Hayâtu's Sahâbe

2022-07-08 09:30:29 İlyâs b. Mudar

İlyâs b. Mudar yetişkin çağa gelip Mekke’de adın- dan söz ettirince kavminin yanlış tüm uygulamalarına müdahale etmiş, özellikle dinî sahada oluşan sapma- lara karşı bir mücadele başlatmıştı. İlyâs’ın bu çabaları kavmi tarafından takdir ile karşılanmıştı. Öyle ki bölge ahalisi onu hekim ve bilge bir kişi olarak tanımış ve ona saygıda kusur etmemişti. İbn Zübeyr’in rivayetine göre ise Kâbe’de deve kurban edilmesi geleneğini de o baş- latmıştır. Yine Mekke’de olan büyük bir sel ve tufandan sonra Rükn’ü ilk kez onun yerine koyduğu ve Kâbe’deki dü- zenlemeyi onun yaptığı rivayet edilmektedir. Efendimiz (sas) dedeleri Mudar ve Re- bîa için söylediği aynı sözün bir benzerini İlyâs için de söylemiştir. Süheylî’nin riva- yetine göre Allah Resûlü (sas) şöyle bu- yurmuştur: “İlyâs’a hakaret edip sövmeyin, zira o mümin bir kimseydi.” İbnü’l-Esîr, İlyâs b. Mudar’ın annesin- den önce vefat ettiğini, annesinin onun vefatına çok üzüldüğünü, vefat günü perşembe olduğu için de her perşembe sabahtan akşama kadar ağladığını ve bu hâlin darb-ı mesellere/atasözlerine konu olduğunu aktarmaktadır. Aç / Yorum Yap

2022-07-07 09:30:09 Müdrike b. İlyâs

Cesaret ve korkusuzluğu ile darb-ı mesellere/atasöz- lerine konu olmuş birisidir. Kaynaklarımız, Müdrike ve kardeşlerinin isimlerini nereden aldıklarına ilişkin efsane türü şeyler rivayet etmektedirler. Bunlardan biri şudur: Bir gün Amr, kardeşleri ve annesi ile birlikte de- velerini otlatmak için meraya çıkmışlardı. O esnada de- velerin yanına gelen bir tavşan, develeri ürküttü. Develer koşup kaçmaya başlayınca Amr sinirlendi ve o tavşanın peşine düştü. O kadar hızlı koştu ki sonunda tavşanı ya- kaladı ve o tavşanı kesip pişirdi. Bu olaydan sonra ona yakalayan anlamında Müdrike dendi. Müdrike’nin iki oğlundan birçok Arap kabilesi ortaya çıkmıştır. Oğulların- dan Huzeyme’nin bahsi önceki sayfada geçmişti. Diğer oğlu Huzeyl’in Lihyân, Umeyr ve Sa‘d isimli üç oğlu oldu ve bun- ların soyları genişleyerek Hicaz’ın birçok bölgesine ulaştı. Aç / Yorum Yap

2022-07-06 09:30:22 Huzeyme b. Müdrike

Ahlâkının güzelliği ve insanlara olan yardımseverliği şiirlere konu olabilecek düzeye ulaşmış bir şahsiyettir. Bölge halkı onun için şöyle demiştir: “Huzeyme’ye gelince bütün güzellikler onda toplanmıştır, Ne geçmiştekiler ne de gelecektekiler arasında onun yerini tutacak başka bir kimse yoktur.” Kaynaklarımız, Huzeyme’nin kavmi içerisinde bir an- laşmazlığı çözmek için Serhâ adındaki bir kâhine müra- caat ettiğini ve verilen hükmü de yerine getirdiğini nak- lederler. İbn Habîb, İbn Abbas kanalı ile Efen- dimiz’in (sas) şöyle buyurduğunu riva- yet etmiştir: “Huzeyme, İbrâhim’in (as) dini üzere vefat etmiştir.” Bu hadis, Efendimiz’in (sas) dedeleri içerisinde Huzeyme’nin Hanîf olduğuna dair en açık mesajın bulunduğu nebevî bir beyandır. Aç / Yorum Yap

2022-07-05 09:30:31 Kinâne b. Huzeyme

Kavmi üzerinde müthiş etkiler bı- rakan birisidir. İlmi ve fazileti dolayısıy- la sadece Mekke’de değil, tüm Araplar üzerinde de büyük bir saygınlığı oluş- muştur. Âmir el-Adnânî’nin oğluna şöyle vasiyet ettiği nakledilir: “Ey oğlum! Ben Kinâne b. Huzeyme’ye ulaştım. Kendisi çok saygın bir yaşlı idi. İlim ve fazilet sahibi olduğu için tüm Araplar ona gelirdi. Onun şöyle dediğini işittim: ‘Şüp- hesiz Ahmed isimli bir peygamberin Mekke’de ortaya çıkması pek yakındır. O, insanla- rı Allah’a, iyilik yapmaya, ihsanda bulunmaya ve güzel ahlâka davet edecektir. Eğer siz ona tabi olursanız izzet ve şerefiniz kat kat artar.” Ebû Rebî‘, Kinâne’nin bir rüyasını şöyle aktarır: Bir gün Hicr-i İsmâil’de uyur- ken rüyasında birini görmüş, gelen şahıs: “ Ey Nadr’ın babası! Ya geçimde bolluğu ya uzun ömürlü olmayı ya da hayatın boyunca izzet ve şeref üzere olmayı seç.” demiş- tir. Kinâne ise: “Ben bunların hepsini seçiyorum.” diye cevap vermiştir. Gelen şahıs: “Onların hepsi sana ve tüm neslinden gelenlere verildi.” demiştir. Efendimiz de (sas) bir gün şöyle buyuracaktır: “Yüce Allah, İbrâhimoğulları’n- dan İsmâil’i seçti. İsmâiloğulları’ndan Kinâneoğulları’nı seçti. Kinâneoğulları’ndan Kureyş’i seçti. Kureyş’ten Hâşimoğulları’nı seçti. Hâşimoğulları’ndan beni seçti.” Aç / Yorum Yap

2022-07-04 09:30:26 Nadr b. Kinâne

Güzelliği ve yakışıklılığı ile meş- hur olmuş birisidir. Yüzünde başka- larında olmayan bir parlaklık oldu- ğundan Nadr diye isimlendirilmiş ve bu yönü insanlar üzerinde etkili olmuştur. İbn Mâce, Eş‘as b. Kays’ın rivayeti ile Efendimiz’den (sas) şöyle bir olay nakleder: “Allah Resûlü’nün (sas) yanına Arapların meşhur kabilelerin- den biri olan Kinde kabilesinden bazı adamlar geldi. Onlar dediler ki: ‘ Yâ Resûlullah! Siz bizim kabilemizden değil misiniz?’ Bunun üzerine Allah Resûlü (sas) : ‘Hayır, biz Nadr b. Kinâ- ne’nin oğullarındanız. Biz nesepte anneye tabi olmayız, babamız- dan da uzak durmayız.’ diye buyurdu.” Aç / Yorum Yap

2022-07-03 09:30:58 Mâlik b. Nadr

Fazilet ve bilgisi ile tanınan bir şahsiyettir. Araplar içerisinde meşhur olmuş birçok hikmetli söz ona nispet edilir. O sözlerden biri şöyledir: “Nice dış görünüşler vardır ki özle ve hakikatle çelişir ve zahirî süsüyle karşısındakini aldatır. Onun menfi yön- lerini dene ve tecrübe et. Sakın sadece dış görünüşe aldan- ma! Daima işin iç yüzünü ve özünü anlamaya çalış.” Kureyş lakabının ilk onun için kullanıldığı- nı söyleyenler olmuştur. Takarruş; bir araya getirip, toplamak manasına geldiği için Mâlik b. Nadr’ın, bütün iyilikleri ve güzellikleri ken- disinde topladığından böyle bir isimlendir- meye layık görüldüğü rivayet edilmiştir. Kavmi üzerinde sağladığı otorite, onları bir arada tutma konusundaki başarısı ve insan- ların ondan duydukları memnuniyet şiirlere konu olmuştur. Aç / Yorum Yap

2022-07-02 09:30:21 Fihr b. Mâlik

Kureyş kabilesi Fihr ile başlamaktadır. Her ne kadar bazıları Ku- reyş isminin kullanılmasını babası Mâlik’ten başlatsalar da en doğru olanı Fihr’den başlamasıdır. Kureyş isminin, bir araya getirip toparla- mak manasında takarruş kelimesinden geldiğini söyleyenler olduğu gibi köpekbalığı anlamına gelen kırş kelimesinden geldiğini söyle- yenler de olmuştur. Gücü, kuvveti ve otoriteyi temsil ettiği için böyle bir isimlendirme yapıldığı rivayet edilmiştir. Fihr b. Mâlik’in ismini biz tarih sahnesinde Himyerîlere karşı ver- diği mücadelede de görüyoruz. Rivayetlere göre Kâbe’yi Mekke’den Yemen’e naklederek insanların teveccühünü kendi topraklarına çek- meyi arzulayan Himyerîler, Hassân b. Abdükülâl komutasında bir ordu ile Mekke’ye ulaşmış ama Fihr, tüm kavmini etrafına toplaya- rak onlara karşı savaşmış ve bu savaşın galibi olmuştur. Kureyş’in atası olarak kabul edilen Fihr için Araplar içeri- sinde meşhur olmuş şöyle bir söz vardır: “Fihr evladından ol- mayan Kureyşli değildir.” İbn Şihâb ez-Zührî (v. 124/ 742) bu konuda şöyle söy- lemektedir: “Arapların nesep bilginlerinden kimin görüşüne ulaşabildiysem Fihr’den önceki- lerin Kureyş’ten olmadıklarını ifade ettiklerini gördüm.” Aç / Yorum Yap

2022-07-01 09:30:44 Ğâlib b. Fihr

Babası Fihr gibi sağlam kişiliğiyle hikmet sahibi oluşu ve güzel ahlâkıyla bilinir. Muhammed Ebû Zehra, babası Fihr’in oğlu Ğâlib’e şöyle bir vasiyette bulunduğunu aktarır: “Ey oğlum! Musibetler öncesinde kalbe gelen hüzünde nefse bir ızdırap vardır. Musibet meydana geldikten sonra nefisteki hararet söner ve nefiste serinlik meydana gelir. Izdırap ancak musibetin gale- yanı esnasında görülür. Ben öldüğüm zaman sen musibet hararetini söndürüp serinlet. Ölümü önüne ve arkana, sağına ve soluna koyan zatın eserlerini yaşantında müşahede ederek sakinleş. Menfaati az olsa da az miktardaki malınla yetin. Çünkü elinde bulunan az mik- tardaki mal, senin şerefini yok edecek çok maldan daha hayırlıdır.” Efendimiz’in (sas) dedeleri içeri- sinde üç oğlu olan Ğâlib b. Fihr’in, torunları vesilesi ile soyu oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Hicaz’ın birçok bölgesine yayılan bu çocuklar, beş büyük kabileye dönüşmüş ve dedelerinin adların- dan hep bahsettirmişlerdir. Aç / Yorum Yap

2022-06-30 09:30:45 Lüey b. Ğâlib

Lüey b. Ğâlib çok halim ve bilge birisiy- di. Hikmetli sözlerin sahibi olarak bilinir- di. Şu sözlerin ona ait olduğu söylenmek- tedir: “Kim yaptığı iyilikleri geliştirirse eskiyip gitmez, onun adı da şanı da unutulmaz. Unutulanın adı bile unutulur. Kendisine iyi- lik edilen kimseye düşen, onu unutmadan başkalarına duyurmasıdır. İyilikte bulunan kimseye düşen ise onu büyük görmemesi ve daima gözünde küçük görüp gizlemesidir.” Lüey b. Ğâlib’in nasıl hikmet sahibi biri olduğunu anlayabileceğimiz bir rivayeti de bize Muhammed Ebû Zehra (v. 1394/1974) aktarır. Bir gün Lüey, babası Ğâ- lib’e şöyle diyecektir: “Babacığım! İyilik yapan ve güzel şeyler bırakan kimsenin kötü çocuğu az olur. Suyu parlak ve güzel olur. Ama iyiliği ih- mal eden kimse de iyilik tarafından ihmal edilir. Bir şey ihmal edilince artık unutulur gider. Efendilerin ve yöneticilerin, yö- netimleri altında bulunan küçükleri yetiştirip geliştirmeleri; yönetimleri altında bulunan ve büyüklük taslayan kimseleri de küçültüp itaat altına almaları gerekir.” Aç / Yorum Yap

2022-06-30 09:09:01 Şafiî Mezhebinin en önemli fıkhî meselelerini maksimum ''280 karakter'' ile paylaşımlarımızdan öğrenin!

Telegram: https://t.me/safilmihal Aç / Yorum Yap