersleri_safi

Ratings & Reviews

4.33

3 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

1

4 stars

2

3 stars

0

2 stars

0

1 stars

0


En son Mesajlar 5

2021-07-07 15:28:00 SUÂL: Sessizce okunacak namazda Fatiha'nın bir kaç ayeti sesli okunsa sehiv secdesi gerekir mi?

CEVAP: İmam'ın, sessiz okunması gereken namazda sesli, sesli okuması gereken namazda da sessiz okuması namazı bozmaz, ancak sehiv secdesi gerekir. İmam'ın gündüz kıldırdığı namazları sessiz kıldırması ve gece kılınan namazlarıda sesli kıldırması vaciptir. Vacibin terkinden dolayı ise sehiv secdesi gerekir. Sessiz okunacak yerde sesli okumaktan dolayı sehiv secdesini gerektiren miktar ise; namazın farz olan kıraati kadardır. Bu da kısa üç ayet veya kısa üç ayet uzunluğunda bir ayet okumaktır, bundan az olursa sehiv secdesi gerekmez. Fatiha süresinin ilk üç ayetini okumak bu kısımdandır. Bununla beraber kısa bir ayet okunması da İmamı Azam'a göre bu hükümdedir. İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'e göre ise, bu hükümde değildir, tercih edilen görüş de budur.
Yalnız başına namaz kılan kimse sabah, akşam ve yatsı namazlarını dilerse aşikare bir okuyuşla ve dilerse gizli bir okuyuşla kılar. Geceleyin kılacağı nafile namazlarda da hüküm böyledir. Fakat öğle ve ikindi namazlarında ve gündüz kılacağı nafile namazlarda gizli okuması Nevadir'de vacip görülse de Zahir'rivayet de vacip değildir. Dolayısıyla aşikare okuması halinde sehiv secdesi gerekmez.
Fetvayı nakleden âlim / İsmail Hakkı Yelkenci
3.1K views12:28
Aç / Yorum Yap
2021-07-07 15:27:57 "üyemizin ricası üzerine yapılan bir duyurudur"

Ücret mukabelinde Bayan hocadan online Arapça & Tecvid Dersleri almak isteyen hanım kardeşler @arapcaozelders_bot adresi ile irtibata geçebilirler
2.9K views12:27
Aç / Yorum Yap
2021-07-04 22:14:59 "üyemizin ricası üzerine yapılan bir duyurudur"

Ücret mukabelinde Bayan hocadan online Arapça, Kuran, Tecvid Dersleri almak isteyen hanım kardeşler @arapcaozelders_bot adresi ile irtibata geçebilirler
2.1K viewsedited  19:14
Aç / Yorum Yap
2021-07-04 15:35:45 SUÂL: Kurbanlık dişi dana aldık 6 aylık gebe olduğunu öğrendik kurban olur mu olmaz mı?

El CEVAP: Bir hayvanın hamile olduğu bilindiği halde kesilmesi uygun bir davranış değildir. Ancak kesilirse, kurban olma açısından geçerli olur ve kesilen bu hayvanın eti yenir. Kurban edilmek üzere belirlenen gebe bir hayvan, kurban edilmeden yavrulayacak olursa o yavru da annesiyle birlikte kesilir, fakat sahibi onun etinden yiyemez, yoksullara verir, şayet yerse kıymetini sadaka olarak vermelidir. Şayet kesilmeyip kurban günleri geçerse, yavrunun kendisi ya da değeri fakirlere sadaka olarak verilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 466-467).

Kesilen kurbanın karnından çıkan yavruya gelince; anne karnında tam teşekkül etmiş olduğu halde canlı olarak çıkarsa, kesilerek yenilebilir. Eğer yavru anne karnında iken anne kesilir de yavru canlı çıkmaz ise, bu yavrunun etinin yenilip yenilmeyeceği konusu fukaha arasında ihtilaflıdır. Bu yavrunun eti İmam Ebû Hanîfe’ye göre yenilmez, İmam Şâfiî, Ebû Yûsuf ve Muhammed’e göre yaratılışı tamamlanmışsa yenilir, zira onlara göre annenin kesilmesi, hükmen yavrunun da kesilmesi sayılır (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 153)
Fetvayı nakleden âlim / İsmail Hakkı Yelkenci
1.0K viewsedited  12:35
Aç / Yorum Yap
2021-07-03 09:31:01 SUÂL: Latin harfleri ile Kuran-ı Kerim'i okumak ve yazmanın caiz olmadığını biliyoruz. Latin harfleri ile hadis-i şerifler deki dualar veya salavatlar yazılıp okunabilir mi.

Cevap: Türkçede sadece “h” harfi yerine Arapçada üç çeşit “h” harfi vardır. Noktasız “ha” noktalı hırıltılı “ha” ve ”he”. Yine Kur'an harflerinin içinde üç adet “ze” vardır. Biri ince “ze”, biri peltek “zel”, diğeri de “zı” dır.
Türkçe deki “s” yerine üç harf bulunur. “sin, sad” ve peltek “se”. Arapça'ya has bir harf vardır ki, o da “ayın” harfidir. Bu harf başka bir dilde pek bulunmamaktadır.
Bu harflerin bulunduğu kelimenin, harflerin farklılığına göre manası değişebilir. Örneğin mahluk kelimesinde ki he harfi boğazdan hırıltısız okununca tıraş edilen anlamına gelir, hırıltılı okununca yaratılan anlamına gelir.
Dolayısıyla namazda okunan Kur'an ve dualar arapça orijinal şekliyle okunması gerekir. Bununla birlikte mahreçleri yakın olan harflarde yapılan hatalara fakihler tarafından müsamaha edilmektedir.
Ayrıca Kur'an'ı aslından okuyamayan ve bu melekeye sahip olmayan kimselerin gerek namazda okuyacağı sureleri öğrenmek, gerekse Yasin, Tebareke gibi sureleri okumak için Latincesinden okumasının sevabı yoktur denilemez. Allah yapılan hiçbir iyiliği yok saymaz. Yine öğrenme kabiliyetine sahip olamayan kimseler latinceden hadisleri ve duaları okuyabilir.
Fetvayı nakleden âlim / İsmail Hakkı Yelkenci
1.9K views06:31
Aç / Yorum Yap
2021-07-02 09:46:01 SUÂL: Katılım bankalarından ev araba almak caiz midir

CEVAP: Katılım bankalarından araba, ev, v.b. alınması, mevcut sistemde uyguladıkları şekle göre, caiz olmaz. Zira bu işlemin caiz olabilmesi için riayet edilmesi lazım gelen hususlar başlıca şöyledir;
1) Araç satın alınmadan önce banka ile imzalanan sözleşme, ileri tarihte araç satın almaya dair bir vaatleşme olacak, satış sözleşmesi olmayacak. Zira sözleşme imzalandığı anda, satın alınacak olan araç bankanın mülkiyetinde değildir.
2) Banka, müşterinin istediği aracı, kendi memurunu görevlendirerek alacak, müşteriyi vekil ederek değil. Zira böyle yapmadığı takdirde, faizli bankalar ile arasında ki fark, sadece söylemden ibaret olur. İşin aslı ise müşteri adına araç bayîi’ne kredi çıkarıp karşılığını da müşterisinden vadeli olarak fazlası ile geri almak olur ki bu fâizin ta kendisidir.
3) Bankanın memuru aracı satın aldıktan sonra, müşteri bankaya çağrılıp şimdi onunla sözlü olarak, satış akdi yapılması gerekir.
4) Dosya masrafı, kasko, ekspertiz vb. masraflar adı altında ek bir ödeme yapılmayacak.
5) Alışveriş tamamlandıktan sonra ileri tarihte kalan borcu peşin ödeme karşılığında fiyat yapılandırması olmayacak.
6) Ayrıca bankadaki yetkili memurun, aracı satın aldığı tarih ile, daha sonra müşteri ile gerçekleştirilecek olan satış akdi tarihi arasındaki zaman diliminde, araç bankanın sorumluluğunda olacak.

Dolayısıyla, şayet bu süre içerisinde aracın başına bir şey gelse sorumluluk bankaya ait olacaktır, müşteriye değil. Aksi takdirde, Peygamber Efendimiz'in ﷺ yasaklamış olduğu "Sorumluluk almadan kazanç elde etme" hükmüne girmiş olur.
Fetvayı nakleden âlim / İsmail Hakkı Yelkenci
1.9K views06:46
Aç / Yorum Yap
2021-07-01 09:45:09 SUÂL: Kaybeden tarafın halısaha ücretini ödemesi veya tatlı veya yemek ismarlamasi üzerine halısaha maçı yapmanin hükmü nedir?

CEVAP: İki veya daha fazla kişinin aralarında doğrudan veya dolaylı olarak anlaşma suretiyle bir tarafın kazanacağı, diğer tarafın kaybedeceği şansa dayalı her türlü oyun, kumar kapsamında olup haramdır.

Kendi aralarında yarışacak kimselerden kazananın, üçüncü kişi tarafından vaat edilen ödülü alması ile kaybedenin bir zarara girmemesi esasına dayalı meşru içerikli yarışmalara katılmak ve buradan kazanılacak ödülleri almak ise caizdir (Kâsânî, Bedâî’, VI, 206; el-Fetâva’l-Hindiyye, V, 400).
Fetvayı nakleden âlim / İsmail Hakkı Yelkenci
3.0K views06:45
Aç / Yorum Yap
2021-06-30 14:33:52 Fıkhî Sorularınız için
@fikihdersleri_bot hesabını kullanabilirsiniz. Sorulara müsait bir zamanda dönüş yapılacaktır.
3.4K views11:33
Aç / Yorum Yap
2021-06-28 16:00:08 Soru: Çevremizde bazı yakın akrabalarımızın veya dostlarımızın düğünleri oluyor. Biz biliyoruz ki davete icabet etmek Müslümanın müslüman üzerindeki haklarından biridir. Ancak sorun şu ki; davet edildiğimiz düğünler çalgılı olabiliyor. Yani bir tarafta bizi bu mekândaki merasime zorunlu bırakan icabet hakkı varken diğer yanda icabet etmememizi gerektiren masiyet var. Bu müşkil durumda ne yapmalıyız. Saygılar…

Cevap: Cevaba başlamadan önce, evvela her türlü İslâmî hassasiyetlerin prangalandığı bir zamanda bu denli bir hassasiyet sahibi olmasının kendisini bu mahiyetteki bir suali tarafıma tevcih etmesine sebep olduğu soru sahibi kıymetli kardeşimi tebrik etmek isterim.

Sorulan sorunun cevabına gelince; suali soran kimsenin ifade ettiği gibi davete icabet etmek gerekli olan bir vazifedir. Nitekim bu konuda Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’dan gelen “Her kim davete icabet etmezse Ebu’l-Kasim’e isyan etmiştir”[1] tarzında hadis-i şerifler mevcuttur. Fakat soruda bahsi yapılan ortam kendisinde Allah’ın haram kılmış olduğu çalgı aletlerinin isti’mal edildiği bir ortam olduğu için hadis-i şerifteki vaidin bu ortama davet edilip de iştirak etmeyen kimse hakkında da geçerli olacağını söylememiz münkün değildir.

HARAMA DAVETE İCÂBET VÂCİB DEĞİLDİR

Konuyu şöyle işleyebiliriz, şayet böyle bir ortama davet edilen kişi oraya iştirak etmeden önce bu merasimin çalgı olacağından haberdar ise iştirak etmesi her halükarda caiz değildir.[2] Şayet merasime iştirak etmeden önce orada çalgı aletlerinin kullanılacağından haberdâr değilse ve bilgisiz bir halde orada bulunmuşsa bakılır:

– Şayet bu kişi muktedâ bih (Yani insanların kendisine uyup onu taklid ettikleri) bir kişi ise orayı terk etmelidir.

– Şayet bu şahıs insanların kendisini taklid edip örnek aldıkları âlim vs. konumunda olan birisi değilse bu durumda yine bakılır; Şayet çalgı oturduğu masada ise oturması caiz değildir ve yine orayı terketmelidir. Değil de eğer çalgı bulunduğu menzilde çalınıyorsa bu durumda velime sünnet olup çalgı bidat olduğu için, böyle bir sünneti bidat uğruna terk etmeyip sabredecektir.[3] Bu durumda eğer onlara müdahale etme konumunda ise müdahale edecek (veya emr-i bi’l-Maruf yapacaktır).[4]

Şu halde İmam Muhammed’in “Kişi şayet düğün veya yemeğe çağrılır da orada oyun veya ğina (müzik, çalgı vs.) ile karşılaşacak olursa, oturup yemesinde hiçbir sakınca yoktur”[5] şeklindeki ifadelerini yukarıda geçen “mukteda bih olmaması ve çalgının kişinin oturduğu sofrada bulunmaması” kayıtlarıyla anlamamız gerekmektedir. Meselenin özeti budur.

[1] Buhari, Sahih, No: 5177, Müslim, Sahih, No: 1432

[2] Burhaneddin el-Merğinâni, el-Hidaye, II/ 362 Daru’l-Erkam, Beyrut-Lübnan

[3] Bkz. Abdu’l-Hayy el-Leknevi, en-Nafiu’l-Kebir, s. 481 Alemu’l-Kütüb, Beyrut, 1986, B.I

[4] Bkz. el-Merğinani, a.g.e. a.y.

[5] Muhammed b. Hasen eş-Şeybânî, el-Camiu’s-Sağir, s. 481 Alemu’l-Kütüb, Beyrut, 1986, B.I

ز
5.7K views13:00
Aç / Yorum Yap
2021-06-27 16:00:02 Soru: Kadınların cemaati câiz midir? Kadınların kendileri cemaat yapmalarının hükmü nedir? Kadınlar kendi aralarında evlerde yahut farz vakit cemaati dışında camilerde bulundukları zamanda cemaat yapabilirer mi?

Cevap:  “Hanefi mezhebine ait fıkıh kitaplarında sadece kadınlardan oluşan bir cemaatin mekruh olacağı bildirilmektedir.”[1] Delil olarak da Efendimiz Aleyhissalatü vesselam’ın بيوتهن خير لهن“Evler(de kılmalar)i onlar için daha hayırlıdır”[2] hadis-i şerifini göstermektedirler.

İmam et-Tahavi’in ‘Muhtasar‘ını şerh eden “el-Cessas” ondan namazın cemaatle kılınmasının erkeklere farz(-ı kifaye) olduğunu ve bazılarının kılmasıyla ötekilerin üzerinden bu farziyetin düşeceğini naklettikten sonra, kadınlar üzerine bu şekilde bir farziyetin olmadığı şeklinde bir ruhsat nakletmektedir.[3] Yani el-Cessas’ın bu naklinden anlaşılan İmam et-Tahavî’nin kadınların cemaatle namaz kılmayı mekruh görmediğidir. Bu da İmam et-Tahavi’nin âsâra tutunmayı daha çok üslup edinen bir ilmi anlayışa sahip olmasından kaynaklanabilir.

1- El-Mavsili, el-İhtiyar li Ta’lili’l Muhtar I/207 er-Risaletu’l-Alemiyye, Beyrut 2009 B.I

[2] İbn Huzeyme, es-Sahih, III/93 No:1684, Hakim, el-Müstedrek I/209 Daru’l-Marife Beyrut-Lübnan

[3] El-Cessas, Şerhu Muhtasaru İhtilafi’l Ulema, I/263 Daru’l Beşairi’l-İslâmiyye  

ز
5.1K views13:00
Aç / Yorum Yap