Get Mystery Box with random crypto!

Risâle-i Nûr İzah ve Notlar

Telgraf kanalının logosu bediuzzaman — Risâle-i Nûr İzah ve Notlar R
Telgraf kanalının logosu bediuzzaman — Risâle-i Nûr İzah ve Notlar
Kanal adresi: @bediuzzaman
Kategoriler: Din
Dilim: Türk
aboneler: 6.48K
Kanaldan açıklama

Risâle-i Nûr üzerine yapılan izah çalışmaları paylaşılmaktadır.
Takip ederek istifade edebilirsiniz.
Tavsiye Risâle-i Nûr Kanalları
@meclisikuran
@saidnursi
@risaleinur_imtihan
İletişim: bediuzzaman@protonmail.com

Ratings & Reviews

4.00

3 reviews

Reviews can be left only by registered users. All reviews are moderated by admins.

5 stars

1

4 stars

1

3 stars

1

2 stars

0

1 stars

0


En son Mesajlar 11

2021-10-11 16:25:05 Ya Rab! Düşmanımız hesapsızdır. O düşmanların en mühimmi dörttür:

Birincisi: Nefs-i emmaredir.

İkincisi: Şeytan-ı cinnidir.

Üçüncüsü: Şeytan-ı insi, bahusus su-i karin denilen kötü arkadaştır.

Dördüncüsü: Dünyanın dünyaya bakan cihetidir.

Bu dört düşmanın şerrinden, bahusus şeytan-ı insinin şerrinden bizi muhafaza eyle, bizi mağlub etmek suretiyle düşmanlarımızı bize karşı sevindirme.

Eğer feleğin çarkını döndüren kader, ehl-i imana rahmetiyle muamele ederse, düşmanların mağlub olması gayet kolay olur. Aksi taktirde bu düşmanlara karşı mukavemet etmek gayet zordur.

Cenab-ı Hak, rububiyet sıfatıyla bizleri iki şekilde terbiye eder:

Biri; lütuf ile,

Diğeri; kahr iledir.

Tabir-i diğerle biri; cemal ile, diğeri celal iledir
1.0K views13:25
Aç / Yorum Yap
2021-10-09 19:20:27 Şuan Canlı Yayınlanan Miraç Risâlesi Dersini (18. Ders) aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz
(Yusuf SELAMİ Hoca @meclisikuran)
(Youtube Kanalına abone olarak canlı yayınlanacak Derslerden haberdar olup istifade edebilirsiniz)



67 viewsedited  16:20
Aç / Yorum Yap
2021-10-07 16:24:02 Kainatta zahiren çirkin ve abes gibi görünen bela, musibet, hastalık, fakirlik, ölüm, zalimin zulmü gibi hadiseler altında pek çok hikmetler ve güzellikler saklıdır. Bu hikmetler ve güzellikler ancak kaza ve kadere teslim olmakla görülebilir. İnsan, bu dünyada gaflet içinde bir hayat sürerken, birden ölüm gelse, gaflet bataklığında onu yakalasa, ahiret saadetini kaybedebilir. Fakat bela ve musibetler, ikaz ve irşad edici olduğundan gafil olan insanı uyandırması sebebiyle gayet hikmetlidir
980 views13:24
Aç / Yorum Yap
2021-10-05 16:24:01 Ölüm bir imtihandır.

Cenab-ı Hak, onu zihayatın başına musallat eylemiş. Şu mevcudat-ı âlemi çalkalandırıyor. Bu bahar mevsiminde hayata mazhar olan nazenin mevcudatın mevt ve fenası, zeval ve firakı zahiren çirkin gibi görünüyorsa da hakikatte gayet güzeldir ve birçok hikmet ve faidesi vardır. Mesela; bu küre-i arz üzerinde vücud ve hayat nimetine mazhar olan bütün mevcudat, cennete gider, bekaya mazhar olur. Oradaki hayvanat, buradaki insan kadar lezzet alır. İnsanın cennette ne kadar yüksek bir lezzete ve saadete mazhar olacağı buna kıyas edilsin. Acaba böyle bir netice az mıdır? Öyle ise mevt ve fena, zeval ve firak, musibet ve meşakkat, Rahim, Hakim ve Vedud isimlerine zıd değil. Belki bu isimler, mevt ve fenayı, zeval ve firakı, meşakkat ve musibeti iktiza ederler.
1.1K views13:24
Aç / Yorum Yap
2021-10-03 16:22:01 Bela ve musibetlerin altında rahmet-i İlahiyenin tecellisi görünür

Mesela; ölüm olmazsa, cennete nasıl gidilebilir? Rü’yet-i cemal-i İlahiye ki; beşerin elde etmek istediği en yüksek makamdır. Ölüm olmazsa, bu makama nasıl erişilebilir? Çünkü cennete giden ve hakiki dost olan Allah’ın cemaline kavuşturan yol ölümden geçer. Demek zahiren çirkin görünen ölümün arkasında, ehl-i iman için cennet ve refik-i a’la gibi tarifi gayr-ı kabil nimetler saklıdır.
872 views13:22
Aç / Yorum Yap
2021-09-30 14:43:01 ÎMÂN, BİR MA'NEVÎ TÛBÂ-İ CENNET ÇEKİRDEĞİNİ TAŞIYOR.
Îmândaki saâdet, ni’met ve rahatın büyüklüğünü anlamak için mü’min ile kâfir ve fâsıkı muvâzene edelim.
Kalbine îmân nûru girmeyen kâfir veyâ yalnız Müslüman adını almış gàfil ve fâsık, bu âleme îmân ve Kur'ân nûru ile bakamadığı için bütün memleketi umûmî bir mâtem yeri hâlinde görür. Bakar ki; canlı mahlûkàt, husûsiyle insânlar dünyâya geliyorlar. Fakat bu âlemde ebedî kalmıyorlar, ölüp gidiyorlar.
Mü'min, îmânın nûru ile bu âlemin kapısını Hàlık’ın muvakkat misâfirhânesi levhası konulmuş olduğunu görüyor ve her mahlûkun üzerinde de “Muvakkattır, fanidir, geçicidir, ebedî ve bâkì âleme geçecek muvakkat misâfirdir.” damgasını okuyor. Memlekete bakıyor, görüyor ki; yaşasınlar, teşekkürler ile umûmî terhîs şenliği. Hem tekbîr ve tehlîl ile mesrûrâne askere çağırmak için davul ve muzıka sesleri işitiliyor.
Kâfir veyâ fâsık-ı gàfile göre; bu dünyâ, umûmî bir mâtem yeri olmakla berâber bütün canlı mahlûklar, firâk ve zevâl sillesi ile ağlayan yetimlerdir. Hayvan ve insânlar, ecel pençesiyle parçalanan kimsesizlerdir. Dağ ve deniz gibi büyük mevcûdât, rûhsuz dehşetli cenâzeler gibidir. Böyle görüş, onu ma'nen azâb içinde bırakır. Bu âlemde de Cehennem azâbını çektirir.
Hàlık’ı tanıyan ve tasdîk eden mü'mine göre dünyâ, Rahmân olan Ellah’ın bir zikirhânesi, insânların ve hayvanların ta'lîm ve terbiye yeri, ins ve cinnin imtihân meydanıdır. İnsân ve hayvanların ölümleri, hizmetten terhîstir. İnsân ve hayvanların doğumları, Ellah’ın hizmetine, askerliğine ve vazîfe başına gelmektir. Bütün hayât sâhibleri, birer muvazzaf mesrûr asker, birer müstakìm memnûn me’mûrlardır. Bütün sesler, ya vazîfe başındaki zikir ve tesbîh veyâ paydostan gelen şükür ve tefrih veyâ işlemek neş’esinden gelen latîf seslerdir.
Bütün mevcûdât, Seyyid-i Kerîm ve Mâlik-i Rahîm’in birer mûnis hizmetkârı, birer dost me'mûru, birer şirin kitâbıdır.
İşte îmândan böyle latîf, âlî ve lezzetli hakìkatler tecellî ve tezâhür eder.
Demek oluyor ki; îmân bir ma'nevî Tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise ma'nevî bir Zakkûm-u Cehennem tohumunu saklıyor.
Demek selâmet ve emniyet, yalnız İslâmiyet’te ve îmândadır. Öyle ise biz dâimâ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى نِعْمَةِ اْلاِسْلاَمِ وَكَمَالِ الْا۪يمَانِ demeliyiz.
Hitâbat ve Münâcat-ı Hulûsiyye
668 views11:43
Aç / Yorum Yap
2021-09-23 16:19:01 Şu anda küre-i arz üzerinde Ken’aniler namı altında bir kavmi kimse gösterebilir mi? O kavim, şirk, zulüm, tuğyan ve istibdatları sebebiyle yeryüzünden silindi, adı ve sanı bile unutuldu. İşte Allah (c.c), zalim kavimlerden böyle intikam alır. O zamanda o zalim kavme karşı hakkı müdafaa eden İbrahim (a.s) ve etbaı ise, kıyamete kadar hem kalblerde taht kurdu, hem de bütün ehl-i iman tarafından selam ile yadedildi. Demek şu alemde devamlı olarak ehl-i küfür, celalli bir silleye maruz kaldığını, ehl-i iman ise, cemalli bir iltifata mazhar olduğunu görüp ibret almamız ve hakda sabitul kadem olmamız lazımdır.
780 views13:19
Aç / Yorum Yap
2021-09-21 16:18:01 Eyvah! Biz musibetzede ehl-i imanız.
Hazret-i İbrahim’in milleti olduğumuz için, kader-i İlahi celalli bir elle bizi çalkalandırıyor. Nasıl ki; Hazret-i İbrahim (a.s.m)’ın bütün peygamberlerin babası olması nimet ve mevkii, Nemrud’un ateşi içerisinde saklıydı. Cenab-ı Hak, ileride Nemrud’un saltanatını başına yıkacak O’nun evladından birisini göndermek suretiyle O’nun intikamını alıp fahrini yükseltti. Aynen öyle de O Zat-ı Rahim, biz musibetzede ehl-i imana da bir gün bir ferec ve necat ihsan edecek, bizi ehl-i dalaletin esaretinden kurtaracaktır. İnşaallah. Öyle ise umutsuz olmadan rahmet-i İlahiyeden ferec ve necatı intizar edelim. Kaza ve kadere teslim olalım.
352 views13:18
Aç / Yorum Yap
2021-09-19 16:18:01 Bela ve musibetler, bu dünyada tekamül ve terakki içindir.

Hakim ismi böyle iktiza eder. Bela ve musibetlere düçar olan şu insan, ebedi bir aleme namzet, cennette sultan ve Allah’ın yanında mukarreb bir memur-u ilahi rütbesiyle taltif edilecektir. Böyle bir insan, bu kadar yüksek bir makam ve mertebeyi elde etmek için, elbette ağır bir imtihana tabi tutulacaktır. Bu imtihanın gereği olarak Halık-ı Hakim, kuluna devamlı bol rızık vermez, bazen kısar. Onu hasta eder, alil eder, sakat eder, yakınlarını öldürmekle onu mahzun eder. Bütün bunlar, onun hakkında birer imtihandır. Evet Allah, bazen insanın ciğerparesi olan evladını öldürür, babayı evladsız bırakır. Bazen de babayı öldürür, evladını yetim bırakır.
714 views13:18
Aç / Yorum Yap
2021-09-17 16:17:01 insan mukarrebinlerden olur ne demektir?

Yani Cenab-ı Hakk’a yaklaşır, O’nun cemaliyle ve tekellümüyle müşerref olup O’nunla ünsiyet eder. Bu en büyük bir lezzettir. Ehl-i dünya “işlerimi yoluna koymak için sultana yaklaşayım” diye bütün gücünü sarfeder. Sultan isminin cüz’i bir tecelligahı olan bir sultana yaklaşmak, bu kadar değer taşıyorsa, Sultan-ı kainata yaklaşmak, ne kadar değer taşıdığı düşünülsün.
512 views13:17
Aç / Yorum Yap